Ankara Tren Garı Katliamında İhmali Olan Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Yetkilileri Hakkında Mahkemeden Karar: Soruşturma Açılabilecek
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi, Gaziantep Valiliği’nin, 10 Ekim Ankara Tren Garı katliamına ilişkin, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü personeli hakkında “soruşturma izni verilmemesi” kararını kaldırdı. Bu kararla dönemin Gaziantep İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Terörle Mücadele Şube Müdürü ve Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı hakkında soruşturma açılabilecek.
(ANKARA) - Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi, Gaziantep Valiliği'nin, 10 Ekim Ankara Tren Garı katliamına ilişkin, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü personeli hakkında "soruşturma izni verilmemesi" kararını kaldırdı. Bu kararla dönemin Gaziantep İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Terörle Mücadele Şube Müdürü ve Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı hakkında soruşturma açılabilecek.
10 Ekim Ankara Tren Garı katliamının planlayıcısı Yakup Şahin ve faillerinden Hüseyin Tunç'un Gaziantep'te bomba yapımı için gübre almak istediği ancak kimlikleri istenince vazgeçmesi üzerine gübreyi satan kişi şüphelenerek 20 Eylül 2015'te ihbarda bulunması üzerine Nizip Emniyet Müdürlüğü, bu durumu 2 Ekim 2015'te Gaziantep Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Büro Amirliği'ne yazı ile bildirdi. Söz konusu yazıda, gerekli araştırmaların yapılması istendi. 10 Ekim katliamına ilişkin yargılama sürecinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin ihbarı dikkate almadığı ve işlem yapmadığı ortaya çıkmıştı.
Bunun üzerine yapılan suç duyurularına ilişkin ise Gaziantep Valiliği, yetkililer hakkında soruşturma izni vermemişti.
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi, valiliğin soruşturma izni vermemesi yönündeki kararının 5271 sayılı Kanun'un 161. maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olduğuna karar verdi. Daire, kararı hukuka aykırı bulup kesin olarak kaldırdı. Daire, ihbara rağmen işlem yapmamakla sorumlu olan dönemin Gaziantep İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Terörle Mücadele Şube Müdürü ve Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı hakkında gerekli adli işlemlerin yapılmasına karar verdi.
Dosyayı inceleyen daire gerekçesinde ihbar eden gübre satıcısı tarafından terör eyleminde bulunabileceğinden şüphelenilen şahsın bilgilerinin güvenlik görevlilerine bildirildiği kaydedildi ve şu değerlendirme yapıldı:
"Olayın Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirildiği ve Cumhuriyet Başsavcılığınca gerekli araştırmanın yapılmasının kolluk görevlilerinden istenilerek adli soruşturmanın başlatıldığı, bu aşama ile birlikte olayın adli kolluk görevlilerinin görev alanına girdiği ve adli kolluk görevlilerine isnat edilen suç iddiasının kanun dairesinde istenilen adli bir görevin ifasına ilişkin olduğu ve isnat edilen suç nedeniyle adı geçen kamu görevlileri hakkında 5271 sayılı Kanun'un 161. maddesinde 'Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk amir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. Cumhuriyet Başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması gerekmektedir' ifadelerinin yer aldığı beşinci fıkra uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması gerekmektedir."
Avukat İlke Işık: "Antep Emniyet Müdürlüğünün fiillerinin katliamının gerçekleşmesine neden olduğunu belirtiyoruz"
Kararı ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren mağdur avukatlarından İlke Işık, şunları söyledi:
"10 Ekim katliamındaki kamu görevlilerinin sorumluluğu başından beri en temel meselelerimizden biri olmuştu. Geldiğimiz aşamaya kadar hiçbir kamu görevlisi hakkında hiçbir soruşturma açılmadı, hiçbir yargılama yürütülmemişti. Bu konudaki çabalarımız bütün ceza yargılaması boyunca devam etti. Müvekillerimizin, 10 Ekim Barış Derneği'nin, bu katliamda hayatını kaybedenlerin yakınlarının, yaralananların ve bu katliama ilişkin söyleyecek sözü olan herkesin aslında bu katliamın sorumluluğunun sadece IŞİD'liler ile sorumlu tutulamayacağını ilişkindi. Nitekim buna ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamanın sürdüğü çokça talebimiz olmuştu. Bu taleplerin her birer reddedildi. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'nün sorumlulukları hakkında bizim yaptığımız bir suç duyurusu 2021 yılından beri sürüncemede bırakılıyordu. Konu ise katliamdan önce, katliam planlayıcılarından ve katliamın en önemli tanıklarından, canlı bombaların Ankara'ya gelmelerine sağlayan, gübreleri alan, canlı bombaların yapılmasını sağlayan Yakup Şahin'in katliamdan 10 gün önce gübre alırken Nizip'te tespit edildiği, hakkında her türlü bilgilendirilmenin Antep Emniyeti'ne yapıldığı ama yakalanmadığı, gözaltına alınmadığı ve bu sebeple de katliam planının işlemesine engel olunmadığına ilişkin çok somut bir durum var. Bunu 2019 yılından beri 'kayıp dosyalar' diye bildiğimiz, savcıların da odalarında sakladığı dosyalarla ortaya çıkan belgelerle çok somut görmüştük.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi bu belgelerle ilgili hiçbir işlem yapmadı. Biz suç duyurusunda bulunduk 2021 yılında. O tarihten beri Antep Cumhuriyet Başsavcılığı da dosyayı sürüncemede bıraktı, hiçbir işlem yapmadı. Arkasından da işleme koymama kararı verdi ve Gaziantep Valiliği de soruşturma izni vermedi yetkililer hakkında. Buna ilişkin bizim itiraz sürecimiz oldu. İlkinde Bölge İdare Mahkemesi'nin kararına rağmen yeniden soruşturma izni verilmedi Valilik. 2025 yılının yaz aylarında itirazlarımız sunduk ve yeni gelen kararla Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, itirazımızı kabul etti ve hiçbir izin prosedürüne takılmaksın bu bahsettiğimiz Nizip'te Yakup Şahin'in tespit edilmesi ve Antep Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin hiçbiri işlem yapmamasına ilişkin haklarında soruşturma başlatılmasına karar verdi.
Bu karar kapsamında şimdi soruşturma başlatılacak. Bu 10 Ekim Ankara Katliamı'nda kamu görevlilerinin, Emniyet Müdürlüğü hakkında verilen ilk 'soruşturma yapılmalı' karar. Biz Antep Emniyet Müdürlüğünün bu fiillerinin Yakup Sahin'i yakalamamalarına ilişkin bu fiillerinin toplamının, katliamının gerçekleşmesine neden olduğunu, ölümlere neden olduğunu ve bu kadar ciddi bir sorumluluk olduğunu belirtiyoruz. Açılacak soruşturmanın da bu kapsamda yürütülmeli. Şimdi gelişmeleri izleyeceğiz, takip edeceğiz, sürecin devamında da takipçisi olacağız. Bu kadar uzamamalıydı bu süreç. Ankara 4 Ağır Ceza Mahkemesi resen bu suç duyurularını yapabilirdi. 2021 yılında Antep Savcılığı bizim suç duyurumuz üzerine derhal soruşturma başlatabilirdi. Ancak bu kadar uzadı ve yine Bölge İdare Mahkemesinin kararı ile bir soruşturma aşamasına gelinebildi. Sorumluklar, Bölge İdari Mahkemesi'nin de kararın da belirttiği gibi ifade somut ve net görevini yapmamış olan yetkililer var ve bunlarla ilgili soruşturma ve akıbetini takip edeceğiz."



















