Haberler

İran'da nükleer silah var mı?

Güncelleme:

İran'ın nükleer enerji elde etmek için başlattığını söylediği, ancak başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin nükleer silah üretmek için başladığını iddia ettiği proje merak ediliyor. Peki, İran'da nükleer silah var mı?

İran'ın nükleer enerji elde etmek için başlattığını söylediği, ancak başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin nükleer silah üretmek için başladığını iddia ettiği proje merak ediliyor. Peki, İran'da nükleer silah var mı?

İRAN'DA NÜKLEER SİLAV VAR MI?

İran nükleer programı 1950'lerde Barış için Atom programının bir parçası olarak ABD'nin yardımı ile başlatıldı. ABD'nin ve Batı Avrupalı hükûmetlerin İran'ın nükleer programına desteği, cesaretlendirmesi ve katkısı 1979'da Şah rejimini deviren İslami devrime kadar sürdü.[3] 1979'daki devrimden sonra İran hükûmeti programı durdurdu ve daha sonra devrim öncesine göre daha düşük bir Batı desteği ile yeniden canlandırıldı. İran nükleer programı bir dizi araştırma merkezi, uranyum madeni, bir nükleer reaktör ve bir uranyum zenginleştirme merkezi içeren uranyum işleme yapılarından oluşmaktadır. İran'ın ilk nükleer santrali Buşehr-I'in Mart 2008'de üretime geçmesi beklenmekteydi. Ancak 4 Eylül 2011 tarihi itibarıyla bu tesis devreye alınmış bulunuyor.

İran'ın nükleer programının temelleri 1953'te CIA destekli bir darbe ile demokratik olarak seçilmiş başbakan Muhammed Musaddık'ın görevden alınıp iktidara Şah Muhammed Rıza Pehlevi'in getirilmesinin hemen sonrasına rastlar

Sivil bir nükleer işbirliği programı ABD'nin Barış için Atom programı altında oluşturuldu. ABD,SSCB'ye karşı nükleer güç kuşağı kurmak istedi. Bu girişime ABD İran, Türkiye ve Pakistan'ı ortak etmek istedi. Bu çerçevede 1967'de İran Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) tarafından yönetilen Tahran Nükleer Araştırma Merkezi (TNAM) kuruldu. TNAM, ABD tarafından sağlanan, 5-megawatlık nükleer araştırma reaktörü ile çalışmalara başladı ve yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum yakıtı sağlandı. İran 1968'de Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'nı (NSYÖA) imzaladı ve 1970'te onayladı. İran atom ajansının kurulması ve NSYÖA'nın onaylanmasıyla Şah ABD'nin yardımıyla 2000 yılına kadar 23 nükleer santralın yapılmasını öngören planları onayladı. Bu gelişmeleri takiben, Avrupa ve Amerikan firmaları bu programa ortak olmak için birbirleriyle yarışmaya başladı.

1979 Sonrası

1979 Devrimi sonrasında ise ABD ve İran iki can düşmanı oldular. ABD, İran'ın bölgede daha fazla güçlenmesine izin vermedi. Ama İran ın bölgedeki gücü sürekli arttı,bu da ABD ve yakın dostu İsrail tarafından pek iyi bir durum olarak algılanmadı.

1990'lar

2000 - Ağustos 2006

2002 yılında Ulusal Direniş Konseyi'nin eski bir üyesi (Bu kuruluş ABD ve Avrupa Birliği'nde terörist grup olarak ilan edilmiştir) ve Tahran'da önde gelen eleştirmenlerinden Alirıza Caferzade, İran rejimi içerisindeki sağlam kaynaklardan edindiği bilgilere dayanarak Natanz ve Arak'taki iki gizli nükleer tesisi ifşa etmiştir. Bu açıklamaların ardından ABD, İran'ı nükleer silah yapmaya teşebbüs etmekle suçlamış ve nükleer kriz süreci başlamıştır.

Avrupa Birliği aktif bir pozisyon alarak İran ile görüşmelere başlamıştır.

Kriz günümüze kadar inişli çıkışlı devam etmiştir. Rusya ve Çin krizde ABD'ye karşı çıkarken, Amerikalı yöneticiler Birleşmiş Milletler'den İran'a askeri müdahale de dahil olmak üzere çok sert önlemler çıkartmaya çalışmıştır. İran ise çalışmalarının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu ve enerjinin en önemli hedef olduğunu iddia etmektedir.

31 Ağustos 2006 - Mayıs 2008

Haziran 2008

14 Haziran 2008 tarihinde AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana başkanlığındaki bir heyet Tahran'da İran hükümetine altı büyük dünya gücünün önerisini içeren bir teşvik paketi sundu. Bu teşvik paketini destekleyen ülkeler şunlardı: ABD, Rusya, Çin, Birleşik Krallık, Fransa ve Türkiye

Paket şunları içermekte:

İran'ın hafif su reaktörü ile –şimdi İran'ın sahip olduğu teknolojiye kıyasla bomba yapımı için kullanılması daha zor olduğundan -- sivil bir nükleer program geliştirmesine yardım etmek

  • yasal olarak geçerli nükleer yakıt kaynağı garantisi
  • ticaret kolaylığı ve
  • İran'ın Batı'dan sivil uçak alabilmesi.

İran henüz (16 Haziran 2008) resmi bir yanıt vermiş değil ancak bu konuda sorulan bir soruya hükümet sözcüsü Gulamhüseyin İlham şu yanıtı verdi: "Eğer paket uranyum zenginleştirme işlemini askıya almayı içeriyorsa hiçbir şekilde görüşülebilir bir paket değildir."

Kaynak: Haberler.com / Gündem

İran Gündem Politika Dünya Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title