Haberler

Hoşap Kalesi Osmanlı Dönemine Aittir" (1) - Van

Van'ın Gürpınar ilçesinde sarp kayalıklar üzerindeki Hoşap Kalesi'nde bu yıl ki kazı çalışmaları Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top başkanlığında başladı.

ÖZKAN BİLGİN - Van'ın Gürpınar ilçesinde sarp kayalıklar üzerindeki Hoşap Kalesi'nde bu yıl ki kazı çalışmaları Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top başkanlığında başladı.

2007 yılından bu yana yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları buranın tamamıyla bir Osmanlı kalesi olduğunu ispatlıyor.

Osmanlılara ait kalenin 16. yüzyılda kurulan ve uzun yıllar Mahmudi beylerinin saray olarak kullandığı bilinen Hoşap Kalesi'nde Van YYÜ tarafından 10 yıl önce başlatılan kazı çalışmalarında önemli mesafe kateden Top ve ekibi, yeni bulgular elde etmeye devam ediyor.

Kazı çalışmalarında çok sayıda eseri gün ışığına çıkaran ve birçok yapıya da yeni bir görünüm kazandıran Top, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl ki kazı çalışmalarına 10'u uzman 30 kişilik ekiple başlandığını belirtti.

Temelden en üst katmanına kadar bir Osmanlı dönemi kalesidir"

Hoşap Kalesi'nin tarihçesiyle ilgili Urartulara ait olduğu konusunda yanlış bir algının oluştuğunun altını çizen Top, "Açık ve net bir şekilde söylüyorum ki bu kale 10 yıllık çalışmalarımıza göre, temelden en üst katmanına kadar bir Osmanlı dönemi kalesidir. Osmanlı döneminde buralara hakim olan Mahmudi beyleri tarafından inşa edilmiş." dedi.

Kalenin 16-17. yüz yıldaki ilk beylerinin büyük bir zevk ve estetik sahibi olduğunu anlatan Top, şunları kaydetti:

"Osmanlı ve İranla ilişkili olması nedeniyle kalenin ilk dönemlerinde yaşam biraz daha kaliteliydi. Ama kalede zamanla yaşam kalitesinin yavaş yavaş düştüğünü gözlemleyebiliyoruz. Bu da bize şunu gösteriyor beylerin artık ekonomik ve idari anlamda sıkıntılara girdiği görülüyor. Kale, 19. yüz yıla doğru terk edilmeye başlanıyor ve 50 yıl kadar da askerlerin burayı karakol olarak kullandığını görüyoruz. Buradaki en büyük şansımız kaleye ilk kazmayı bizim vurmamız. Kaledeki bütün bulguları ve bütün mimari yapıları bizim değerlendirmemize göre hem bilim dünyasına hem de insanlığa tanıtmış bulunmuyoruz."

Ağustos'un başından itibaren çalışmalarını kazı, toprak temizleme ve çıkarılan mimari yapıların konservasyon ile sağlamlaştırması olarak iki şekilde devam ettirdiklerini anlatan Top, bu kapsamda bir çok alanı açtıklarını, kalenin yukarı bölümlerinde seyir köşkü, harem ve hamam yapılarını ortaya çıkardıklarını belirtti.

Şu anda kalenin batı kesimindeki geniş bir düzlükte çalışmaların sürdüğünü ifade eden Top, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Burada daha önceden belirlediğimiz mescit ve selamlık diye nitelediğimiz daha çok misafirlerin ağırladığını düşündüğümüz mekanların bulunduğu yerlerde çalışıyoruz. Geçen yıl başlattığımız çalışmalar neticesinde bu yıl mescidi tamamen ortaya çıkardık ve onun yanından itibaren devam ediyoruz. Buranın surlarla çevrili olan batı kısmında içi toprakla dolu, çok genç bir burç yer alıyor. Burayı açmaya başladığımızda kazının ilk gününden beri burcun zeminine yakın yoğun alçı süslemelerle karşılaşıyoruz. Şu ana kadar buradan 20 kasanın üzerinde alçı parçası topladık. Bu da bize kalenin bölgedeki en önemli alçı süslemeli yapı olma özelliğini kazandırmaya başladı. Kalede daha önceki yıllarda da alçı malzemeleri bulmuştuk ama ilk kez bir yerde, bu kadar yoğun, üzerilerinde değişik süslemelerin olduğu ve Osmanlı dönemini perçinleyen parçalar bulduk."

