Demokratik Toplum Partisi, Sonuç Bildirgesini Açıkladı

Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Diyarbakır'da Gerçekleştirmiş Olduğu Kongrenin Sonuç Bildirgesi Sunuldu.

Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Diyarbakır'da gerçekleştirmiş olduğu kongrenin sonuç bildirgesi sunuldu.

Bildirgide, yeni anayasada Kürt ibaresinin kabul edilmesi istenilirken, sınır ötesi operasyonu kabul edilemez olarak gördüklerini ifade eden DTP Genel Başkanvekili Nurettin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımının son derece belirleyici rol olacağını söyledi.

DTP'nin Diyarbakır'da 3 gün boyunca gerçekleştirdiği kongresi sona erdi. DTP milletvekilleri, belediye başkanları ve 50 ilden yaklaşık 600 delegenin katıldığı toplantının açılış konuşması yaparak büyük tartışmalara yol açan DEP eski Milletvekili Leyla Zana, kongerenin sonuç bildirgesinde de hazır bulundu.

Tezkere ile birlikte Türk ve Kürt halkının tarihsel kardeşlik bağlarının koparılarak tehlikeli savaş sürecine itilmek istendiğini ifade eden Demirtaş, "Kongremiz tezkere ile başlayan Kürtlere ve kurumlarına yönelik linç girişimlerini ve sınır ötesine yönelik operasyonları kabul edilemez buluyoruz" dedi.

Bölücü terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ı Kürt lideri diye ifade eden DTP Genel Başkanvekili Nurettin Demirtaş," Kongremiz Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımının son derece belirleyici olduğunu sonucuna varmıştır. Yıllardan beri Türk ve Kürt toplumu açısında bu iki eğilimi görüp tüm zorluklara rağmen Kürt halkı adına çözüm yolunun demokrasiden, barıştan ve bir arada yaşamadan yana geliştiren Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a yönelik İmralı uygulamaları çözümün

önünü kapattığı gibi tarihsel kardeşlik duygularına da büyük zarar vermiştir. Öcalan'nın İmralı'dan başka bir yere nakli ile sağlık sorunlarının giderilmesi için tedavi sürecinin başlatılmasının, toplumsal barış için rolünün oynayabileceği şekilde halkla bağ kurabileceği bir ortam yaratılmasının, Kürt halkı kadar Türkiye demokrasisi açısında son derece yaşamsaldır" dedi.

TÜRKİYELİLİK ULUSU KAVRAMI DEĞİŞTİRİLMELİ

Türkiye ulusunun, ortak aidiyetiyle yeniden tanımlaması gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Herkesi Türk olarak tanımlayan bir vatandaşlık tanımı yerine kültürel kimlikleri kabul eden ve bu kültürel kimliklere dayalı Türkiye ulusunun tümünü kapsayan Türkiyelilik üst kimliği çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı esas alınmalıdır. Türkiye ulusunu oluşturan farklı kimlik ve kültürler kendi farklılıklarını anayasal güvence içerisinde koruyup geliştirdikleri bu sistemle daha özgür bir ortamda

kavuşacaktır. Yeni anayasada Türkiye Cumhuriyeti anayasası bütün kültürlerin demokratik bir şekilde varlığını ve kendini ifade etmesini kabul eder hükmünün yer alması, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun barışçıl çözümünde önaçıcı bir yaklaşım anlamına gelecektir. Kürt dili başta olmak üzere diğer diller ve de kültürler önündeki engellerin kaldırılması, tekçi etnik referanslara dayalı vatandaşlık ve ulus kavramlarının demokratik bir tarzda yeniden tanımlanması şeklinde ifade ettiğimiz

siyasi hedefler anayasaya referandumunda temel ölçütümüzdür. Bütün kültürlerin kendi dilleri ile siyaset yapma hakkı anayasal güvence alınmalıdır" dedi.

Ülke bütünlüğü içinde halkın yerelde söz ve karar sahibi olmasını sağlayan özerklik model sistemini anlatan DTP Genel Başkanvekili Nurettin Demirtaş, "Halkın karar süreçlerine dahil olması için demokratik katılımcılığı savunur ve tüm yerel birimlerde meclis sistemini esas alır, salt etnik ve toprak temelli özerklik anlayışı yerine kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği bölgesel ve yerel yapılanmayı savunur. Bayrak ve resmi dil tüm Türkiye ulusu için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk

birimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik öz yönetimini oluşturmasını öngürür. Demokratik özerkliğin hayata geçe bilmesi açısından ve yeni anayasa çalışması da dikkate alınarak siyasi ve idari yapılanmada köklü bir reforma gidilmesi gerekmektedir" dedi.

DTP'li Demirtaş Türkiye'de 25 bölge meclisi kurulması talebinde bulundu. Bölge meclis modelinin fedaralizmmi ya da etnisiteye dayalı özerkliği ifade etmediğini belirten Nurettin Demirtaş, "Merkezi yönetimle iller arasında kademelendirilmiş demokratik bir yeni idare takviyedir. Bölgelerin her biri o bölgenin özel adı veya bölge meclisinin yetki sınırları içinde bulunan en büyük ilin adıyla alınacaktır. Bu modelde il valileri hem merkezi hükümetin hemde bölge yürütme kurulunun aldığı kararları uygulamakla

görevli olacaktır. Kongremiz bu modelle demokratik cumhuriyet'in inşasında önemli bir aşama katedileceğine inanmaktadır. Böylece cumhuriyetin ilk kuruluş aşamasında gerçekleşmeyen demokratikleşme yaşamsallık kazanacaktır. Bu aynı zamanda Atatürk'ün 1923 yılında gazeteci A.Emin Yalman'a ifade ettiği bir nevi yerel muhtariyet'in bügünkü koşullarda hayata geçirilmesi olacaktır" şeklinde konuştu.

Kürt sorunun domokratik ve barışçıl çözümü için çağrıda bulunan Demirtaş, "Kongremiz demokratik özerklik talebiyle Cumhuriyet'in demokratikleşmesine önemli bir katkı sunmayı amaçlar, Türkiye'nin bütünlüğü içerisinde tüm farklılıkların kendilerine ifade edebilmeleri ve haklarının anayasal güvence altına alınmasını, sorunların çözümü için temel belirleyen olduğunu düşünür. Kongerimiz Kürt halkının yoğunluklu yaşadığı her dört ülkede sorunların çözümünde demokratik ve barışçıl politikaların esas

alınmasını gerekli görür" dedi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokratik Toplum Partisi DTP'nin Diyarbakır'da 26 Ekim'de kongrenin açılış konuşmasını Kürtçe yapan DEP eski Milletvekili Leyla Zana hakkında inceleme başlatmıştı.

(AYŞ-AŞ-ÖK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title