Edebiyatın Gücü ile Türk Dilinin Korunması Vurgulandı

Edebiyatın Gücü ile Türk Dilinin Korunması Vurgulandı
Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün düzenlediği 'Edebiyat Akademisi' programında, edebiyatın milletlerin hafızası ve kimliği üzerindeki etkilerini anlattı. Bıyıklı, Türk dilinin korunmasının bir varoluş mücadelesi olduğunu belirtti.

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Başkanı ve yazar Mahmut Bıyıklı, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Edebiyat Akademisi" programında gençlerle bir araya geldi.

Birlik Vakfının Sultanahmet'teki genel merkezinde gerçekleştirilen programda Bıyıklı, bir milleti millet yapan en önemli değerlerden birinin edebiyat olduğunu söyledi.

Bıyıklı, edebiyatın bir milletin hafızası olduğunu belirterek, "Kelimelerle kurduğumuz dünya, aslında gönlümüzde ve zihnimizde taşıdığımız büyük medeniyet tasavvurunun en berrak yansımalarından biridir. Milletler sadece savunma sanayisine yaptıkları yatırımlarla ayakta durmaz. Diliyle, kelimeleriyle, şiiriyle, hikayesiyle kültürüyle ayakta durur. Biz sözün gücüne inanan bir milletiz. Yahya Kemal'in dediği gibi, 'İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.' işte o hayali diri tutan da edebiyattır." dedi.

"Türk dili bizim manevi yurdumuzdur"

Edebiyatın milletlerin iç dirilişini beslediğine dikkati çeken Bıyıklı, " Edebiyat, insana sadece güzel cümleler kurdurmaz. Ona yeniden doğrulma gücü verir. Her kelimenin ardında bir hakikat arayışı, her mısrada bir diriliş çağrısı vardır. Bir millet kelimelerini kaybettiğinde aslında ruhunu kaybeder, kelimeleri dirildiğinde ise ruhu da dirilir." diye konuştu.

Bıyıklı, Mehmet Doğan ve Yavuz Bülent Bakiler gibi isimlerin verdiği kültürel mücadeleyi anlatarak, Türk dilinin korunması ve müdafaasının tarihi bir sorumluluk olduğunu vurguladı.

Dil ve edebiyat ilişkisine dair ise Mahmut Bıyıklı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türk dili bizim manevi yurdumuzdur. Topraklar işgal edilse bile dil korunursa o millet yine ayağa kalkar. Bu yüzden dili korumak sadece bir kültür görevi değil, bir var oluş mücadelesidir. Edebiyat da bu mücadelenin en güçlü cephesidir. Dilin sınırlarını genişleten, kelimelere yeniden ruh üfleyen, unuttuğumuz kavramları gündeme taşıyan hep edebiyattır. Ne yazık ki dilin bozulması önce düşüncenin zayıflamasına, ardından kimliğin kaybına yol açar. Bu sebeple Türkçeyi korumak hem mazimize hem istikbalimize sahip çıkmaktır. Bir millet, dili kadar yaşar, dili kadar özgür, dili kadar güçlüdür."

Yoğun ilgi gören program, soru cevap bölümüyle sona erdi.

title