Haberler

2016 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, ihracatın 2015 yılında kurdan dolayı 12,6 milyar dolar azaldığını, emtia fiyatlarındaki gerilemenin ihracata olumsuz katkısının 8 milyar doları aştığını söyledi.

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, ihracatın 2015 yılında kurdan dolayı 12,6 milyar dolar azaldığını, emtia fiyatlarındaki gerilemenin ihracata olumsuz katkısının 8 milyar doları aştığını söyledi.

Elitaş, TBMM Genel Kurulunda 2016 yılı bütçesi görüşmeleri sırasında bakanlığının bütçesine ilişkin Hükümet adına yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin son yıllarda duraksamaya girdiğini, büyük ekonomilerin bile çeşitli önlemlere rağmen henüz pozitif sonuçlar alamadığını belirtti.

Türkiye'nin ihracatında yaşanan gerilemenin nedenlerini açıklamak istediğini ifade eden Elitaş, şunları kaydetti:

"Küresel ekonomideki bu zayıf görünüm ihracat ve ithalat rakamlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Dünya Ticaret Örgütünün tahminlerine göre, 2015 yılı ihracat rakamları 2014 yılı ihracat rakamlarına göre parasal cinsten yüzde 11 civarında eksiyle karşı karşıya. Yuvarlak olarak söylüyorum, 2014 yılında 17 trilyon doları aşmış dünya ihracatı, 2015 yılında 15 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. Aynı şekilde, 17 trilyon doları aşmış dünya ithalatı, 2015 yılında 15 trilyon dolarlık bir seviyeye düşmüş.

Bu çerçevede baktığımızda, Türkiye'nin ihracatını değerlendirdiğimizde; 2014 yılında gerçekleşen 157,6 milyar dolarlık ihracat, 2015 yılında 143,9 milyarlık ihracat potansiyeline ulaşmış. Dolar-avro paritesiyle veya doların başka ülke paraları karşısındaki olağanüstü değer artışıyla birlikte ortaya çıkan parasal değerlendirmenin sonucu olarak, dünya ekonomisindeki dış ticarette yüzde 11'lik daralmaya karşı, miktar cinsinden yüzde 2'lik bir ihracat artışı sağlamamıza rağmen döviz cinsinden parasal olarak yüzde 8,7'lik bir daralmayla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz."

Küresel ticaretin ne kadar zayıf gittiğini başka endekslerde, başka rakamlarda da görmenin mümkün olduğuna işaret eden Elitaş, "Baltık Kuru Yük Endeksi de açıkça bu küresel ticaretteki daralmayı gösteriyor. Bu endeks, küresel kriz dönemi olan 2008 yılında en düşük 715'ler seviyesini görmüşken 3 Mart 2016 tarihi itibarıyla 342 seviyesine düşmüştür. Hemen hemen yarıya düşen bir rakamla karşı karşıyayız" dedi.

Elitaş, cari işlemler açığının 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 26,1 gerileyerek 32,2 milyar dolara düştüğünü ve son altı yılın en düşük seviyesinde gerçekleştiğini vurguladı.

Bölgesel olumsuzlukların ihracata etkisi 2,4 milyar dolar

İhracat rakamlarına değinen Elitaş, "2015 yılında ihracatın kurdan dolayı azalmasının rakamı 12,6 milyar dolar. Yani kurlar 2014 yılı seviyesinde kalmış olsaydı bizim ihracatımız döviz cinsinden 12,6 milyar dolarlık bir artış ortaya çıkarmış olacaktı. Bir de dünya emtia fiyatlarında olağanüstü derecede bir gerileme söz konusu. Dünya emtia fiyatlarındaki gerilemenin de ihracatımıza olumsuz katkısının 8 milyar doları aştığını görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Çevrede yaşanan olumsuzluklardan dolayı ihracatta 2,4 milyar dolarlık bir gerilemenin var olduğunu ifade eden Elitaş, bu çerçevede, mal ve hizmet üretimiyle ihracatı artırmanın, üretim ve ihracatın ithalata bağımlılığını azaltmanın, ürünlerdeki katma değeri artırmanın, ihracatta dönüşümü sağlamanın, pazar çeşitliliğini ve derinliğini oluşturmanın, ihracatçıları küresel piyasada daha rekabetçi bir yapıya kavuşturmanın Bakanlığın politikalarının temelini oluşturduğunun altını çizdi.

