İzto, Hükümetten Beklentilerini Açıkladı

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, AKP'den 22 Temmuz 2007 seçimlerinde aldığı büyük destekle birlikte ekonomide ilk 100 günde şok önlemler almasını beklediklerini söyledi.

"Üretim, ihracat ve istihdam için şok önlemler lazım. Bunlara ilk 100 gün içinde başlanmalı, ilk yılda hayata geçmeli" diyen Demirtaş, ekonomide çok hızlı davranılması gerektiğini belirterek, "Dış dengeler her an tersine dönebilir, açıkta yakalanmamalıyız. Son bir haftada bunun işaretlerini gördük. Pek çok isteğimiz AK Parti programında yer alıyor ama kademeli uygulamalardan bahsediliyor. Biz bunların hemen uygulanmasını bekliyoruz" dedi.

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, AK Parti'nin 4.5 yıllık iktidarı döneminde özellikle makro ekonomik dengelerin sağlanması için sıkı bir maliye politikası izlendiğini, bunun sonucunda da pek çok göstergede önemli kazanımlar elde edildiğini söyledi. Bu kazanımlarda küresel ekonominin büyük etkisi olduğuna, dünya ekonomisinin aralıksız büyüdüğüne dikkat çeken Demirtaş, "Yıllık trilyon dolarlara ulaşan küresel sıcak para akımı sayesinde cari açık finanse ediliyor ancak önümüzdeki dönemde küresel

faiz oranlarının artması ve sıcak para akışının yavaşlaması beklentisi var, düzeltmeler bekleniyor. Seçimlerin ardından ABD'den gelen olumsuz göstergeler de buna en güzel örnek. Buna karşılık önlem alınması gerekiyor. Cari açık büyük risk oluşturuyor" dedi. Cari açığın temelinde tasarrufların yetersiz olması ve yatırıma dönmemesi ile düşük kur-yüksek faiz politikasının yattığını belirten Demirtaş, "Küçük ve büyük tasarruf sahiplerini üretime yönelik yatırımlara yönlendirecek mekanizmaların hayata

geçirilmesi lazım" açıklamasını yaptı.

"BU KURLA İHRACAT OLMAZ"

Diğer yandan düşük kur-yüksek faiz politikasından artık vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, faiz indirimleri için uygun zamanın oluştuğunu söyledi. "Düşük kur-yüksek faiz" politikası yerine "gerçekçi faiz-gerçekçi kur" politikasına geçilmesini isteyen Demirtaş, "Düşük kur yüzünden ithalat artarken ara mal üreticisi KOBİ'ler büyük zarar görüyor, kapanıyor. İstihdam azalıyor. Bu kurla ihracat olmaz. Merkez Bankası'na faiz indirimi yapacak ortam hazırlanmalı. Artık kurun yukarı çekilmesi

gerekiyor" dedi. Yüksek faiz politikası nedeniyle yatırımlarda ve iç talepte yavaşlama olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Reel sektör ancak sermaye ve emek verimliliğini artırarak maliyetlerini düşürdüğü için ayakta durabiliyor. Bütün bu nedenlerle 100 günlük program içerisinde, hükümetin kurulmasının hemen ardından kademeli olarak faiz indirimi başlamalı. Şu an bile maksimum seviyenin 2-3 puan üzerinde. 2008 yılının ilk yarısına kadar 2006 yılındaki dalgalanma seviyesine indirilmeli" diye konuştu.

İstihdam politikasının düşük kur politikası engellerinden kurtarılmasından sonra detaylı olarak gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, "Sadece çalışanları değil, çalışmayanları da kapsayan, işsizleri dışlamayan yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Türkiye'nin geleceği için bugün en büyük tehlike genç ve umutsuz işsizler" dedi. Demirtaş, "Başta KOBİ'leri desteklemek için bölgesel teşviklere geçilmeli ve KOBİ'lere yönelik vergi kolaylıkları gelmeli. Bölgesel teşvikler büyük haksızlık yarattı,

İzmir'e çok zarar verdi" dedi. Teşvik edilecek sektörlerin lobi ile değil derinlemesine analizler ile belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ek istihdam yaratan KOBİ'ler kayıt içinde olduklarını ispatladıkları takdirde ek teşvik-vergi indirimi almalılar. Teşviklerin yanı sıra banka ve devlet kredi destekleri öncelikle mesleki eğitim ve AR-GE projelerine yönlendirilmeli. AK Parti'yi bekleyen en önemli yasalardan birisi Sosyal Güvenlik Reformu. Bu yasa hemen çıkartıldıktan

sonra bütçe rahatlayacağı için devlet işsizlik fonunu kullanarak mesleki eğitim projelerine ağırlık vermeli."

