Sakin Olun Madam

Sarko’nun golü

Fransız cumhurbaşkanı adayları Nicolas Sarkozy ve Segolene Royal, pazar günkü ikinci tur öncesinde TV’de tartıştılar. Royal’e sürekli "madam" diye hitap eden Sarkozy, rakibinin zaman zaman sinirlenmesi üzerine "Madam, cumhurbaşkanı olabilmek için sakin olmak gerekir" dedi. Yorumcular bu sözü "çok vurucu" buldu.

Türkiye laik ve demokratik

Programda Türkiye tartışması da çıktı. Sarkozy "Küçük Asyalı Türkiye’nin AB üyeliğine karşıyım" derken Royal şöyle konuştu: "Türkiye’ye kapıyı kapatırsak dünyanın dengesi tehlikeye girer. Türkiye laik bir ülkedir, son günlerde halkın demokratik tepkisine de dikkatinizi çekmek isterim."

FRANSA cumhurbaşkanlığı seçiminin pazar günkü ikinci turuna hazırlanan merkez sağın temsilcisi Nicolas Sarkozy ve Sosyalist Segolene Royal’in önceki gece 2 saat 38 dakika süren canlı yayın TV tartışmasında 20 milyon kişi ekran başına kilitlendi. Hararetli bir söz düellosu tartışmada Royal’in bazen sinirlerine hakim olamaması eksi puan olarak değerlendirilirken, sağ Sarkozy’yi sol ise Royal’i tartışmanın galibi ilan etti. Sarkozy’nin "Madam, cumhurbaşkanı olabilmek için sakin olmak gerekir" sözü geceye damgasını vurdu.

Sarkozy liberal, Royal devletçi ekonomik politikalardan yana görüntü çizdi. Adaylar arasındaki inandırıcılık oranı ile ilgili ilk ankette Sarkozy’nin yüzde 53, Royal’in ise yüzde 31 oranında inandırıcı olduğu açıklandı. Programda Royal "Saldırgan ve atak, dosya hakimiyetinde muğlak" bulundu. Sert ve sinirine hakim olamayacağı düşünülen Sarkozy ise aksine "Kibar ve dosyalarına hakim" bir görüntü çizdi. Her ikisinin de stratejilerini iyi korudukları yorumları yapıldı.

Royal’den Türk demokrasİsİne övgü

Avrupa Birliği konusu açıldığında Sarkozy, Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olmadığını, bir Küçük Asya ülkesi olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Büyük Türk ulusuna artık ne düşündüğümüzü açıkça söylemeliyiz. Kapadokya halkının Avrupalı olabileceğini söylerseniz İslamcılığı güçlendirirsiniz. Türkiye’nin yeri Akdeniz ülkeleriyle oluşturulabilecek bir topluluktadır. Ben okullarda öğrencilere Avrupa sınırının Irak ve Suriye olduğunu nasıl anlatabilirim. Ayrıca AB içinde gerekli reformlar yapılıncaya kadar genişlemeye karşıyım, sınırsız genişleme zaten zor işleyen AB’nin sonu olur, yeni bir AB Anayasası referandumuna da karşıyım, şimdiki sistemde reformlar yapılırsa anayasa referandumuna gerek kalmaz."

Segolene Royal ise Sarkozy’nin Türkiye’ye haksızlık yaptığını belirtti ve "Bu ülkeyle müzakereler başlatıldı. Fransa olarak diğer AB ülkeleriyle birlikte bu konuda taahhüde girdik. Türkiye için süreç açıktır, belki 10 yıl kadar sonra Fransız halkı zamanı geldiğinde bu konuda Referandum’la karar verecektir. Avrupa’nın kapısı Türkiye gibi büyük bir ülkeye ve medeniyete kapatılmamalıdır. Kapatılırsa dünyanın dengesi tehlikeye ğirer. Fransız halkını korkutmaktan vazgeçin. Unutmayın Türkiye laik bir ülkedir, son günlerde halkın demokratik tepkisine de dikkatinizi çekmek isterim. Bu insanlara destek olmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

