Türbanlı Öğrenciler

Üniversitelerarası Kurul Başkanı (ÜAK) ve Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof.Dr. Mustafa Akaydın, YÖK Kanunu hükümlerini uygulamak zorunda olduklarını belirterek "Başörtülü öğrencilerin kampüslere alınmayacağına karar verdik" dedi.

Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Akaydın, YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın rektörlere dün gönderdiği yazının ardından Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulu'nu olağanüstü topladı. Toplantıda, oy birliğiyle kanuni bir düzenleme yapılıncaya kadar kılık-kıyafet konusunda mevcut uygulamanın sürdürüleceği kararı alındığı bildirildi.

Toplantı sonrası gazetecilere bir açıklama yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve ÜAK Başkanı Prof.Dr. Mustafa Akaydın, YÖK Başkanı'nın Cumhurbaşkanınca onaylanan anayasa değişikliği metniyle ilgili genel kurul kararına bağlı olmaksızın kendi kişisel görüşlerini rektörlere aktardığını söyledi. Akaydın, ''Bu konuda kendi tavsiyeleri, başörtülü kızlarımızın üniversitelere girebilmeleri için gerekli hukuki ortamın doğduğu düşüncesindedir'' dedi.

ÜAK Başkanı sıfatıyla dün akşam 20:00'den itibaren sabaha kadar rektörlerle irtibat kurarak durumu değerlendirdiklerini ve üniversitenin yönetim kurulunu da olağanüstü olarak topladıklarını anlatan Akaydın, şöyle konuştu: ''Şu an yeni bir uygulamaya gerek olmadığına, yani başörtülü olarak ögrencilerimizi kampüse almayacağımıza karar verdik. Anayasa hükümlerinin özellikle yasa yapıcıları bağlar, üniversite ve diğer kamu kurumları yöneticileri yasa hükümlerine bağlıdır." Anayasa'nın 42. maddesinde yapılan değişikliğin son cümlesinde de, bu konuda yeni bir mevzuat çıkartılması gerekliliğinin önerildiğin belirten Akaydın, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de değişiklikleri onaylamasına rağmen. Yeni bir yasal çevçeveyle ayrıntıların belirlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla biz şu an 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun hükümlerini uygulamakla yükümlüyüz." YÖK ile ÜEK arasında görüş ayrılığı bulunduğunu belirten Akaydın, bunun net olarak belli olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Neyi değerlendireyim. Üniversitelerarası Kurul'un 1 şubattaki toplantısını Ankara'dan herkes dinledi, gördü. ÜAK katılanların oy birliğiyle bir metin kaleme aldı. Mevcut yasal değişikliklerin yapılmaması için gerekçelerimizle karşı durduk. Anayasanın değiştirilmesi gündeme bile alınamayacak ilk üç maddesi ile çeliştiğini yani laiklik ilkesiyle. Üniversiteye dini bir simge olan dine bir kisve olan bunun dini bir simge olduğu zaten ifade ediliyordu artık siyasi bir simge olduğu da başbakan tarafından mealen ifade edildi. İspanya'da böyle bir simgenin girmesinin doğru olmayacağını, öğrencilerimiz arasında ayırımcılığı körükleyeceğini ve bir baskı ortamı oluşturacağını ve üniversiteleri de bir kaosa iteceğini beyan ettik. 120 tane üyemiz katıldı, katılamayanların çoğunun da makul mazeretleri var. Oy birliğiyle karar alındı." Ama YÖK başkanının bu konuda farklı bir tutum içinde olduğunu anlatan Akaydın, şöyle konuştu: "YÖK Genel Kurulu'nun tavrını net olarak bilmiyorum. Galiba bugün yeniden onlarında toplanacağı ifade ediliyor. Ancak sabahleyin elimize gelen bir metne göre, bu kurulun 9 profesör üyesi bir tanesi de anayasa hukuku profesörü olmak üzere tamamen benim size şu ana kadar söylediğim yorumlara katılan bir mesaj verdiler topluma." Bazı gazetelerde çıkan kamudaki türban fotoğraflarına da değinen Akaydın, sözlerine şöyle devam etti: "Asıl müdahale edilmesi gereken kamu yöneticilerinin bir fiil sorumluluğundadır bu. Valilerimizi ve kaymakamları kastediyorum. Bu müsaade edilmemesi gereken bir durumdur. Ama net olarak Türkiye'de bu yaşanmaktadır. Antalya'da da bunun yaşandığına dair duyum almaktayım. Ama ben bunun takipçisi olamam. Gereğini yapmak kamu yöneticilerinin sorumluluğudur. Zaten bizi laiklik ilkesi konusundaki endişelere sürükleyen bırakın üniversiteyi şu an zaten olmaması gerektiği ne olan kamu kurumlarında da böyle bir ortamın yaşanmış olmasıdır. Bu açıkça İslam ağırlıklı bir topluma doğru ülkeyi götürme işaretidir. Bu da bizim endişelerimizi artıran bir boyuttur, nettir bu fotoğraf." Üniversiteye başörtülü öğrenci alınmamasını uzun uzun düşündüklerini anlatan Akaydın, "Rektörler, hukukçular ve yönetim kurulu ile tartıştık. Bununla ilgili gereken yasal değişiklik yapılırsa bizde bunu uygulamakla yükümlüyüz. Ortada kendi adımıza hukuksuz bir durum olduğu düşüncesinde değiliz" ifadelerini kullandı.

Akaydın, 'Gazetecilerin gerginlik mi yaratılmaya çalışılıyor' şeklindeki sorusuna şöyle karşılık verdi: "Kaos budur. Yani Türkiye'nin anayasa hukukçuları ikiye bölünmüş, kamu hukukçuları ikiye bölünmüş. Üniversiteleri şaşkın ne yapacağını bilemiyor. Yüksek Öğretim Kurulu zorlanıyor. Böyle bir durum yaşıyoruz bunun adı kaostur. Biz bunun olacağını zaten öngörmüştük." (SE-SÇ-HO-Y)

Haberler