TÜRKİYE'NİN İLK KUKLA OPERASI 'MADAMA BUTTERFLY' MERSİN'DE SAHNELENECEK

MERSİN Devlet Opera ve Balesi (MDOB), Giacomo Puccini'nin Uzakdoğu motifleri ile süslediği dünyaca ünlü Madama Butterfly Operası'nın, 'kukla operası' versiyonu ile dünya prömiyerine hazırlanıyor.

Kültür Merkezi Opera Sahnesi'nde 17 Mart saat 20.00'de dünya prömiyeri yapılacak olan eserin ikinci gösterimi 19 Mart saat 20.00'de izleyicilerin beğenisine sunulacak. Japonya'nın Nagasaki kentinde yaşayan genç bir geyşanın hayatını konu alan eser 2 perde olarak sahnelenecek. Türkiye'nin ilk kukla operası 'Madama Butterfly Kukla Operası'nın projesi aynı zamanda rejisörü olan Melih Öztürk'e ait. Koreografisini ise Mersin DOB Sanat Yönetmeni ve Müdür Vekili Serbülent Biçer, Orkestra Şefi Tulio Gagliardo Varas, Koro Şefi ise Anıl Aydın üstleniyor.

Anlatıcılığını Yusuf Ziya Büyükaslan'ın yapacağı eserin dekor tasarımını Özlem Topuz, kukla tasarım ve kostümünü Hatice Kaptı, ışık tasarımını Tarı Deniz, Video Projeksiyonu Umut Sinan Özdemir ve kukla teknik çözümlemesini Alper Güneri yaptı.

Oynatıcının vücudunun ön tarafına monte edilen, oynatıcı ile birlikte hareket eden büyük boy kuklalar ile gerçekleştirilecek olan kukla opera Türkiye ve dünyada bu tip kukla tekniği ve tüm karakter ve koronun kukla olması ile bir ilk olacak. Bu heyecanı sanatseverler ile paylaşacak olan MDOB korosu, orkestra ve bale sanatçıları ile birlikte bir ilke imza atacak.

Eseri sahneye taşıyan rejisör Melih Öztürk, zorlu ve deneysel bir çalışmayı tamamlamanın keyfini yaşadıklarını belirterek, "Bütün hazırlıklar tamam. Artık Madama Butterfly kukla opera olarak karşımızda. Bütün dünya da kukla opera yapılıyor, özellikle Avrupa'da, Prag'da izleyen seyirciler vardır belki de. İpli kukla ile operalar yapılıyor ancak bizim denediğimiz operanın yapıldığını ben görmedim. Bunu da yaparken gerçekten çok zorlandık. Çünkü kukla yapmak, tekniğini çözümlemek, ağzını oynatmak, ellerini kullandırmak, yürütmek çok zor bir iştir. Bu konu da uzman bir kadromuz da yok ancak tekniği geliştirerek, kendimiz de öğrenerek, oynatmayı becererek böyle bir sonuca ulaştık. Gerçekten çok zorlandık. 1,5 aydır kukla yapmaya, makyajlarını kostümlerini hazırlamaya çalışıyoruz" dedi.

Melih Öztürk, sanatseverlerin aklına gelecek soruları da tahmin ettiğini dile getirerek, "'Neden kukla opera' diye seyircinin aklına gelecektir. Kukla, görsel sanatlar için bambaşka bir ekran açıyor. Avrupa'da çok yapılmış, Türkiye'de de tiyatrolar da body kukla tekniği ile yapılan kuklalar var ancak her hangi bir tiyatro da diğer kraterlerin yanında bir ya da iki adet olabilir. Bizim gibi 40 kuklayı bir arada yapan ya da bütün operayı kuklalarla canlandıran olduğunu sanmıyorum ve Türkiye'de bir ilki yaşamaktan gurur duyuyorum" diye konuştu.