SARKO

Zarif ve ağırbaşlı devlet adamını oynadı

Lacivert takım albise, çok açık leylak renkli gömlek, mavi çizgili kravat, gösterişli iri saat, ceket yakasında Leigon d’honneur simgesi ile ellerini kullanarak konuşan ağırbaşlı bir devlet adamını oynadı. Sayı ve örneklerle verdiği dosyalardaki konulara çok hakimdi, rakibine daima "Madam" ve "Madam Royal" olarak hitap etti. Zayıf tarafı rakibinin saldırıları sırasında ona bakacağına gözlerini kaçırması ve tartışmayı yönlendiren gazetecilere bakması oldu.

SEGO

İş kadını havasında saldırgan ve gergin

Kampanyada renkli kıyafetler giyen Segolene Royal, siyah tayyör ve beyaz gömlekle çıkarak iş kadını havası vermek istedi. Devamlı ellerini kenetleyip, açıp durdu, nasıl iyi duracağını hesaplayamadığı için sanki rahatsızmış gibi kameraya poz verir gibi baktı. Rakibini köşeye sıkıştırmak için hep saldırdı, gergindi, sorduğu sorularla devamlı şekilde rakibinin sözünü kesiyordu. Çok uzun anlatımı vardı, sert ama yumuşak kalpli kadını oynadı.

Sarko daha inandırıcı bulundu

Adaylar arasındaki inandırıcılık oranı ile ilgili ilk ankette Sarkozy yüzde 53, Royal ise yüzde 31 oranında destek buldu.

Her iki adayın da ülkedeki nükleer enerji payı ile ilgili rakamları doğru vermediği belirlendi.

Royal, okul ve aile bakanlığı yaptığı dönemde daha fazla özürlüyü normal okullara kazandırdığını, oysa sağın başa geçmesiyle koyduğu sistemin iptal edildiğini öfkeli bir şekilde dile getirdi. Ancak bilgiler yanlış çıktı. Onun döneminde 80 bin olan refakatli öğrenci sayısının daha sonra 160 bini geçtiği açıklandı.

Sarkozy’nin güvenlik, asayiş, mali konular, emeklilik, devlet memuru sayısının azaltılması, haftalık 35 saat çalışma sistemine esneklik getirme, borçlar, kamu kurumları yükünün azaltılması, Çin’le ilişkiler, Darfur ve AB konularına son derece hakim olduğu görüldü.

Royal ise çevre, aile, sağlık, fakirlik, işsizlik, göçmen ve kaçak işçilere insanca yaklaşım, küresel ısınmaya karşı geri döndürülebilir enerji kaynaklarına önem verme gibi konularda öne geçti.

Sego’nun gafları

Refakatçi cumhurbaşkanı

Segolene Royal’in TV tartışmasındaki bir sözü alay konusu oldu. Royal, bir hafta kadar önce Paris banliyölerinden birinde tecavüze uğrayan bir kadın polis memurunu örnek göstererek semt polislerinin çoğaltılması gerektiğini, mesai sonrası evlerine dönen kadın polislere birer polisin refakat etmesi gerektiğini söyledi. İnternet blogları "Segolene cumhurbaşkanı olursa yanına bir de refakatçi cumhurbaşkanı gerekecek" diye dalga geçtiler.

Muhafazakar örnek

Royal’in son söz olarak izleyiciye hitap ederken "Ben bir kadın olarak cumhurbaşkanlığına talibim. Bakın Almanya’da Merkel’in kazanması bir kadının da yüksek görevlere getirildiğinde başarılı olabileceğini gösteriyor" demesi de yadırgandı. Le Monde, "Sosyalist bir adayın, bir Hıristiyan Demokratı örnek göstermesi büyük gaftır" dedi.