AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu Açıklaması

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu Açıklaması
Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye hükümeti ile SDG arasında imzalanan 10 Mart Mutabakatı maddelerinin hızlıca yerine getirilmesinin gerektiğini belirterek, "Bu tartışma, gündemden çıkmalıdır.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye hükümeti ile SDG arasında imzalanan 10 Mart Mutabakatı maddelerinin hızlıca yerine getirilmesinin gerektiğini belirterek, "Bu tartışma, gündemden çıkmalıdır. Bu meselede, önümüzdeki dönemde Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın refah içerisinde ve barış içerisinde yani terörsüz bölge çerçevesinde beraber yaşamasına odaklanmalıyız." ifadelerini kullandı.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesinde zamanın daraldığına ve mutabakata uyulmaması durumunda operasyonun olup olmayacağına ilişkin sorusu üzerine Çelik, Türkiye'nin milli güvenliğini sağlamak için askeri ve diğer alanlardaki hazırlığının her zaman olduğunu söyledi.

Bunun için Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 2-3 gün, 2-3 hafta ve 2-3 ay beklemesine gerek olmadığını vurgulayan Çelik, "Şu anda sayın Cumhurbaşkanımız, başkomutan olarak emir verdiği anda silahlı kuvvetler bunu yerine getirecek hazırlıklara sahip. Ama biz bunlara ihtiyaç kalmamasını istiyoruz. Bunlara ihtiyaç duyulduğu zaman tabii ki tereddütsüz yerine getirilir. Ama esas olan bugün SDG'yi kim 'silah bırakmasın' diye cesaretlendiriyorsa, SDG'yi kim ordu içinde ordu, devlet içinde devlet olmaya doğru teşvik içine giriyorsa, bu Suriye'ye yapılan en büyük kötülüklerden biridir. Oradaki Kürt kardeşlerimiz için kötülük düşünenlerin planlamasıdır. Onun için biz bunlara gerek kalmasın arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Mutabakatta, bir yıl geride kalmasına rağmen herhangi bir adım atılmadığının altını çizen Çelik, şunları kaydetti:

"Bunun 2-3 maddesi yerine getirilebilirdi. 10 Mart Mutabakatının maddeleri hızlıca yerine getirilmelidir. Bu tartışma, gündemden çıkmalıdır. Bu meselede, önümüzdeki dönemde Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın refah içerisinde ve barış içerisinde yani terörsüz bölge çerçevesinde beraber yaşamasına odaklanmalıyız. Bunu geride bırakmak istiyoruz. Ama bunu bizim önümüze başka mekanizmalarla, başkalarının desteğiyle ya da başka planlamalarla getirdikleri zaman bunu görmeyecek durumda değiliz. Terörsüz bölge süreci, aynı zamanda oradaki bütün kardeşlerimizin üzerinden terör vesayetinin kaldırılması anlamına gelmektedir. Kendi iradelerinin kendilerine teslim edilmesi anlamına gelmektedir. Kürt'ün iradesinin Kürt'e, Arap'ın iradesinin Arap'a, Türkmen'in iradesinin Türkmen'e teslim anlamına gelecektir. Biz bundan yanayız."

"Saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez"

Çelik, DEM Parti'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşme talepleri ile AK Parti ve Dem Parti heyetlerinin görüşmesine ilişkin soruya da "Sayın Cumhurbaşkanımızdan randevu isteyeceklerini ifade ettiler. Henüz onunla ilgili takvim yok. Bu tip görüşmelerde bir araya geldiğimizde gerçekten nezaket içerisinde herkes görüşlerini en kapsamlı şekilde söylüyor. Tabii ortak düşündüğümüz noktalar var, ortak düşünmediğimiz noktalar var. Komisyona verdiğimiz raporda ortaya koyduğumuz ilkeler çerçevesinde, bir takım orta yollar bulunabilirse, bunların her zaman önümüzdeki dönemde ilerlemeyi kolaylaştırabileceğini düşünüyoruz." yanıtını verdi.

Çelik, TBMM'de bütçe görüşmelerinde yaşanan arbedeye ilişkin soruya, siyasette zaman zaman tansiyonun yükseldiğini, bunun hiçbir zaman fiziki şiddete dönüşmemesini temenni ettiklerini söyledi.

Ancak AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan'a aleni bir şiddet gerçekleştirildiğini anımsatan Çelik, "İshak arkadaşımıza dönük yapılan eylemi, gerçekten en güçlü şekilde kınıyoruz. İshak Bey orada ortamı yatıştırmak, ayırmak için bulunurken saldırıya uğradı. Sonrasında CHP Grup Başkanvekilleri oraya gelerek üzüntülerini ifade ettiler. Tabii bunu da önemli buluyoruz. Ama İshak Bey'e yapılan o saldırı gerçekten hiçbir şekilde kabul edilemez barbarlık ve vandallık. Bu barbarlığı ve vandallığı yapan kişiye dönük ceza sürecinin CHP tarafından işletilmesi son derece kıymetli olacaktır. İshak kardeşimize bir kere daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve bunu, saldırıyı yapanı buradan lanetliyorum." diye konuştu.

"İstismar siyaseti yapmak meseleyi çözmüyor"

Ömer Çelik, siyasi alanda birçok tartışmanın olduğunu, siyasi akılla cevap verilmeyecek konunun bulunmadığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Fakat CHP adına konuşanlar sık sık "Biz Atatürk'ün partisiyiz, Cumhuriyet'i kuran partiyiz" konusunu getiriyor. Atatürk'ün genel başkanlığı yaptığı bir partinin devamı olmak ki bu devamı olmak meselesi de ayrıca tartışılması gereken bir mesele. Bugünkü yöneticilerin ya da siyasi faaliyette bulunanların bütün yanlışlarını örtecek bir yaklaşım olamaz. Yani biz bugün yaptığınız bir yanlıştan bahsediyoruz. Yanlış politikanızdan, yanlış davranışınızdan bahsediyoruz. Hemen konuyu buraya getiriyorlar. Dün grup başkanımız, eğer 'Atatürk'ün partisiyiz' diyorsanız, İkinci Genel Başkanınız Cumhurbaşkanı olduğunda neden Atatürk'ün ismini ve resmini paradan kaldırdı? diye sordu. Açık bir soru. Demek ki öyle pür şekilde her alanda 'Atatürk'ün partisiyiz' demek CHP'nin eylemlerinin temize çekilmesi anlamına gelmiyor.

Ben de buradan bir şey sorayım. Atatürk vasiyetinde, kendisine ait olan İş Bankası hisselerinde, temettülerinin Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na verilmesini istedi. CHP defalarca bunu vermedi. Birçok kere Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu Atatürk'ün vasiyeti gereği kendilerine verilmesi gereken temettüleri mahkeme kararıyla almak zorunda kaldı. Dolayısıyla böyle her tartışmada aslında 'Atatürk'ün partisiyiz' demek ya da AK Parti sıralarına 'siz Atatürk düşmanısınız' diye istismar siyaseti yapmak meseleyi çözmüyor. Ama gündelik polemiklerde onu kalkan olarak kullanmak, istismar siyasetinden başka bir anlama gelmiyor. Dolayısıyla bu son zamanlarda siyasi huy haline geldi. Daha sağduyulu olmalarını kendilerine öneririm."

(Bitti)

Kaynak: AA / Sefa Bilgitekin - Politika
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title