Hukukçulardan çocuklarının görsellerini sosyal medyada paylaşanlara "yaptırım" uyarısı
Ebeveynlerin çocuklarına ait görselleri sosyal medyada paylaşmasının özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması kapsamında hukuki sorumluluklar doğurabileceği bildirildi.
Ebeveynlerin çocuklarına ait görselleri sosyal medyada paylaşmasının özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması kapsamında hukuki sorumluluklar doğurabileceği bildirildi.
Hukukçular, ebeveynlerin sosyal medya paylaşımlarında çocuğun üstün yararı ilkesini gözetmekle yükümlü olduğunu ifade ederek, bu konuda aileleri uyardı.
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Yasin Şamlı, AA muhabirine, ebeveynlerin çocuklarının özel hayatını koruma yükümlülüğü bulunduğunu söyledi.
Şamlı, "özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi" halinde 1 yıldan 3 yıla kadar, ihlalin "sesli veya görüntülü şekilde yapılması" durumunda ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünü belirtti.
Ebeveynlerin çocuklarını kamuoyu önünde küçük düşürücü paylaşımlar yapmasının hukuki yaptırımlara yol açabileceğini dile getiren Şamlı, bu durumun tazminat sorumluluğu doğurabileceğini, velayet hakkının anne ve babadan alınmasının söz konusu olabileceğini kaydetti.
Avukat Şamlı, velayet hakkının çocuk üzerinde mutlak bir yetki sağlamadığını, onun doğumla birlikte kişilik haklarına sahip olduğunu, bu hakların Anayasa ile Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleri çerçevesinde korunduğunu ifade etti.
Ayırt etme gücüne sahip olmayan çocukların rızasının hukuken geçerli olmadığına dikkati çeken Şamlı, "Anne baba, 'Bu fotoğrafı paylaştım ama çocuğun rızası vardı.' diyemez. Çocuk temyiz gücüne sahipse rızası geçerli olabilir. Reşit olduktan sonra haklarının ihlal edildiğini düşünen çocuk, anne babası dahil sorumlular hakkında dava açabilir." dedi.
"TCK ile KVKK çocuğun özel hayatının gizliliğini koruyor"
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Şamlı, ebeveynlerin çocuklarına ait görselleri paylaşmasının kişisel verilerin işlenmesi anlamına geldiğini vurgulayarak, aileleri dikkatli olmaları yönünde uyardı.
Anayasa, TCK ile Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda (KVKK) belirtilen hükümlere uyulduğu takdirde mevcut düzenlemelerin yeterli olduğuna işaret eden Şamlı, şöyle devam etti:
"Mevzuat, özel hayatın gizliliğini muhafaza edecek çerçeveyi ortaya koyuyor. Tabii ki zaman içinde kanunlar eskiyebilir, geliştirilebilir, değiştirilebilir, yeni hükümlere ihtiyaç olabilir, çıkarılabilir ama şu anda 'Çok acil şuna ihtiyaç var.' diyebileceğimiz bir husus yok. Sosyal medya hakkında düzenlemeler gerekebilir. Kamuoyuna mal olmuşla, olmamış dava arasında dahi fark oluyor. Bazı davalar üzerinde sosyal medya baskısı oluşabiliyor. Buna ilişkin bazı düzenlemeler yapılabilir."
Şamlı, ebeveynlerin çocuklarının görsellerini sosyal medyada diledikleri gibi paylaşmaması gerektiğini anlatarak, Anayasa, TCK ile KVKK'nın çocuğun özel hayatının gizliliğini koruduğunu ve ailelerin bu hükümlere uymak zorunda olduğunu sözlerine ekledi.
"Çocuklar ebeveynlerine karşı tazminat hakkına sahip"
Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Bilişim ve Teknoloji Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zafer İçer ise çocuklara ait verilerin özellikle sosyal medya ve oyun platformlarında paylaşılmasının ilerleyen yıllarda ciddi riskler oluşturabileceğini söyledi.
Veri işlemenin hukuka uygun yapılmasının önemli olduğunu, Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü'nde 16 yaşından küçük çocuklara ilişkin paylaşımlarda ebeveyn rızasının arandığını dile getiren İçer, ailelerin sosyal medya paylaşımlarında "çocuğun üstün yararı" ilkesini gözetmesi gerektiğini kaydetti.
Doç. Dr. İçer, çocukların kişilik haklarını ve hukuki menfaatlerini zedeleyen paylaşımların ilerleyen süreçte tazminat ve cezai sorumluluk doğurabileceğine dikkati çekerek, üst soy tarafından işlenen bazı suçlarda şikayet hakkı süresinin mağdurun 18 yaşını doldurmasıyla başladığını, bu tür suçlarda zaman aşımı süresinin başlangıcının da çocuğun reşit olduğu tarihe göre belirlendiğini vurguladı.
