Şirketler, Doğal Çevreyi Değiştirebilme Kuvvetine Sahiptir"

Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Başkanı Serdar Dinler, Çintemani deseninin Sanskritçe'de "dilek taşı" anlamına geldiğini belirterek, "Şirketler, günümüz dünyasının en güçlü kurumları haline gelmişlerdir. Deniz ve ulus aşırı örgütlenebilirler. Hükümetlerin siyasi süreçlerine ve hukuka etki edebildikleri gibi doğal çevreyi değiştirebilme kuvvetine de sahipler dolayısıyla sahip oldukları güç, kuvvet ve iktidarı göz önüne alırsak, çintemani desenini giymeye hak kazanan zamanımız hükümdarları, artık şirketlerdir." dedi.

Dinler, topluma yarar sağlayan, değer katan projeleri farklı sektörlerle buluşturan ve işbirliği imkanı oluşturmak amacıyla düzenlenen "10. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi"nde yaptığı açılış konuşmasında, yaşanabilir bir çevrede yaşamanın mümkün olduğunu söyledi.

Çintemani deseninin Sanskritçe'de "dilek taşı" anlamına geldiğini ve desenin Uygurlar döneminde evreni tasvir ettiğini belirten Dinler, Osmanlı Devleti döneminde de bu desene büyük anlamların verilmeye devam ettiğini, özellikle padişah kaftanlarında kullanılan bir tür hükümdarlık simgesine dönüştüğünü anlattı.

Dinler, çintemani deseni gibi sorumluluk kavramının da zaman içerisinde farklı anlamlarda kullanılmaya devam edildiğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hızına yetişmekte zorlandığımız günümüz dünyası, şirket yapılanmasını merkezi örgütlenme modeli olarak kullanıyor. Şirketler toplumsal hayatımıza doğrudan etki eden en güçlü kurumlar haline geldi. Dünya üzerindeki dengeler savaşlarla veya büyük politik manevralarla değil, şirketlerin aldıkları kararlarla değişiyor. Şirketler, günümüz dünyasının en güçlü kurumları haline gelmişlerdir. Deniz ve ulus aşırı örgütlenebilirler. Hükümetlerin siyasi süreçlerine ve hukuka etki edebildikleri gibi doğal çevreyi değiştirebilme kuvvetine de sahipler dolayısıyla sahip oldukları güç, kuvvet ve iktidarı göz önüne alırsak, çintemani desenini giymeye hak kazanan zamanımız hükümdarları, artık şirketlerdir."

Dünyadaki kurumsal güç dengelerinin değiştiği gibi, sorunların da değişime uğradığını vurgulayan Dinler, "Üretilen onca aşırı artı değere rağmen, adaletsiz dağılım küresel düzeyde krizlere neden oluyor. Her geçen gün dünya yeni çevre sorunlarıyla karşılaşıyor. Sorunların çözümü için, herkesten daha çok şirketlerin sorumluluk sahibi olmalarına ihtiyacımız var. Sürdürülebilirlik, sürdürülebilir bir toplumsal yaşam için, sınırsız etkinlik alanına sahip olan şirket ve genel anlamıyla tüm kurumların sorumluluklarını yeniden tanımlamamız gerekiyor." dedi.

"Sürdürülebilir kalkınma, kurumsal sorumlulukla sağlanabilir"

Dinler, kurumsal sosyal sorumluluk literatüründe sorumlulukları, üçlü kar modeliyle açıklık getirdiklerini dile getirerek, "Buna göre sürdürülebilirlik, sadece ekonomik fayda gözetilerek değil, ancak aynı anda toplumsal ve çevresel faydalar da gözetilirse sağlanabiliyor. Diğer bir deyişle, ticari karı, insanları ve doğayı her zaman için aynı anda düşünerek hareket etmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.

Dinler, üçlü kar modelinin genelde toplumu, ekonomiyi ve çevreyi simgeleyen, birbiri içine geçmiş üç adet halkayla görselleştirildiğini aktaran Dinler, şunları söyledi:

"Biz bu şekli çintemani desenine çok benzetiyoruz ancak bu desen, artık şirketlere sürdürülebilir bir dünyada yaşamamız için insanları, doğayı ve ticareti aynı oranda ve birbirinden ayrıştırılamaz şekilde önemsememiz gerektiğini hatırlatsın istiyoruz. Böylece çintemaninin yeni bir anlam kazandığını düşünüyoruz. Sürdürülebilir kalkınma için gerekli akıl hikmet, kuvvet ve güzelliğin ancak kurumsal sorumlulukla sağlanabileceğini düşünüyoruz."

"3 milyonun üzerindeki işitme engellerin sesi olmak istiyoruz"

İşitme Engelliler Eğitim Faaliyetleri Derneği Başkanı Ebru Akça ise işitme engelliler için iletişim başta olmak üzere tüm engelleri olabildiğince ortadan kaldırmak üzere hemen her alanda hizmet vermeye ve işitme engellilerle birlikte tüm engellilere yaşam bilincini geliştirmeye çalıştıklarını ifade ederek, toplumda engelli bilincini artırmayı ve toplumsal farkındalık oluşturmak istediklerini söyledi.

Derneğin hedeflenen faaliyetlerini Şubat 2017 itibariyle gerçekleştirmeye başladığını anlatan Akça, "Ülkemizde yaşayan engelliler arasında en büyük kısmı oluşturan yaklaşık 3 milyonun üzerindeki duyma ve konuşma yeteneğinden yoksun işitme engellerin sesi olmak, yaşadıkları ortamı, ailesi, dostları, ekonomik ve sosyal çevresiyle sorunların üstesinden gelmek zorunda oldukları tüm sorunların çözümünde yardımcı olmak istiyoruz." dedi.

Akça, derneğin pek çok kurum ve kuruluşla ortak çalışmalar yaptığını söylediği konuşmasını, şöyle tamamladı:

"İşitme Engelliler Eğitim Faaliyetleri Derneği, halen yürüttüğü eğitim programlarıyla orta ve uzun vadeli projelerin hayata geçirilmesi ve camiaya ait olan Türk İşaret Dili'nin (TİD) yaygınlaştırılması ve sürekli geliştirilmesi için yolunda yürümeye devam etmektedir. Bu anlamda hayata geçirilen projelerimizde ana amaç, işitme engellilerin günlük yaşamını kolaylaştırmak adına TİD'nin yaygınlaştırılması ve bu vesileyle sağlıklı iletişim ortamının oluşturulmasıdır. Takdir edersiniz ki iletişim yoksunluğu pek çok şeyin önüne geçmekte ve bu yoksunluk işitme engellinin toplumsal yaşama katılımında büyük bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Bizler de bu noktada özel sektörden pek çok markayla proje ortaklığı gerçekleştirmiş ve sürdürülebilir projeleri hayata geçirmiş bulunmaktayız. Çözüm ortaklarımızın destekleri, bizler için ışık olmuş ve olmaya devam edecektir."

Uluslararası İnsani Tedarik Zinciri Direktörü (UPS Vakfı) Hans Peter Teufers'in de bir konuşma yaptığı zirvede, uzman isimler gün boyu devam edecek olan panellerde bilgilerini katılımcılarla paylaşacak ve gün sonunda sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmak için tasarlanan projeler ödüllendirilecek.

Kaynak: AA / Güncel