Haberler

ERZURUM 'NUH'UN GEMİSİ' HEYELAN TEHDİDİ ALTINDA

Güncelleme:

KUTSAL kitaplarda da yer alan Hz. Nuh'un gemisinin Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde olduğu öne sürülen kalıntılar kurtarılmayı bekliyor.

KUTSAL kitaplarda da yer alan Hz. Nuh'un gemisinin Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde olduğu öne sürülen kalıntılar kurtarılmayı bekliyor. Heyelan sebebiyle dev yarıkların oluştuğu yapının ciddi tahribata uğradığını belirten Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, 'Ciddi önlemler alınmazsa buranın kısa bir süre içinde doğal yapının kaybolacağını ifade edebiliriz. Burada araştırma yapılacak alan kalmaz" dedi.

Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesine bağlı Telçeken köyü arazisindeki Nuh'un Gemisi'ne ait olduğu iddia edilen yapı, şiddetli heyelan ve toprak kayması tehdidi altında. Harita Mühendisi Yüzbaşı İlhan Durupınar'ın 1959 yılında bölgenin haritasını çıkarmak üzere fotoğraf çekerken bulduğu yapının Nuh'un gemisine ait olduğunun ileri sürülmesinin ardından başta Amerikalı olmak üzere çok sayıda yabancı bilim adamı bölgeye gelmeye başladı. Amerika'daki Kiliseler Birliği, İncil ve Tevrat'ta yer alan Nuh'un gemisinin Doğubayazıt ilçesine bağlı Telçeker Köyü arazisindeki yapı olup olmadığını belirlemek için bilim adamlarına destek verdi. 1960'lı yıllardan sonra bölgeye gelen bilim adamlarının bir kısmı Telçeker'deki yapının Nuh'un gemisine ait olabileceğini belirtirken, bir kısmı yapının heyelan sonrası oluşmuş olabileceğini ileri sürdü.

Yaklaşık 150 metre uzunluğunda, 55 metre genişliği ve 13 metre derinliğindeki yapıyla ilgili araştırmalarını sürdüren Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, ünlü jeologların bölgede Nuh'un gemisine ait kalıntıları araştırdıklarını söyledi. Bilim adamlarının her birinin yaptıkları araştırmalarla ilgili sonuç raporu açıkladığını ifade eden Kaya, bazılarının bilgi belge bulduklarını söylediğini bazılarının ise yanının gemiye ait olmadığını ifade ettiklerini kaydetti.

Bölgede yapılan araştırmaların bilimsel, siyasi ve dinsel amaçlı olduğuna dikkat çeken Kaya, 'Doğal yapının Nuh'un gemisine ait olduğuna dair ciddi çalışmalar yapılıyor. Tevrat'ın ve İncil'deki ifadelere göre Hristiyan dünyasında büyük bir kitle Nuh'un gemisinin bu bölgede olduğuna inanmaktadırlar. Gelenlerin birçoğunun Kiliseler Birliği tarafından organize edildiğini biliyoruz. Bu araştırmalarda Kiliseler Birliği büyük bir rol oynamaktadır. Nuh'un gemisi ve meydana gelen sel felaketi hem Kur'an-ı Kerim hem Tevrat'ta anlatılıyor. Kur'an'da ve Tevrat'taki bilgiler örtüşüyor. Azgın bir kavme verilen ceza olarak nitelendiriliyor. Hazreti Nuh ve ailesi beraberindeki çok az kişi ile her hayvan türünden birer çift alınıyor gemiye. Diğerleri tufanda yok oluyor. Geminin bu bölgede dağa oturduğu ifade ediliyor. Tevrat İncil'de geminin bulunduğu yerin Ağrı dağı olduğu ifade edildiği anlaşılıyor" dedi.