"İÇ TALEP CANLANDIRILMALI"

Reel sektörün karlarından feragat ederek sermaye verimliliği ve ucuz ara mal ithalatı ile ihracat yapabildiğine dikkat çeken Demirtaş, "Ancak bu avantaj ortadan kalkıyor. Bu nedenle düşük kur politikasından vazgeçilmeli. Düşük kura dayalı enflasyonla mücadele,ekonomiyi kırılgan yapıyor. Mutlak suretle iç talebi canlandıracak politikalar uygulanmalı, reel ücretlerin artışı için istihdamın üzerindeki vergi yükleri azaltılmalı. Büyüme ve üretim yönlü bu tercih ilk başta enflasyonu artırıcı gibi gözükse de

uzun vadede çok daha yararlı olacaktır. Başarılı bir kur düzeltmesi ve mikro reformlar ile ihracattaki artış ve döviz gelirlerinin ayakları daha sağlam yere basacak, iç talep ve ihracat alternatifleri özel sektörün sermaye verimliliğini artıracaktır" dedi.

Türkiye'de kayıt dışı ekonominin yüzde 40'lara ulaştığına dikkat çeken Demirtaş, "Artık kayıt içinde olmak neredeyse enayilik gibi gözüküyor. O yüzden yeni hükümetten en büyük beklentimiz kayıt dışı ile çok büyük bir mücadele başlatmasıdır. Bunun için de öncelikle kayıt içinde olmak cazip hale getirilmeli, teşvik edilmeli" dedi. Kayıt dışılıkta yüksek vergi oranlarının önemli bir etken olduğunu belirten Demirtaş, "Vergide şok indirimler istiyoruz. Yüzde 18, yüzde 8 ve yüzde 1 olan KDV oranları yüzde 1 ve

yüzde 8 olarak uygulanmalı. Bu indirim aynı zamanda sistemde basitleşme de sağlar. Kurumsallaşmayı teşvik etmek, üretim ve yatırımın önünü açmak için Kurumlar Vergisi oranı 5 puan düşürülerek yüzde 15 olmalı. Damga vergisi ve harçlar kaldırılmalı" dedi.

Kayıt dışılığa büyük olanak sağlayan "Basit Usul"ün mutlaka kaldırılmasını isteyen Demirtaş, sadece kendi ürettiği veya yetiştirdiği ürünleri satanlar için kolay bir vergilendirme yöntemi bulunması gerektiğini belirterek, onun dışında kalan bütün mükelleflerin defter tutma ve belge düzenleme yükümlülüğünün olmasını istedi. İstihdam artışı için vergi politikalarının büyük önem taşıdığını kaydeden Demirtaş, şöyle konuştu: "İstihdam üzerindeki vergi yükleri azaltılmalı, Sosyal Sigorta ödemelerinde işveren

payı yarıya indirilmeli. Asgari ücret kadar gelir vergiden muaf olmalı. Kıdem tazminatı miktarı azaltılmalıdır. Bu tazminata hak kazanma oranı OECD ülkelerinde olduğu gibi 40 ay olmalı. Tüm bunların yanı sıra enerji politikası, TBMM'de bekleyen Sosyal Güvenlik Reformu ve Hipermarket Yasası acil öncelikli konular. İstediğimiz bütün bu önlemlerin bazılarının AK Parti'nin programında yer aldığını biliyoruz. Ama orada kademeli uygulamalardan bahsediliyor. Biz iş dünyası olarak çok hızlı, şok adımlar atılmasını

istiyoruz. Her iktidar en cesur kararları ilk yıllarında alır. Daha sonra tempo düşüyor, yıpranma başlıyor, sonra da seçim yaklaşıyor zaten. Bu yüzden ilk 100 günde yapılacak icraatlar çok önemli."

(EY-YK-GS-Y)

Haberler