Haberler

Selimiye Kışlasındaki Faaliyetler ve Üsküdar Çevik Kuvvet'in İşgal Girişimi Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması başladı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığında yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması başladı.

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yer alan salonda yapılan duruşmaya, 50 tutuklu ve 5 tutuksuz sanıkla avukat ve yakınları katıldı.

Tutuklu sanık Burhan Akgül savunmasında, 1. Ordu Harekat Merkezinin 2 odadan oluştuğunu, birinci odanın harita merkezi, ikinci odanın ise brifing odası olduğunu, kendisinin ikinci odada bulunduğunu ifade ederek, "Tuğgeneral Eyyüp Gürler, harekat merkezindeki odaya gelerek 'Sıkıyönetim ilan edildi, mutlak itaat edin. Etmeyenler cezalandıracak' söyleminde bulundu. Görevim gereği bilgisayardaki harekat sistemi programına bu ifadeyi yazdım ve kara kuvvetlerine bildirdim. Bu yazdığımı sadece kara kuvvetleri bilgisayarlarına düşer. Bu sırada Eyyüp Gürler 21.35 sıralarında gelen başkalarına da sıkıyönetim ilan edileceğini söyleyerek, dışarı kimsenin çıkmaması ve içeri kimsenin girmemesi emrini verdi." diye konuştu.

Gürler'in kendisine hiç görevlendirme yapmadığını, daha sonra Gürler'in yanına kamuflaj kıyafetli ve silahlı olduklarını düşündüğü 10 kişinin geldiğini belirten sanık Akgül, Gürler'in bu kişilere oturmalarına söylediğini, kendilerinin bilgisayar başındaki koltuklardan kalktıklarını, bu kişilerin oturduğunu ve daha sonra gelen kurmay subaylardan Gürler'in 4-5 kişiyi dışarı çıkarttığını ve sonra odaya yalnız döndüğü aktardı.

Kurmay Binbaşı Zafer Özleblebici ve Kurmay Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın eğitim elbiseli ve silahlı olarak odaya geldiğini anlatan sanık Akgül, bu kişilerin silahlarının kılıflarının dışında olduğunu, Özleblebici'nin kendisine cep telefonunu masaya koydurttuğunu ve Gürler'in de odaya gelen Albay Nihat Aksüt'e Trakya'daki tankların İstanbul'a gelmesi emrini verdiğini, bu emrin bilgisayardan iletildiğini söyledi.

Ordu komutanının sesini tanımadı

Sanık Akgül, ifadesinde şunları anlattı:

"Ne gelen sıkıyönetim mesajını gördüm, ne de başka mesajları gördüm. Harekat ve istihbarat başkanlığının temsilcisi olarak biz orada bulunuyoruz. Bize bir şey söylemedikleri için ne olduğunu anlamadık. TRT'de sıkıyönetim bildirisi okumaya başladı. Daha sonra sayın cumhurbaşkanımızın sesini duyduk. Harekat merkezinde 2 televizyon var. Bu televizyonlarda 4 parçalı yayın yapılıyor. Hangisinde dikkat çekici bir olay olursa o kanal dinleniyor. O anda sayın cumhurbaşkanının açıklamasını duyduk. Dikkatim ona yöneldi. Kumandayı bana Zafer Özleblebici aldırtmadı. Saat 01.00 sularında ordu komutanımızın ses kaydı televizyona düştü. Hatta Eyyüp Gürler televizyondan ordu komutanımızı dinledi ve 'Bu ordu komutanının sesi değil' dedi. Biz de 'Bütün gün berabersiniz, ordu komutanın sesini mi tanımıyorsunuz?' dedik. Bunlardan sonra bu adamlar kalkışma yapıyor düşüncesi aklıma düştü."

Duruşma sanık Akgül'ün savunmasının alınmasıyla devam ediyor.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar ve Üsküdar'da art arda geçen 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ın da aralarında bulunduğu 28 kişi, "müşteki-mağdur" sıfatıyla yer alıyor.

Albay, yarbay ve yüzbaşı rütbelerindeki 55 subay, astsubaylar ve bir sivil olmak üzere 54'ü tutuklu 128 kişinin "sanık" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, tüm sanıklar hakkında "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altışar aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamenin tek sivil şüphelisi olan ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı belirtilen öğretmen Feyzullah Şahan hakkında da aynı suçlardan üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu sanıklar Ali· Demi·rci·, Mehmet Kanbur, Tuğrul Kekeç, Gökhan Arıkan, Servet Demi·r, Emre Ersan, Beki·r Karadayı, Semi·h Özdemi·r, Gökhan Türe, Gökhan Atavcı, Mi·that Aydın, Sergen Güçlü, Bi·lal Dursun, İsmai·l Küçükmadan, Gökhan Yıldız, Cüneyt Ölmez, Ömer Faruk Kıcırlı, Kadi·r Güven, Fati·h Cantürk, Arda Can Yarar, Yasi·n Ay, Ali· Güngör, Eyüp Akkaya ve Ertan Gümüştaş hakkında da "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama", "mala zarar verme" ve "kamu malına zarar verme" suçlarından ayrı ayrı 6 yılla 141 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörülüyor.

Kaynak: AA / Güncel

Burhan Akgül Selimiye Üsküdar Ordu Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title