'DAĞLARIN OĞLU' DÜNYANIN EN KÖTÜ KİTABINI YAZDI

ERZURUM'un İspir İlçesinin kırsal Yedigöl Mahallesinde oturan ve yörede 'Dağların oğlu' olarak tanılan Bülent Erkan (41) yazdığı 'Dünyanın en kötü kitabını' çıkardı. İlkokul mezunu ve bekar olan Erkan, "İlkokul üçüncü sınıftan sonra babam beni okutmayıp, koyunların peşine çoban gönderdi. O günden beri doğaya merakım başladı. Sonra dağlara gittim. Dağlarda gördüğümü yaptım ve uyguladım. Sonra yanlış avlanmaya başladım. Bir gün yaptığımın doğru olmadığının farkına varınca doğayı, canlıları korumaya başladım. Doğanın adeta gönüllü bekçisi oldum. Farkettim ki sürdürülebilir bir şekilde canlılarımız katlediliyor. Bu katliama 'dur' denilmesi için bir kitap yazdım. O yüzden 'Dünyanın en kötü kitabı' adını verdim" dedi.

BOZ AYININ YAVRUSU İÇİN KURTLARLA MÜCEDELESİ

Köyünde çiftçilik yapan, aynı zamanda dağcılık ve atletizm sporu ile uğraşan Bülent Erkan, yıllardır dağlarda gezerek doğadaki canlıların yaşamını inceliyor. Yılın yarısını dağlarda geçiren Erkan, bugüne kadar ayı, yaban keçisi, ur kekliği, kartal, şahin, kurt, tilki, vaşak, domuz, balık ve nadir bulunan kelebekler gibi çok sayıda canlının fotoğraf ve görüntüsünü çekti. Doğa manzarasını ve yaban hayatına ilgisinin küçük yaşlardan başladığını anlatan Erkan hayalinin belgesel çekmek olduğunu söyledi.. Doğada kendi yöntemleri ile gizlenerek kamerasıyla yaban hayatı kare kare görüntüleyen Erkan, çok iyi saklandığı için vahşi hayvanları bile yakından gördüğünü, ancak hiç korkmadığını bildirdi. Hayatının büyük bir bölümünü evi olarak gördüğü dağlarda geçiren Erkan, 14 Mayıs 2013 günü, bir boz ayının yavrusunu kurtlara vermemek için saatlerce verdiği mücadeleyi ise hiç unutamadığını belirtti.

MEDENİYETE EN UZAK KÖYDE DÜNYAYA GELDİ

Özellikle Kaçkar olmak üzere bölgedeki dağları avucunun içi gibi bilen Bülent Erkan, bölgedeki canlıları korumasıyla da biliniyor. Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Kar Film Festivali'nde 'Dağların oğlu' adlı 17 dakikalık belgeselde Bülent Erkan'ın hayatını ve canlıları korunmasını anlatan belgesel filmi birinci oldu. Aylarca dağda yalnız kaldığını ve doğada bulduğu mantar ve çeşitli otlarla karnını doyuran Erkan şunları söyledi:

"Erzurum'un İspir ilçesine bağlı medeniyete en uzak Yedigöl köyünde doğdum. Bize tek yakın olan dağlar, zirveler ve yaban hayatıydı. İlkokul üçüncü sınıftan sonra babam beni okutmayıp koyunlara çoban etti. Adımı yazmayı 17 yaşında öğrendim. Dağlarda ur kekliği avlanmaya giderken iki yaban keçiye denk geldim. Kar yığınlarını yararak yakınlarına yaklaştım. Keçiler o kadar yakındı ki, vurulacağını anlayınca ağlamaya başladılar. Bu sahne karşısında içim yandı. Yaptığımın yanlış olduğunun farkına varınca doğayı, canlıları korumaya çalıştım. Adeta doğanın gönüllü bekçisi oldum. Kendimi geliştirmek için dağcılık eğitimleri aldım. Maraton ve dağ koşularına katılıyorum. Fotoğraf ve videolar çekerek insanları kaybolmaya yüz tutmuş doğa ve değerlere karşı uyardım. Ama sözde değil, mahkemelerde bile sanık olarak doğanın kalbine saplanan bıçakları çıkarmak için uğraştım. Hayatta her işim yarım gitti ama doğa için verdiğim mücadeleyi asla yarım bırakmayacağım. Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu bir pazar günü dağdaki arılarıma bakmak için gittiğimde Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından ormanlık alana yerleştirilen foto kapana yakalanarak, 789 lira ceza yedim. Sanırım Türkiye'de foto kapana yakalanıp sokağa çıkma ihlalinden ceza yiyen tek kişi benim. Eğitim kurumları tarafından ilçemize gelen öğrencilere doğa ile ilgili bilgiler veriyorum. İspir belediyesi adına dağ rehberliği yapıyorum. Dağlardan hiç korkmuyorum. Dünyadaki en tehlikeli şeyin eğitimsiz insan olduğunu gördüm. Sürdürülebilir bir şekilde canlılarımız katlediliyor. İnsan oğlu nerede ise doğayı yok etti. Doğadaki iştikakımızı bitirdik. İnsanlar doğaya saygılı olmalı. İnsanların dikkatini çekmek için doğayla ilgili kitap yazdım ve adını da 'Dünyanın en kötü kitabı' koydum. Her ne kadar foto kapana yakalanıp ceza yesem de aslında yaban hayatın foto kapanı benim."

KİTABIN PARASINI BALDAN ÇIKARDI

Geçen yıl doğaya bıraktığı arılardan elde ettiği organik balları satarak bastırdığı bin kitap için gerekli olan 16 bin lirayı toplayabilen Erkan, bu kitapların bir kısmını 16-20 Ocak tarihlerinde Palandöken'de yapılan buz tırmanışında sattı. Kitap satışlarından memnun olduğunu belirten Erkan, "Tek amacım insanları doğaya karşı uyarmak. Gideceğimiz başka bir hayat yok. Küresel ısınma doğanın bir intikamıdır" dedi.