Batı Şeria'daki Nur Şems kampı sakinleri İsrail'in evlerini harabeye çevirdiğini söyledi

İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde Tulkerim kentinde bulunan Nur Şems Mülteci Kampı'nda yaşayan Filistinliler, İsrail'in yıkımlarının kampı ve evlerini harabeye çevirdiğini söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde Tulkerim kentinde bulunan Nur Şems Mülteci Kampı'nda yaşayan Filistinliler, İsrail'in yıkımlarının kampı ve evlerini harabeye çevirdiğini söyledi.
İsrail ordusu, Batı Şeria'nın kuzeyine 21 Ocak'ta başlattığı saldırılarını Cenin, Tulkerim ve Nur Şems kamplarını kapsayacak şekilde sürdürdü. Bölgede çok sayıda evi yıkan İsrail ordusu, 50 binden fazla Filistinliyi de yerinden etti.
Nur Şems kampı sakinleri, İsrail ordusunun "güvenlik" bahanesiyle 25 binayı yıkmadan önce evlerindeki eşyalarından kurtarabildiklerini çıkarabilmek için birkaç saatliğine kampa girmelerini izin verdiğini söyledi.
Nur Şems kampı sakinlerinden Semir el-Mehr, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Kardeşimin evi yıkılacak ve kendisi engelli. Barınacak yeri yok, başka alternatifi de yok, tam anlamıyla trajik bir durum. Annem yerinden edildi ve kız kardeşimin evine de ulaşamadık." dedi.
Mehr, "Bu felaketi görmek için kampa girdik, evlerin içi yerle bir olmuş her şey kırılmış, ev aletleri hasar görmüş, her şey kullanılamaz hale gelmişti. Hayvanlar evlerin içine girmiş, mobilyaların üzerine pislemişler. Duvarlar yıkılmış, kapılar sökülmüş haldeydi." ifadelerini kullandı.
Evden çıkarabildiklerine ilişkin Mehr, "Annem için sadece birkaç basit kıyafet ve hatırası olan şeyler alabildim evden. Geri kalan her şey mahvolmuş. Yaptıklarından dolayı onlara yazıklar olsun." sözleriyle sitem etti.
"Ölüm kokusu her yerde, kimse yok, kamp ıssız"
Kamp sakini Umm İshak Mehamid de evinde gördüğü durumu "dayanılmaz bir yıkım" olarak niteledi.
Umm İshak, "Oğluma yardım etmek ve evden bazı eşyaları almak için geldim ama eve girdiğimde içinin tamamen yerle bir edildiğini gördüm." dedi.
"Ölüm kokusu her yerde, kimse yok, kamp ıssız." diyen Umm İshak, Nur Şems kampında yalnızca hayvanların kaldığını ve kampın bir mezarlığı anımsattığını söyledi.
Umm İshak, "Şehit olan oğlum ve eşimin defnedildiği mezarlığa bile gidemiyorum. En zor olan şey de bu, burası artık yaşanacak bir yer değil. Her şeye rağmen bugün kampa girdik ve bizi aradılar." şeklinde konuştu.
İsrail hapishanelerinde tutulan oğlunun serbest kalma ümidiyle onun kıyafetlerini aldığını söyleyen Umm İshak, "3 yıldır tutuklu olan oğlumun eşyaları evde yoktu, hatta şehit olan kızımın eşyaları bile evde yoktu." ifadelerini kullandı.
Evi yıkılacaklar listesinde yer alan Ahmed el-Masri de, "Beş katlı binamızda yaklaşık 30 kişi yaşıyor, bugün yıkılacak. Tamamen evsiz kaldık." dedi.
Masri, "Hepimizin evlerimize girmesine izin vermediler yalnızca aile fertlerinden bazıları girebildi. Kampa giriş için izin gerekiyor. İnsanlar barınacak yeri olmadan ve herhangi bir alternatiften yoksun bırakıldı." diye konuştu.
İsrail kampın yapısını değiştirmek istiyor
Kamp sakinlerinden Filistinli araştırmacı ve aktivist Süleyman ez-Zuheyri, "Nur Şems kampında yaşananlar, İsrail'in yeni bir terör ve zulüm saldırılarını temsil ediyor." dedi.
İsrail'in yıkım kararı aldığı 25 binada 200'den fazla konutun bulunduğuna dikkati çeken Zuheyri, İsrail'in kampta yıktığı evlerin sayısının 300'e ulaştığını aktardı.
Zuheyri, "Amaç çok net, nüfusu yerinden etmek ve kampın coğrafi yapısını değiştirmek. İşgalci İsrail, kampı küçük bloklara dönüştürmeye ve kampın yapısını tamamen değiştirmeye çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Filistinli aktivist, "Kamp sakinlerinin üçte biri kampa geri dönemeyecek çünkü ya evleri yıkıldı veya yıkılacak, ya da işgalci İsrail gelecekte herhangi bir yeniden inşa sürecini engelleyecek." şeklinde konuştu.
İsrail'in kampta yerinden etme planı uyguladığını aktaran Zuheyri, "Burada olup biten nüfusun azaltılmasına zemin hazırlamak amacıyla kampın coğrafi yapısının zorla yeniden şekillendirilmesidir. Bu apaçık bir yerinden etme planıdır." dedi.
Zuheyri, 210 dönüm üzerine kurulu olan Nur Şems kampında 11 bin Filistinlinin yaşadığını hatırlatarak, "Bugün bu kişilerin hepsi yerinden edilmiş durumda, evsiz kaldılar, gelecekleri belirsiz ve geri dönüp dönemeyeceklerini de bilmiyorlar." diye konuştu.
İsrail'in Filistin mülteci kamplarına yönelik yıkım politikası uyguladığının altını çizen Zuheyri, İsrail'in bu politikayla Filistinlilere baskı uygulamayı, onları yerinden etmeyi ve Batı Şeria'daki demografik ve coğrafi gerçekliği değiştirmeyi amaçladığını vurguladı.
Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, 14 Aralık'ta yaptığı açıklamada, uluslararası toplum, insan hakları kuruluşları ve diplomatik misyonları, İsrail'in 25 konut binasını yıkma kararını derhal durdurmak için müdahale etmeye çağırmıştı.
Kemyil, İsrail'in kararının uluslararası hukuku, uluslararası norm ve sözleşmeleri, insan hakları yasalarını ve uluslararası insancıl hukuku açık bir şekilde ihlal ettiğini söylemişti.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.



















