Mardin'de Yaşayan Bir Sanat: Telkari

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Mardin telkarisinin inceliklerini anlatan esnaf Mehmet Eyüpoğlu, el emeğiyle şekillenen bu kadim sanatın geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümü değerlendirdi. Eyüpoğlu, "Telkaride çiçek motifinin bu kadar belirgin ve ağırlıklı olmasının sebebi şudur; Mardin, geçmiş dönemden bu döneme kadar kurak bir bölgedir. Mezopotamya bölümü kurak bir alan olduğu için burada pek fazla çiçek yetişmez. Haliyle insanlar eşlerine ya telkari sanatından çiçek modelleri götürürlerdi" dedi.

Haber : Gülten AKGÜL

(MARDİN) - Mardin telkarisinin inceliklerini anlatan esnaf Mehmet Eyüpoğlu, el emeğiyle şekillenen bu kadim sanatın geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümü değerlendirdi. Eyüpoğlu, "Telkaride çiçek motifinin bu kadar belirgin ve ağırlıklı olmasının sebebi şudur; Mardin, geçmiş dönemden bu döneme kadar kurak bir bölgedir. Mezopotamya bölümü kurak bir alan olduğu için burada pek fazla çiçek yetişmez. Haliyle insanlar eşlerine ya telkari sanatından çiçek modelleri götürürlerdi" dedi.

Telkari esnafları Mehmet Eyüpoğlu, el emeğiyle şekillenen bu kadim sanatın geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümü ANKA Haber Ajansı'na anlattı.Eyüpoğlu, "Genelde telkari işlemeciliği üzerine yaptığımız tasarımları ve işlemeleri sergiliyoruz. Atölyede yaptığımız çizimleri, ustalarımızla birlikte el işçiliğiyle bitirdiğimizde satışa hazır hale getiriyoruz. Hepsi el emeği, el değeri olan çalışmalardır. Her biri farklı çalışmalardır" dedi. Mehmet Eyüpoğlu, Telkeari işleme sırasında kullanılan çalışmaları şöyle aktardı:

"Örneklendirecek olursam, ürünler üç farklı kategori olarak yer alıyor. Çok ince yapılan talkari 0.03 mikron tel ebatlıyla yapılıyor. İşçiliğin en zor ve en yorucu olduğu kısımdır. Diğerlerine kıyasla bunun tel ebattı daha incedir, yapım süresi daha uzundur. Bu model, diğerlerine göre sanatın en saf ve en belirgin halini temsil ediyor. 0.03 mikron tel çalışmaya kıyasla biraz daha kalın bir teldir. 'Vav' harfiyle işleniyor ve damla motifi yapılıyor. Vav, mütevazılığı temsil eder. Anne karnındaki şekli, insanın varoluş biçimidir; dünyaya ilk geliş olarak da nitelendirilebilir. Diğer yandan ametist taşıyla beraber işlenir. Ametist taşının yuvası da yine aynı şekilde kıl testereyle iki parça halinde oluşturuluyor. Lehimle beraber orta yuva kısım mıhlama sanatıyla ve tekniğiyle hazırlanıp, taşlar tek tek elle diziliyor. Üçüncü model ise Mardin hasırıdır. Telkaride zincir kısımların hepsi örülerek yapılır. Zincir kısımları örüldükten sonra, "gözyaşı damlası" model olarak nitelendirdiğimiz kısım yine kıl testereyle kesiliyor. Böylece iki farklı telkari sanatı ile bir bütün oluşturuluyor."

"Telkarinin kelime kökü, 'telden edilen kar'dır"

Mardin'de kültürünü devam eden telkarinin günümüze nasıl ulaştığına değinen Eyüpoğlu, "Telkari kökenine bakacak olursak, Osmanlı döneminden gelen bir kelime köküdür; 'telden edilen kar' anlamına gelir. Tellerin kırılarak, bükülerek bir bütün haline getirildiği işleme sanatıdır" diye aktardı.

Mehmet Eyüpoğlu, "Telkaride çiçek motifinin bu kadar belirgin ve ağırlıklı olmasının sebebi şudur; Mardin, geçmiş dönemden bu döneme kadar kurak bir bölgedir. Mezopotamya bölümü kurak bir alan olduğu için burada pek fazla çiçek yetişmez. Haliyle insanlar eşlerine ya telkari sanatından çiçek modelleri ya da çiçekli fistanlar götürürlerdi. 'Evimizin çiçeği' mantığıyla, gerçek çiçek olmadığından dolayı, o günden bugüne telkari sanatı ile bu gelenek devam ettiriliyor. Çiçek bu yüzden belirgindir; doğada yetişmediği için sanata dökülmüştür. O dönemden bu döneme kadar da çiçek işlemeciliği aynı şekilde devam ediyor ve kıymeti hala biliniyor. Bize sürekli 'neden ağırlıkla çiçek çalışılıyor' sorusu gelir; aslında bunun geçmişle bağlantısı bu hikayeden kaynaklıdır" dedi.

"20 sene önceye gittiğimizde daha büyük modeller çalışılıyordu"

Eskiden el işçiliğinin daha yoğun olduğunu, günümüzde ise sürece kısmen makinelerin dahil edildiğini belirten Eyüpoğlu, "Ancak baktığımızda hala el işi ve el emeği olan bir bölüm var. Günümüzde tasarımları daha minimalleştirebiliyoruz. Minimalleştirdiğimiz için ufak ufak çalışmalar çıkıyor. Bundan 20 sene önceye gittiğimizde daha büyük, daha gösterişli ve şaşaalı modeller çalışılıyordu. O dönem ulaşılabilirlik seviyesi zordu ve kıl testere işçiliği belirli bir miktara kadar indirgenebiliyordu. Şu an günümüz teknolojisinde daha miniye indirgenebiliyor, böylece daha ince ve minimal çalışmalar yapılabiliyor" diye konuştu.

Mehmet Eyüpoğlu, "Yıllardır hiç kendini eskitmeyen 'kişniş' model Mardin'de sembol haline geldi. Bunu bir nevi bereket modeli olarak da adlandırabiliriz. Tanelerin çokluğu bereketi simgelediği içindir. Bunlar anlam bütünlüğü oluşturulan çalışmalardır. Karşı tarafa özel hissettirmek, kişiye ait anlam yüklemek ve hediye edilen kişiye aşırı değer katacak şeyler oluşturmak amaçlanır" ifadesini kullandı.

Telkari sanatında, Mardin'e ait bir değerin ve hikayenin sonucu olarak işlenen kolye veya bileklik modelleri alındığını dile getiren Mehmet Eyüpoğlu, "Örneğin, 'kar taneleri' olarak adlandırabileceğimiz modeller... Doğada kar yağdığı zaman her bir kar tanesi farklı bir bütünlükle ve yapıyla gelir; hiçbiri diğeriyle aynı değildir. Bu da hediye edilen kişiye şu mesajı verir. 'Bu dünyada birçok kişi olabilir ama benim için bu dünyada var olan bir tek sensin" sözlerine yer verdi.

Kaynak: ANKA / Yerel
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.