Gemi kalıntısının İlhan Durupınar tarafından keşfedilmesiyle bölgede araştırmaların başladığını ifade eden Kaya, '1960 yılında Amerika Kiliseler Birliği'nden bir grup bilim adamı Türkiye'ye gelerek İlhan Durupınar'la birlikte buraya ulaşıyor. İlk olarak gözlem ve araştırma yapıyorlar bunu da 'Hayatö isimli dergide bir rapor halinde yayınlıyorlar. Burayla ilgili derinlemesine araştırmaların yapılması arkeolojik bulguların ortaya konulmasına dair verileri paylaşıyorlar. Burası bir heyelan bölgesidir. Ciddi heyelanların meydana geldiği bölgedir. Bazı araştırmacılar buranın heyelan sonucu oluşmuş olan doğal bir yapı olduğunu, bu bölgede benzer çok sayıda yapı olduğunu ifade etmektedirler. Ama fotoların ve bilgilerin dergilerde yayınlanmasından sonra Amerika'da Ron Wyatt diye bir jeolog ve arkeolojik araştırmalara başlıyor. 1980'li yıllarda burada araştırmalar yapıyor, derinlemesine radar görüntülerini çekiyor. Diğer teknolojik malzemelerle yapılan araştırma sonucunda burasının iddia edilen aksine doğal bir yapı olmadığı, insanların müdahalesi sonucu oluşmuş gemiye benzeyen bir yapı olduğu iddiasını ortaya koyuyor. İddiasını kitapta topluyor. Kitabını da 1989'da yayınlıyor" diye konuştu.

YABANCILAR RAPORLARIN TAMAMINI PAYLAŞMIYOR

Başta Amerika olmak üzere yabancı bilim adamlarının bölgeye ilgisinin aksine Türkiye'nin bu konudaki çalışmaları geriden takip ettiğini belirten Kaya, şunları söyledi:

'Biz maalesef bu konudaki çalışmaları geriden takip ediyoruz. Nuh'un gemisiyle ilgili ciddi bilimsel araştırmaların yapılması lazım. Buna Türkiye'nin de dahil olması lazım. Yabancı bilim insanları yaptığı çalışmaların detaylı raporlarını paylaşmıyorlar. Bizim bu konuda mutlaka Türkiye olarak üniversiteler ciddi şekilde el atılması lazım, arkeolojik kazılar yapılması lazım. 1989 yılında Salih Bayraktutan hocanın girişimleri sonucu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından burası korunan bölge olarak ilan edildi. Bütün bu korumaya rağmen buranın ciddi tahribata uğradığını görüyoruz. Ciddi önlemler alınmazsa buranın kısa bir süre içinde doğal yapının kaybolacağını ifade edebiliriz. Burada araştırma yapılacak alan kalmaz. Bu doğal yapının sağında solunda çevresinde oluşan suları selleri zarar vermeden aşağı aktaracak kanaletlerin yapılması lazım."

1985 YILINDA GÖRÜNTÜLEME YAPTIK

Telçeker Köyü'ndeki gemi şeklindeki kalıntıyı incelemek üzere 1985 yılında Kaliforniya Üniversitesi'nden gelen bilim adamlarıyla bölgede incelemeler yaptığını belirten Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı'nda Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Salih Bayraktutan, yeraltı radarlarıyla görüntüleme yaptıklarını ancak gemiye ait bir veriye ulaşamadıklarını kaydetti. 1985 yılında başladıkları çalışmanın 1987'de tamamlandığını söyleyen Bayraktutan, girişimleri sonucu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bölgenin korumaya alındığını anlattı.

KORUMA PROJESİ HAZIRLADIM

Nuh'un gemisiyle ilgili iddiaların dini kaynaklara dayandırıldığını vurgulayan Bayraktutan, 'Bu kütle tabii olarak oluşmamış onu insanlar yapmadı. Müthiş bir heyelan var çamur akıntısı var. Aşındırıcı etkenlere maruz kaldığı için yapı giderek küçülüyor. Ben bu yapı için koruma projesi yaptım daha önce ama destek bulamadım. Bu kütleyi muhafaza etmeliyiz. Hatta doğu ve kuzeydeki kenarlarından yıkılan pa8rçalar orda duruyor. O parçaların oraya monte edilmesi lazım. Bunun günümüzde teknik yöntemleri var mümkündür. 1960 yıllarındaki fotoğraflara bakarak o zamanki konumuna getirilebilir. Bunu yağmurdan kardan erozyondan taşkından korumanın da yolları var, ben hazırladığım projeyi güncelleyerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na sunmak istiyorum. Buranın korunması geoteknik bir konu. Korumanın yaparken ilk olarak kuzeyden gelen akarsuyu İran'a doğru saptırmak olabilir. Benim projemde çizmişim. Kütleye hiç bir su gelmeyecek, kuru tutacağız, suyu uzaklaştıracağız" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Doğubeyazıt Tevrat Ağrı Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title