STK'lerden 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'ne ilişkin açıklama
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın da aralarında bulunduğu altı sivil toplum kuruluşu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenleyerek, dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan insan hakları ihlalleri ve savaşları gündeme getirdi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın da aralarında olduğu 6 sivil toplum kuruluşu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla, dünyanın farklı bölgelerinde uzun süredir devam eden savaşları, işgalleri, etnik ve din ayrımcılığını, zorla yerinden edilmeler ile sistematik hak ihlallerini hatırlatmak amacıyla basın toplantısı düzenledi.
İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıda kuruluşlar adına basın açıklamasını okuyan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD) Başkanı Abdullah Resul Demir, 10 Aralık 1948'de, herkesin yalnızca insan olmaktan kaynaklanan onur ve haklara sahip olduğunu ilan eden İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda kabul edildiğini ve bu tarihin 1950 yılından bu yana her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak anıldığını belirtti.
Beyannamenin yurttaşlık statüsü, kimlik, cinsiyet, inanç, etnik köken, siyasi görüş ya da sosyoekonomik durum ayrımı gözetmeksizin hakların evrensel, bölünemez ve devredilemez olduğunu vurguladığını kaydeden Demir, devletlere bu haklara saygı gösterme, ihlallere karşı koruma ve hayata geçirme yönünde açık bir yükümlülük yüklediğini ifade etti.
Demir, beyannamenin kabulünden 77 yıl sonra da önemini koruduğunu, bununla birlikte Filistin'de, Sudan'da, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, Arakan'da, Yemen'de, Kongo'da, Kırım'da ve dünyanın dört bir yanında eş zamanlı şahit oldukları asimilasyon, emek sömürüsü, zorla yerinden etme, kitlesel katliamlar, sistematik hak ihlalleri ve soykırım politikalarının bu normatif çerçeve ile sahadaki gerçeklik arasında derin bir uçurum bulunduğunu gösterdiğini söyledi.
BM'nin bu yıl İnsan Hakları Günü'nü "Human Rights: Our Everyday Essentials" (İnsan Hakları: Gündelik Vazgeçilmezlerimiz) temasıyla andığına dikkati çeken Demir, bu temayla barınmadan temiz suya, gıdaya erişimden güvenli çevreye, ifade özgürlüğünden eğitim hakkına kadar olan hakların ayrıcalık değil, hayatın en sıradan anlarını mümkün kılan asgari müşterekler olduğunu hatırlattığını dile getirdi.
Demir, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ne var ki Gazze ve Batı Şeria'da soykırım, kuşatma ve bombardıman altında açlığa ve susuzluğa mahkum edilen, göçe zorlanan Filistinliler, bölgesel güçlerin taşeron silahlı gruplarının kurbanı olan ve iç savaş, etnik temizlik ile kitlesel göçle parçalanan Sudan halkı, zorla çalıştırma, kitlesel gözaltılar ve kültürel asimilasyon politikalarıyla gündelik hayatın en temel güvencelerinden yoksun bırakılan Uygurlar, Kongo'da doğal kaynak sömürüsü, silahlı çatışmalar ve cinsel şiddet sarmalında yaşamaya zorlanan milyonlar ve yıllardır süren savaş, abluka ile salgın hastalıkların pençesindeki Yemen halkı, bu 'gündelik vazgeçilmezler'in nasıl sistematik bir biçimde gasbedildiğinin en somut örnekleri olarak karşımızda durmaktadır."
Bahsi geçen coğrafyalarda yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, insanlık ve savaş suçları karşısında Batı ile İslam dünyasının sergilediği sessizliğin, gecikmiş tepkilerin ya da faili güçlü aktörlere yönelik "ölçülü" eleştirilerin, insan hakları dilinin evrensel bir adalet çağrısı olmaktan çıkarılarak jeopolitik çıkarların bir uzantısına dönüştürüldüğünü gösterdiğini kaydeden Demir, bu tablo karşısında İslam dünyasına ve uluslararası topluma insan hakları yükümlülüklerini bir kez daha hatırlatmak istediklerini belirtti.
Demir, "Dünyadaki tüm siyasi aktörleri, kurumları ve uluslararası yapıları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin evrensellik iddiasını çifte standartların dar hesaplarına teslim etmeden, adalet, hesap verebilirlik ve insani koruma mekanizmalarını güçlendirecek somut adımlar atmaya davet ediyoruz. Burada bir arada bulunduğumuz insan hakları savunucularıyla bu düzenin değişebilir olduğuna dair ısrarımızı sürdürüyor, herkes için insan haysiyet ve şerefine yakışır bir hayatın mümkün olduğu bir dünya kurma hedefinden vazgeçmediğimizi, 10 Aralık vesilesiyle bir kez daha ilan ediyoruz." diyerek sözlerini sonlandırdı.
Toplantıda, katılımcı STK'ler adına Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği (East Turkistan Human Rights Watch Association - ETHR) Başkanı Abdureşid Eminhaci, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkanı Kaya Kartal, Mülteci Dernekleri Federasyonu (MÜLDEF) Genel Sekreteri Davut Erdem Şaraldı, Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Genel Sekreteri Musa Üzer ve İHH Yönetim Kurulu Üyesi Reşat Başer de konuşma yaptı.
Ortak basın açıklamasında ayrıca, Arakan İnsani Yardım Derneği, Filistin Öğrencileri Derneği, Doğu Türkistan Ulemaları Derneği, Ubuntu Afrika İnsani Gelişim Derneği, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği ile Sudanlı Öğrenciler Genel Birliği'nin de aralarında bulunduğu bazı STK'ler imzacı olarak yer aldı.
















