Haberler

Nevzat Çelik şiirleri - En güzel kısa 8 Nevzat Çelik şiiri

Güncelleme:

İlk şiiri 1982 yılında, cezaevinde iken yayınlanan Nevzat Çelik 1984 yılında "Şafak Türküsü" adlı şiir kitabını yayınladı. Üst üste yeni baskıları yapılan Şafak Türküsü, şairin edebiyat çevrelerinde tanınmasını sağlarken ona şiir dalında Akademi Kitabevi Başarı Ödülü'nü de kazandırdı. İşte Nevzat Çelik şiirleri - En güzel kısa 8 Nevzat Çelik şiiri

12 Eylül dönemine damga vuran Şafak Türküsü'nün şairi Nevzat Çelik'in en güzel kısa 8 Nevzat Çelik şiiri

NEVZAT ÇELİK KİMDİR?

En güzel kısa 8 Nevzat Çelik şiiri

Şafak Türküsü

beni burada arama anne

kapıda adımı sorma

saçlarına yıldız düşmüş

koparma anne

ağlama

kaç zamandır yüzüm tıraşlı

gözlerim şafak bekledim

uzarken ellerim

kulağım kirişte

ölümü özledim anne

yaşamak isterken delice

2

bugün görüş günü

günlerden salı

ıslak

sarı bir yağmur

ülkemin neresine bakarsa ay

orada yitik bir anne ağlıyor

sen aralıyorsun yağmuru

acıdan sırılsıklam alnına siper edip elini

sonra bir umut koşuyorsun

yüreğin avucunda

ısırırken

çırpıntı gözlerini

(ah verebilseydim keşke

yüreği avcunda koşan

her bir anneye

tepeden tırnağa oğula

ve kıza kesmiş

bir ülkeyi armağan

koşma anne

birdenbire batacak olan

düş denizinde yarattığın umut sandalıdır

oysa benim için gece

ışık hızıyla koşan

kısa ve soğuk bir zamandır

bu yüzden boğuk seslerle geldiler bir şafak

uykusuz

yorgun

ve korkak

3

sanırım baytardı

yüreğimin depreminde righter ölçeği çatlarken

ölebilir raporu veren beyaz önlüklü doktor

boş ver hypocrite amca

üzülme ne olur

sen de anne

sen de üzülme

hücremin dört bir köşesinde el ayak izlerimi

ciğerlerimde yırtılan bir çığlıkla hazır beklediğim

ve korkunç bir sabırla birbirine eklediğim

korkak kahraman gecelerimi

düşlerimle sınırsız

diretmişliğimle genç

şaşkınlığımla çocuk devrederken sıradakine

usulca açılıverdi

yanağımda tomurcuk

pir Sultanı düşün anne

şeyh Bedrettin'i

börklüce'yi

torlak Kemal'i düşün anne

hala kanaması nedendir faşizmin göğsünde

utangaçlığı bile vuramadan yanaklarına yasının

on sekizinde ölümüne pervasız yürüyen

ince bilekli çıplak ayaklı Tanya'nın

deniz'i düşün anne

her mayıs şafağında uzun

uzun döverken darağaçlarını

ve o şafaktan doğma

on bir yaşını çiğneyip yürüyen çocukları

insanları düşün anne

düşün ki yüreğin sallansın

düşün ki o an

güneşli güzel günlere inanan

mutlu bir yusufçuk havalansın

4

sıcak omuzlar değerken omzuma

buz üstünde yürüdüm yıllar boyu

bayraklar ve türkülerle

kopunca memelerinden o mükemmel yaşama

kurşunlar sıktılar alnıma

açık alanlarda ağır

kartalların konup kalktığı

yalçın kayalardan biriydim

ölüp dirildim yeniden

güneşli güneşsiz akşamlarda

mutlu yarınlar adına

özgürlük adına ekmek adına

üstüne vardım kuyruğ

..........

..........

Mümkünüm Yok

plastik tadında yediğim içtiğim

yaz kış gözlerimi örseliyor duvar

paslanıyor demir gelip boyuyorlar

hep aynı renkte ölemem

beton tuttu ayaklarım dışarda kar

karın altında toprak nasıl hasretim

bir kuşun kanatları geçiyor üzerimden

bin kanat bakıyorum parmaklığa

aklı gidiyor nöbetçinin

kırk yıllık yoldan tanırım ben soğukları

ama asıl baharların erbabıyım

yine yorgun argın aşacak dağları

yine kapıma yıkılacak karanfil

elleriyle koymuş gibi bulac

..........

..........

Göç

1

göçüyorlar

giysilerini onarmışlar akşamdan

bir kavgadan bir kavgaya

sedir ağaçları altından

göçüyorlar

ölülerini aralayarak siperlerden

kuşatma altında

beyaz bayrak bilmeden

göçüyorlar

sırt çantaları kavga yüklü

umutla ayıklanmış gözlerinde

çekincesiz ağlayış

göçüyorlar

yalnız bırakılmışlığın alnına

çakarak filistin türküsünü

göçüyorlar

ayrılık dizilmiş iki yana

dimdik ayakta

bir ülke gibi geçiyor

..........

..........

Ellerimi Bulsaydın

Bu vapur kalkar birazdan

Kalkip gidemeyen bir ben

Martilarin goturup getirdigi

Bu vapur kalkar birazdan

Kar soguklarinda iskele

Asiklara savunmas

..........

..........

Bekleyiş

gül diyorum

yoksul acilarin gölgesinde

güllerin solsun istemiyorum

ay diyorum sonra

..........

..........

Anneler Günü

yeşildir artık yüreğinde kara bulut

bugün anneler günü annem beni unut

evde acılar koynuna yangelip yatmış

inadına giyin sen de mayısa batmış

yürü sokakta çocukların düşü

..........

..........

Bağırma Sevgili

bağırma sesinin ardında yüzün huzursuz bir tabanca gibi duruyor

bağırma kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum

bağırma hangi aşk kendi fırtınasına dayanabilir bilmiyorum

bağırma çürük bir yalan oluyor bü

..........

..........

Altıotuzbeş

intihar girişimleri acıklı olur

bilirsiniz

intiharını beyaz

..........

..........

Telif hakları nedeniyle şiirler tam şekilde eklenememiştir.

Kaynak :

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Nevzat Çelik Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title