TCK'de çocukların mağdur olduğu suçlar söz konusu olduğunda cezada artırımın gündeme gelebileceğinin altını çizen İçer, "Çocukların kişisel verilerinin işlenmesiyle ilgili suçların mağduru olması durumunda daha özel ve koruyucu düzenlemeler yapılması gerekiyor. Çocuklar 18 yaşını doldurduktan sonra da ebeveynlerine karşı maddi ve manevi tazminat hakkına sahip. İlerleyen süreçte bu içeriklerin hukuka aykırı paylaşılması durumunda çocuklar hak iddiasında bulunabilir." diye konuştu.
İçer, çocukların ebeveynleri tarafından sosyal medyada paylaşılan içeriklerin ilerleyen yıllarda "unutulma hakkı" kapsamında kaldırılmasının talep edilebileceğine, "çocuğun üstün yararı" ilkesinin her aşamada gözetilmesi gerektiğine işaret etti.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 61. maddesinde çocukların ticari reklamlarda istismar edilemeyeceğini öngören düzenlemelerin bulunduğunu aktaran İçer, "Reklamlarla veya ticari içeriklerle ilgili düzenlemelerde çocukların kesinlikle istismar edilmeyecek şekilde konu edilmesi gerekiyor. Buna yönelik düzenlemeler mevcut." bilgisini verdi.
Mevcut kanunlarda çocuklara yönelik özel düzenlemelerin, çocuk verilerinin daha etkin korunabilmesi açısından isabetli olacağını aktaran İçer, Dijital Haklar Yasası'nın bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de getirilebileceğini, buralarda çocuk verilerinin daha etkili şekilde korunmasına yönelik düzenlemeler yapılabileceğini kaydetti.
Doç. Dr. Zafer İçer, çocuk verilerinin üçüncü kişiler ve ebeveynler tarafından paylaşılmasının çeşitli riskler taşıdığını, bu verilerin kötü niyetli kişiler tarafından müstehcenlik ve çocuk cinsel istismarı, kimlik hırsızlığı veya mal varlığına yönelik suçlar gibi çeşitli alanlarda kullanılabileceğini belirtti.
"Sosyal medya paylaşımlarında çocuğun rızası aranmalı"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Ergüne ise ebeveynlerin sosyal medya paylaşımlarında çocuğun rızasının aranması gerektiğini ifade etti.
Doç. Dr. Ergüne, devletin çocuğu koruma yükümlülüğünün anayasal kaynaklı olduğunu kaydederek, "Anayasa'nın 20. ve 41. maddelerine baktığımızda bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çocuğun görüntüsü ve kimlik bilgileri kişisel veridir ve KVKK kapsamında korunacaktır. Buna çocuğun üstün yararı merkezli bakılması gerekir." dedi.
Ebeveynlerin Medeni Kanun'dan doğan velayet hakkının sınırsız olmadığına dikkati çeken Ergüne, sosyal medya paylaşımlarından dolayı velayetin kaldırılması durumunun da söz konusu olabileceğini vurguladı.
Ergüne, "TCK'nin 134. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yer alıyor. Bu suç, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Öncelikle bundan sorumluluk doğabilir. Ardından bu verilerin veya içeriklerin ele geçirilmesi ve yayılması durumunda TCK'nin 136. maddesi ve devamında sorumluluk gündeme gelebilir. Paylaşımlar onur kırıcı nitelikteyse ve çocuğun sağlığı, ahlakı veya güvenliği ağır şekilde zarar görecekse aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu vardır." diye konuştu.
"Paylaşılan verinin niteliğine göre çocuğun velayeti kaldırılabilir"
Avustralya'da 10 Aralık'ta yürürlüğe giren düzenlemeyle 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya platformlarında bulunmasının ve hesap açmasının yasaklandığını dile getiren Ergüne, ebeveynlerce paylaşılan içeriklerin kaldırılmasına hükmedilen uluslararası mahkeme kararlarının bulunduğunu vurguladı.
Üst soy tarafından işlenen suçlarda zaman aşımı süresinin çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla başlayacağına dair özel düzenleme bulunduğunun altını çizen Ergüne, çocuğun görsel veya kişisel veri paylaşımlarında içeriğine göre KVKK ihlalinin söz konusu olabileceğini söyledi.
Doç. Dr. Ergüne, ebeveyn paylaşımlarının suç teşkil etmesi halinde ceza davalarına konu olacağını, özel hayatın gizliliğinin ihlali veya kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi ve yayılması durumunda ceza soruşturmalarının gündeme gelebileceğini sözlerine ekledi.














