Haberler

CHP Kadın Kolları Medeni Kanun İçin Basın Açıklaması Yaptı

Güncelleme:

CHP Kadın Kolları, AKP iktidarının hedef aldığı Medeni Kanun hakkında basın açıklaması yaparak, ailede ve toplumda eşitlikten vazgeçmeyeceklerini vurguladı. İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar, Medeni Kanun'u yok sayanlara ve şeriat çağrısı yapanlara geçit vermeyeceklerini belirtti. Açıklama, 81 ilin CHP İl Başkanlığı binasında eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.

CHP Kadın Kolları, 81 ilin CHP İl Başkanlığı'nda eş zamanlı olarak, AKP iktidarının hedef aldığı "Medeni Kanun" hakkında basın açıklaması yaptı. CHP İzmir İl Başkanlığı'nda basın açıklamasını yapan İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar, ailede ve toplumda eşitlikten vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, "Medeni Kanun'u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun'u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis'te hem de sahada direneceğiz" dedi.

CHP Kadın Kolları tarafından AKP iktidarının hedef aldığı Medeni Kanun hakkında yapılan basın açıklaması 81 ilin CHP İl Başkanlığı binasında eş zamanlı olarak düzenlendi. İzmir'de İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar'ın yaptığı basın açıklamasında, iktidarın yine algı yönetimi peşinde olduğunu ve medeni kanunu hiçe sayma girişimlerine devam ettiğini belirtildi. Şenkal Uçar, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Bugün 81 il, 973 ilçe kadın kolu başkanımızla iktidarın hedef tahtasına koyduğu Medeni Kanun'a ilişkin eş zamanlı basın açıklaması yapıyoruz. Bilindiği gibi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte egemenlik hakkı halka geçmiştir. Bu, çığır açan bir devrimdir. En büyük ikinci devrim ise eşit yurttaşlık hakkıdır. Eşit yurttaşlık hakkı laik düzen içinde kurulmuştur. 17 Şubat 1926'da kabul edilen Medeni Kanun, 4 Ekim 1926'da yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte eğitimde, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda kadınlar ve erkekler eşit haklara sahip olmuştur. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte resmi nikah zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit hale getirilmiştir."

Kanunun görüşüldüğü gün, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un Meclis'te yaptığı konuşmasında, "Türk tarihinin, bendenizin anlayışına göre, en hazin siması Türk kadınıdır. Yeni tasarının aile teşkilatı ve miras hükümleri şimdiye kadar istenildiği zaman kolundan tutularak bir esir gibi yerden yere vurulan, fakat ta ezelden hanım olan Türk annesini layık olduğu saygın mevkiye getirecektir" sözlerini hatırlatan Şenkal Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1926'da çıkarılan Medeni Kanun laikliği esas alır. Din kurallarının değişmezliği vurgulanmış, hukuk kurallarının ise toplumsal ihtiyaçlara göre değişmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Laiklik, 11 yıl sonra, 5 Şubat 1937'de Anayasa'ya girmiştir.

"EŞİTLİĞİNE İNANMAYANLARIN YÖNETTİĞİ ÜLKEDE LAİKLİK TEHDİT ALTINDA"

Türk Medeni Kanunu tarih içinde değişikliğe uğramıştır. Kadınların örgütlü mücadelesi ve azmi sonucunda 2002 yılında Medeni Kanun daha da güçlendirilmiş, aile hukuku bölümü yeniden düzenlenmiştir. 1992 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen "evli kadının çalışabilmesini kocanın rızasına bağlayan madde" Türk Medeni Kanunu'ndan kaldırılmıştır. "Aile reisliğine" dayanan aile modeli yerine, "eşitlik" ilkesine dayalı aile modeli getirilmiştir. Eşit mal paylaşımı ve nafaka ile ilgili gerekli adil düzenlemeler eklenmiştir. Evlenme yaşının, kadın ve erkek için 18 yaşından gün alma koşuluna bağlandığı yasada, evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklarla eşit haklara sahip olmuştur. "Onur kırıcı davranış" eşler için boşanma nedeni sayılmıştır. Ayrıca "edinilmiş mallara katılma rejimi", yasal mal rejimi haline gelmiştir. Böylece, aksine bir sözleşme yapılmadığı takdirde, eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallara diğer eş ortaktır. Eşitliğe inanmayanların yönettiği ülkemizde, kadının insan hakları ve laiklik büyük tehdit altındadır.

"İKTİDAR, KADINLARIN KAZANDIKLARI HAKLARA GÖZÜNÜ DİKMEKTEDİR"

İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 no'lu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP'nin yeni hedefi; Medeni Kanun'dur. Gelenek haline getirdiği "Torba Yasa" uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır. İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir."

"ANLAŞMALI BOŞANMALARDA BİLE ÇOĞU KADIN PSİKOLOJİK ŞİDDET GÖRÜYOR"

"Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz 2023 tarihinde yaptığı açıklamada "Ben süresiz nafaka konusunu önemsiyorum. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız" diyerek kadınların değil erkeklerin yanında yer aldığını açıkça itiraf etmiştir.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 Kasım 2023 tarihinde bu söylemi bir adım öteye taşımış ve evliliklerde süresiz nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını iddia etmiştir. Oysaki süresiz nafaka yoktur. Bakan nafakanın verilme şartlarını elbette çok iyi bilmektedir" diyen Şenkal Uçar, şu sözleri kaydetti:

"Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir.

"ŞERİAT ÇAĞRISI YAPANLARA ASLA GEÇİT VERMEYECEĞİZ"

Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hakimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar."

"Bugün sadece 81 il, 973 ilçede tek ses olmuyoruz. Bütün kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle ile tek ses oluyoruz. Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmiyoruz" diyen Şenkal Uçar, sözlerini şöyle noktaladı:

"Medeni Kanun'u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun'u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis'te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz."

Kaynak: ANKA / Güncel

Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title