Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Memmedov: "Karabağ Zaferi İki Devlet, Tek Milletin Zaferidir"

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, “Kafkasya’ya artık bir barış gelmek üzeredir. Ermenistan ile bir barış sürecindeyiz. Azerbaycan, Karabağ zaferinden sonra başka bir devlettir" dedi.

(İSTANBUL) - Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, " Kafkasya'ya artık bir barış gelmek üzeredir. Ermenistan ile bir barış sürecindeyiz. Azerbaycan, Karabağ zaferinden sonra başka bir devlettir" dedi.

Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi'nin 5. yılı dolayısıyla Azerbaycan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Azerbaycan'ın İstanbul Başkonsolosu Nermine Musafayeva ve Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği Dayanışma Vakfı (TADİV) Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, İstanbul'da bir grup gazeteciyle bir araya geldi.

TADİV tarafından organize edilen toplantıda, Türkiye–Azerbaycan ilişkileri, Şuşa Beyannamesi ve Karabağ Zaferi sonrası oluşan yeni bölgesel durum ile Zengezur Koridoru'nun önemi ele alındı.

Memedov: " Kafkasya'ya artık bir barış gelmek üzeredir; Ermenistan ile bir barış sürecindeyiz"

Büyükelçi Memmedov, toplantıda, çeşitli alanlarda Azerbaycan devletinin bakış açısına ve Türkiye ile Azarbaycan arasındaki geçmişten günümüze olan ilişkilere yönelik açıklamalarda bulundu ve "Karabağ Zaferi, iki devlet ile tek milletin zaferidir" vurgusunu yaptı.

Memmedov, " Kafkasya'ya artık bir barış gelmek üzeredir. Ermenistan ile bir barış sürecindeyiz. Azerbaycan, Karabağ Zaferi'nden sonra başka bir devlettir. Zafer kazanmış, toprakları üzerinde egemenliğini kurmuş bir devlettir" diye konuştu.

Musafayeva: "O zor dönemde Türk devletinin yanı sıra basın da bizim yanımızdaydı"

Azerbaycan'ın İstanbul Başkonsolosu Nermine Musafayeva, Karabağ Zaferi'nin her yıl gururla kutlandığını belirterek, Türk medyasına teşekkür etti. Musafayeva, "O zor dönemde Türk devletinin yanı sıra basın da bizim yanımızdaydı. Azerbaycan'ın hak mücadelesini dünyaya ulaştıran tüm basın mensuplarına teşekkür ederiz" dedi.

Attar: "Karabağ zaferi Türk devletleri için bir milat olmuştur"

Toplantının açılış konuşmasını yapan TADİV Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar ise vakfın Türkiye–Azerbaycan dostluğunu ve işbirliğini pekiştirmeyi hedeflediğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Karabağ zaferi Türk devletleri için bir milat olmuştur. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin daha da geliştirilmesi ve Azerbaycan'ın dünya arenasında çok yönlü tanıtılması, 'Bir Millet İki Devlet' felsefesin uygun şekilde destekleriniz ve 44 günlük İkinci Karabağ savaşında cephe haberlerinin hem Türkiye'de hem de Batı medyasında objektif şekilde yer alması için adeta seferberlik mahiyetindeki faaliyetleriniz için siz medya temsilcileri kardeşlerimize teşekkürü bir borç biliyorum."

Attar, "Azerbaycan'ın zaferiyle taçlanmış olan sürecin enformasyon alanında ne yazık ki batı medyasının çifte standardına uygun olarak devam ettiğini" belirtti.

"Şuşa Beyannamesi ile Türkiye–Azerbaycan ilişkileri, müttefiklik seviyesine yükseltildi"

Azerbaycan'ın, Karabağ vatan savaşından sonra yeni bir döneme girdiğinin altını çizen Attar, şunları kaydetti:

"Hem işgalden kurtarılmış bölgelerin yeniden imarı hem bu bölgelerin dış yatırımcıya ve turizme açılması, hem de yeni süreçte bölgesel barış için Azerbaycan'ın attığı adımlar daha da önem kazandı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev liderliğinde uluslararası camiadaki sağlam yerini daha da güçlü yapan Azerbaycan, dünyanın ilgi odağı olmaya başladı."

Şuşa Beyannamesi ile Türkiye–Azerbaycan ilişkilerinin müttefiklik seviyesine yükseltildiğini belirten Attar, "bu sürecin Güney Kafkasya'daki dengeleri köklü biçimde değiştirdiğini" söyledi.

"Türkiye ile kurulan güçlü diplomatik ve askeri ortaklık, Güney Kafkasya'daki güç dengelerini etkiledi"

Devam eden sürecin, Azerbaycan'a yalnızca toprak bütünlüğünü değil, bölgedeki jeopolitik dengeleri de yeniden kurma imkanını verdiğini belirten Attar, şöyle konuştu:

"Türkiye ile kurulan güçlü diplomatik ve askeri ortaklığın deklare edilmesi Güney Kafkasya'daki güç dengelerini köklü biçimde etkiledi. İkinci Karabağ Savaşı sürecinde Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişki sistematiğini bir üst boyuta taşınmış duygusal kardeşlikten reel müttefikliğe terfi ettirmiştir.Gelinen nokta, Zengezur Koridoru üzerinden şekillenen yeni bir Avrasya jeopolitiği ve stratejik satrancın yeniden gündeme geldiği bir reel politik süreci ortaya koyuyor."

"Zengezur Koridoru, Çin ve Batı açısından son derece stratejik bir dengenin merkezi konumuna gelmiştir"

Attar, "Zengezur Koridoru'nun bölgesel ve küresel jeopolitik açısından kritik olduğunu" belirterek, şunları kaydetti:

"Zengezur Koridoru, bugün bölgenin Avrasya coğrafyasını birbirine bağlayan bir geçiş güzergahı olmasının ötesinde, Afro-Avrasya ekseninde düşünülmesi gereken stratejik bir hat haline geldi. Koridor savaşlarının yaşandığı bir dönemde, Zengezur Koridoru hem Çin hem de Batı açısından son derece stratejik ve hassas bir dengenin merkezi konumuna gelmiştir. Bu koridor aynı zamanda, Azerbaycan ve Türkiye'den Orta Asya'ya uzanan Doğu-Batı eksenli 'Orta Koridor' ulaşım hattının kilit halkasını oluşturuyor. Dolayısıyla bölgenin önemi yalnızca yüzeyde değil, çok daha derin jeopolitik katmanlarda da kendini gösteriyor."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title