Haberler

Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı İnanç: "Avrupa, Türkiye'den Kaçan ve Yargı Tarafından Suçlu...

Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı İnanç: "Avrupa, Türkiye'den kaçan ve yargı tarafından suçlu ilan edilen herkesi bağrına bastı" "Belçika DHKP-C'li Fehriye Erdal'ı bağrında sakladı" "Abdullah Öcalan denilen terörist başına Avrupa ülkeleri hala özgürlük savaşçısı diyor"ANKARA - Öz...

Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı İnanç: "Avrupa, Türkiye'den kaçan ve yargı tarafından suçlu ilan edilen herkesi bağrına bastı"

"Belçika DHKP-C'li Fehriye Erdal'ı bağrında sakladı"

"Abdullah Öcalan denilen terörist başına Avrupa ülkeleri hala özgürlük savaşçısı diyor"

ANKARA - Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, Hollanda'nın yaptığının demokrasiye aykırı olduğunu ve geçmişinde sömürgecilik olan ülkelerin Türkiye'ye demokrasi dersi verme hakkı olmadığını vurgulayarak, "Kendilerine sığınan mülteciler için duvarlar inşa eden Avrupa, Türkiye'den kaçan ve yargı tarafından suçlu ilan edilen herkesi bağrına bastı" dedi.

Öz İplik-İş Sendikası Ankara Grand Otel'de genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Kahvaltı buluşmasında sendika üyeleri ve basın mensuplarıyla bir araya gelen Sendika Genel Başkanı Murat İnanç, konuşmasının başında Hollanda'ya ilişkin gündemi değerlendirdi. Konuşmasının ardından genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

"17 Nisan'da her şey bitmiş olacak"

Avrupa'da bazı ülkelerin Türkiye'nin 16 Nisan süreciyle ilgili topa girmeye başladıklarını dile getiren Başkan İnanç, ülkelerin gazetelerinde ve televizyon kanallarında 5 maddede 'hayır'ı anlattıklarını dolayısıyla Türkiye'ye olan bu ilgi durumundan sendika olarak aslında hoşnut olduklarını dile getirdi. Hollanda'da konusunu değerlendiren İnanç, yaşananları futbolda fair play kurallarının hiçe sayılması şeklinde benzetmede bulunarak, "Hollanda topa çok sert bir şekilde girdi. Türkiye'nin dışişleri bakanının iniş iznini kaldırdı, olağanüstü halilan edip kadın bakanı ülkeye sokmamak için yapılanlar gerçekten ülke olarak ve sendika olarak zorumuza gitti. Fatma Betül Sayan Kaya hanımefendi elçiliğe gitmiş olsaydı ne yapabilirdi ki, oradaki Türklerle oturup sohbet edecekti, bunu ülke olarak kabul etmeyebilirsiniz ama o davranışlar ve daha ileriye gidip vur emri vermek hakikatten bizi derinden yaraladı. Türkiye'deki seçimlerin kimseyi ilgilendirmemesi lazımdı. AB'ye girmek istiyoruz, AB ülkeleri bu seçimle ilgili görüşlerini yayınlayabilir, İsviçre'deki gazeteler Türkçe başlık atabilir, yürüyüşler yapabilir. Bunlara Türkiye ve seçmenler hoşgörülü olabilirdi ama Hollanda'nın yaptığı yanlıştı. Geçmişinde sömürgecilik olan bir ülkenin bize demokrasi dersi verme hakkı yok. 15 Temmuz'dan sonra 250 insanın ölmesi, 2 bin 400 insanın yaralanması sebebiyle OHAL ilan edildiğinde, bu ülkeler sürekli Türkiye'de ilan edilen OHAL'i tartışırken Hollanda kadın bir bakan için OHAL ilan etti. Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz, demokrasi bu değil. Kendilerine sığınan mülteciler için duvarlar inşa eden Avrupa, Türkiye'den kaçan ve yargı tarafından suçlu ilan edilen herkesi bağrına bastı. Belçika DHKP-C'li Fehriye Erdal'ı bağrında sakladı. Abdullah Öcalan denilen terörist başına Avrupa ülkeleri hala özgürlük savaşçısı diyor. Avrupa seçilmiş bir cumhurbaşkanına diktatör diyemez, demokrasi anlayışında bir sakatlık var. Türkiye'deki göstericilere polisin müdahalesine orantısız güç diye tepki gösteren Avrupalıları yerdeki insanı köpeğin ısırmasına müdahale bile etmediler. Basın emekçilerinin yere yatırılmasını Avrupa'daki basın gündeme bile almadı. Biz referandum sürecinde birbirimizi eleştiririz ama 17 Nisan'da her şey bitmiş olacak. Avrupalıların burada bize akıl verme gibi bir haklarının olmadığına inanıyoruz" şeklinde konuştu.

"Üyelerimizi BES'e katılımdan geri çektik"

Türkiye'de tekstil sektöründe çalışan işçilerin sorunlarını dile getirerek mecliste hiçbir partinin bu konuları masaya yatırıp tartışmadığını dile getiren İnanç, "BES denilen sisteme bizi dahil ettiler ancak bu sistemde tasarruf edebilmek için aldığın ücretle geçimini sağlamış olman lazım. Biz sendika olarak bin kişiden fazla çalışanın olduğu işletmelerde bütün üyelerimizi sistemden geri çektik. Vergi konusunda da hala aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Geçen yıl 12 bin 600 TL olan ilk vergi dilimini 13 bin TL'ye çektiniz, değişen bir şey olmadı. Sendika olarak, bizim de gider gösterme hakkımız olsun, eğitim, kira ve yakıt gibi giderleri vergiden düşelim dedik. Kıdem tazminatı konusunda ise yeni yasa getirildi ama kıdem tazminatı maddesi yok, çalışanların durumu ne olacak? Tekstil sektöründe kayıtlı sigortalı işçi sayısı 985 bin, sendikalı işçi sayısı 90 bin. Toplu sözleşmeden faydalanan işçi sayısı ise 40 bin değil. Varın düşünün çalışma sistemlerini. Kayıt dışı var, kaçak işçilik var, yevmiyeli işçilik var. Bunlar çalışma hayatının birer sorunu, bu sorunların çözülmesi lazım. Biz işçi sendikası olarak, Meclis'te bir gün bile asgari ücretle ilgili siyasi partiler bir araya gelip bu konuyu gündeme getirdiklerini veya bunun için kavga ettiklerini görmedik" ifadelerini kullandı.

(JA-

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Genel

Belçika Türkiye Genel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title