"Bu çerçevede Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmaya çok büyük önem veriyoruz" diyen Elitaş, şöyle konuştu:

"Yüksek teknolojili üretimle birim fiyatı daha yüksek ihracat yapmak, ticari markalarımızın gücünü ve tanınırlığını artırmak amacıyla çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ayrıca mevcut ihracatçılarımızın daha kurumsal hale gelmelerini sağlamak, ülkemize yeni ihracatçılar kazandırmak ve net ihracatımızın büyümeye katkısını güçlendirmenin ihracat politikalarımızın öncelikleri arasında yer aldığını ifade etmek istiyorum.

Yeni ihracat yapmaya başlayacak firmalardan ihracatı öğrenmiş, artık düzenli olarak ihracat yapan ve marka olmak isteyen firmalarımıza eğitimden pazara girişe, ürünlerin tasarım aşamasından markalaşma sürecine kadar ihtiyaca göre kapsamlı destekler veriyoruz. Bu bağlamda, 2015 yılında markalaşma ve yüksek katma değerli üretimin önemiyle ilgili bilgilendirme çalışmalarına devam ettik ve devam edeceğiz. Katma değerli üretimin olmazsa olmazı olarak değerlendirilen tasarım konusunda da ihracatçı şirketlerimizde tasarım departmanlarının kurulması ve geliştirilmesini teşvik edecek politikaları uygulamaya koyduk."

-"15 farklı sektörde 21 tasarım yarışması düzenledik"

Mustafa Elitaş, 2015 yılında 15 farklı sektörde 21 adet tasarım yarışması ve Bakanlığın desteğiyle İnovasyon Haftası etkinlikleri düzenlediklerini belirterek Ar-Ge proje pazarları sayısının 11'e ulaştığını aktardı. 2015 yılı ortasında uygulamaya başladıkları destek kapsamında 28 tasarım ve ürün geliştirme projesi desteğinin verildiğini, kümeleşme esasına dayalı olarak geliştirilen 242 farklı uluslararası rekabetçiliği geliştirme projesi kapsamında 5 bin 235 firmaya 27 milyon lira destek verdiklerini anlattı.

Bakan Elitaş, "Ülkemizde pazarlama, dağıtım, lojistik üs vazifesi görecek Türkiye ticaret merkezleri desteğimizin altyapısı da olgunlaştı, ilk etapta Dubai ve Tahran Türkiye ticaret merkezlerini kuracağız. 60 ülkeye toplam 176 sektörel ticaret heyeti organizasyonu gerçekleştirdik" dedi.

Türkiye markası oluşturmaya büyük önem verdiklerini dile getiren Elitaş, "Türkiye'nin dünyadaki algısını üst seviyeye çıkarabilmek için, Türk malı yazan bir emtianın, bir ürünün yüksek seviyelerde fiyatlanabilmesini sağlayabilmek için 'Turkey' markasını ön plana çıkarma gayreti içerisindeyiz. Bu çerçevede, iki ay gibi kısa bir sürede bu reklamlarımızın 150 milyon kişiye ulaştığı kanaatindeyiz" diye konuştu.

Yerli üreticinin korunmasının, tüketicinin temel ihtiyaçlarının ucuza karşılanmasının, yerli üretimi olmayan veya yetersiz olan ürünlerden sanayiye ucuz girdi sağlanmasının ithalat politikalarının ana çerçevesini oluşturduğunu ifade eden Elitaş, bu maksatla ithalatta gümrük vergilerinin ayarlandığını, gerektiğinde sanayinin ihtiyacına göre askıya alındığını ve tarife kontenjanı açıldığını söyledi.

"Yüzde 1'in yüzde 54 aldığı nerede yazıyor Allah aşkına?"