"Süslemeler hem Osmanlı hem de İran izleri taşıyor"

Kalenin İran'a da yakınlığına dikkat çeken Top, "Hoşap Kalesi'nin kazı çalışmalarında çıkardığımız ve süslemede kullanılan alçı parçalarında hem Osmanlı hem de İran mimari özelliklerinin bulunduğunu tespit ettik. Özellikle bu altın süslemeler ile o dönemdeki klasik Osmanlı süslemelerinin olduğunu gördük. Bu da bizleri çok heyecanlandırdı. Bu alçılar üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Hoşap Kalesi bir kayanın üzerine mimarinin giydirilmesiyle oluşturulmuştur çok önemli ve yapıt." dedi.

Hem restorasyon hem de ziyaretçilere rehberlik yapıyorlar

Kaledeki çalışmalar yüzünden 2005'ten beri ziyarete kapalı olduğuna dikkat çeken Top, buranın kentin kültür turizminin en önemli parçalarından biri olduğunu bildirdi.

Gerekli desteğin sunulması durumunda kelinin bazı bölümlerinin ziyarete açılabileceğini vurgulayan Top, "Kalede ortaya çıkardığımız harem mekanı, seyir köşkü gibi bazı bölümlerin restorasyonlarının tamamlanmasını ve ziyarete açılarak kullanıma hazır hale getirilmesi gerekiyor. Kale, Kültür Turizm Bakanlığı'nın sitesine ziyarete açık görünüyor ancak valilik kararıyla kapalı. Buraya kadar münferit veya toplu olarak birçok ziyaretçi gelip, yalnızca dışarıdan görerek hayal kırıklığı yaşıyor. Bizler buradaysak gelenlere yardımcı olup, arkadaşlarımız eşliğinde gezmelerine sağlıyoruz. Bu sorunun çözülerek kalenin bir an önce turizme kazandırılması gerekiyor." diye konuştu.

"Kazımız sürprizlere açık"

Kaleden çıkarılan buluntuların kazı evinde oluşturulan bölümde temizleyerek, kategorilere ayıran Van YYÜ Sanat Tarihi Bölümü Doktora Öğrencisi Evin Terli ise kazılardan çıkarılan alçı parçalarının tek açmadan ve iç mekandan çıkarıldığına dikkat çekti.

Terli, "Buluntuların kaba temizliği bittikten sonra süsleme özelliklerine göre sınıflandırarak kategorilere ayırıyoruz. Sonra da envanter çalışmasını yapıyoruz. Buluntuların hepsi alçı süslemeli olup, şuana kadar daha çok geometrik, bitkisel ve yazı olarak kategorilere ayırabileceğimiz örnekler bulunuyor. Yaklaşık 400 yıllık olduğunu değerlendiriyoruz. Bu bölgede Van Kalesindeki Ulu Camisindeki alçı süslemelerden sonra özellikle süslemeler açısında dikkate değer buluntular olarak değerlendirebiliriz. kazımız sürprizlere açık. Her gün yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz." şeklinde konuştu.

Ailesiyle kaleyi ziyarete gelen İstanbullu Fransızca Öğretmeni Mustafa Özgül de "Yurdumuzun tarihi ve doğal güzelliklerini görmek ve gezmek için yola çıktık. Buranın doğası, tarihi ve kültürünü çok beğendik. Kale ziyarete kapalıymış ama sağ olsun Mehmet Top Hocamız ve ekibi bizi kırmayıp, içeri alarak gezmemize yardımcı oldular. Burayı gezemeden geri dönseydim üzülürdüm. Böyle muhteşem bir yapının turizme kazandırılması için emek veren herkese teşekkür ederiz." dedi.

Kaynak: AA / Güncel

Gürpınar İran Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title