Türkiye'nin uygun ve nitelikli bir yatırım ortamı olduğunu kaydeden Elitaş, "2002 yılına kadar yabancıların Türkiye'ye yaptıkları doğrudan yatırım 15,1 milyar dolarken 2003'ten günümüze gelene kadar 165,2 milyar dolar seviyesine ulaşmasını, Türkiye'nin yatırım ortamının uygun olduğu, güvenli bir liman olduğuyla ifade etmek istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Elitaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uluslararası piyasada Türk iş adamları yatırım yapmaya başladılar. Bundan önce, 2012-2015 yılına kadar Türkiye'nin yurt dışındaki yatırımları 32,4 oranlarında, 33,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Sadece yabancı yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapması değil, artık Türk iş adamları da yabancı ülkelerde yatırım yapma noktasına doğru girmişlerdir."

Bakan Elitaş, DEİK'in, en son yapılan kanuni düzenlemeyle Türkiye'nin ihracatının artırılmasında büyük motivasyon ortaya koyduğunu vurguladı.

Muhalefet milletvekillerinin bazı eleştirilerine de yanıt veren Elitaş, şunları kaydetti:

"Burada, ' Credit Suisse raporuna göre, Türkiye'de nüfusun yüzde 1'i servetin yüzde 54'ünü alıyor' denildi. Credit Suisse'in rakamlarına bakıyorum, dünyada gelir dağılımı en iyi 13'üncü ülke Türkiye gözüküyor. Bizden sonra kim var? Brezilya var, Hindistan var, Avrupa, Güney Afrika, Endonezya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya var. Değerli milletvekilleri, nereden buluyorsunuz, nereden çıkarıyorsunuz Türkiye'deki nüfusun yüzde 1'inin yüzde 54'lük servete sahip olduğuyla ilgili? Bunu Sayın Kılıçdaroğlu'na da birileri söylüyor ve Sayın Kılıçdaroğlu da bu rakamları yanlış ifade ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na yanlış rakamlar verip yanlış rakamları da söyletmeyin."

Elitaş'ın konuşmasının ardından sataşma nedeniyle söz alan CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, şunları söyledi:

"Eğer Türkiye olarak Türkiye'de yaşayan nüfusun servet dağılımını biz hesaplayamıyorsak en büyük hatayı ve eksikliği biz gerçekleştiriyoruz demektir. Ben size yüzde 10'luk dilimler halinde rakam vererek söylüyorum. ve Credit Suisse'in son raporu... Yani siz '13'üncü sıra, 14'üncü sıra' diye sıra söylüyorsunuz. Ben size rakam veriyorum ve diyorum ki: Türkiye yüzde 10'luk kesimin sahip olduğu servet olarak 2007 yılında yüzde 10'luk kesim yüzde 70,2'ye sahipken bugün yüzde 77'ye çıktı ve onun içerisinde, yüzde 1'liğin hesabına döndüğümüz zaman da rakam yüzde 54,1 olarak çok açık hesap ediliyor. Tekrar ediyorum, bilgisiz, hesapsız ve değerlendirmeyi yaparken de dayanaksız konuşmak bizim adetimiz değildir.

Ortada bir açık var, bu ülkede 16 milyon yoksul, o yoksulun da geçinmek üzere çare aradığı bir olumsuz ortam var. Buna çare aramak için uyarı açısından dile getirdiğimiz başlıkları oradan mı çıkıyor, o onu mu yanıltıyor değil, biz genel başkanlarımıza her zaman doğruyu söylemesi için doğru bilgiler veririz."

Bakan Elitaş da tekrar söz alarak, "Bu rapor Credit Suisse'in hazırladığı bir rapordur. Ben de o rapordan okuyorum: Bakın, 0 ile 10 bin dolar arasında gelire sahip, servete sahip olan nüfus oranı Türkiye'de yüzde 73,5. 10 bin ile 100 bin dolar arasında servete sahip olan nüfus oranı yüzde 24,6. 100 bin ile 1 milyon dolar arasında servete sahip nüfus oranı yüzde 1,8. 1 milyon dolar ve üstü servete sahip nüfus oranı binde 1. Yani, söylenen oran burada, yüzde 1'in yüzde 54 aldığı nerede yazıyor Allah aşkına?" ifadesini kullandı.

Kaynak: AA / Politika

Mustafa Elitaş Credit Suisse Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title