Bakan Tunç: Katılımcı, demokratik, sivil bir anayasa ile milletimize borcumuzu ödemek istiyoruz (2)
Adalet Bakanı Tunç, CHP'li vekillere cevap vererek yargı bağımsızlığının önemine değindi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili başlatılan soruşturmaların önemini vurguladı. Eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik hukuki eğitim tedbirlerini de açıkladı.
'İŞİ HAFİFE ALMAYIN 'İDDİANAME BOŞ' DEMEYİN'
Ardından Bakan Tunç, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, soru-cevap öncesinde CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'ın sözlerini hatırlatarak, "Sayın Günaydın, 'Türkiye Cumhuriyeti, demokratik hukuk devletidir' sözümden rahatsız oluyorlarmış. Tabii, benim bu sözle hatırlanacak olmamı da kendisine dert edinmiş. Hukuk devletiyle anılmak benim için bir şereftir ama birileri neyle anılacak milletimiz ibretle izliyor. O nedenle, burada öncelikle üsluba dikkat etmek lazım. Sayın Özel, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında gerçekleştirilen soruşturmalarla ilgili olarak kürsüden, sizler de sadece bu soruşturmadan hareketle, adalete yönelik birtakım eleştirileriniz var ve bunu gürültü çıkararak, bunu bağırarak çağırarak yapmaya çalışıyorsunuz. Size tavsiyemiz, 4 bin sayfalık iddianame ortada, bu iddianamede bunları detaylı bir şekilde incelemekte fayda var. Tabii, burada biz peşinen kim suçludur, kim suçsuzdur bunu bizim buradan söylememiz mümkün değil; buna karar verecek olan mahkemelerdir. 'Ceza Muhakemesi Kanunu' 160'ıncı madde açıktır: Cumhuriyet savcıları kendilerine bir ihbar söz konusu olduğunda delilleri araştırmak lehe ya da aleyhe onların görevleridir ve bu görevlerini yaparken de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı içerisinde bu işlemler gerçekleşir. Adalet Bakanı olarak siz bana, 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında gerçekleşen soruşturmaya müdahale edin, durdurun bu işlemleri' diyemezsiniz. Böyle bir yetkimiz yok. Anayasa'mızın 138'inci maddesi açıktır. 'Hiçbir makam, merci yargı makamlarına talimat veremez, emir veremez.' Tabii, işi hafife almayın, 'İddianame boş' demeyin, bunu mahkeme değerlendirecek, bunun savunmasının yapılacağı yerler yargı makamlarıdır. Aslında size tavsiyelerde bulunan var büyüğünüz. Ben bulunmuyorum. Size o tavsiyeleri daha 2 sene önce Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiğiniz eski genel başkanınız bulunuyor, 'Arının' diyor, 'Arının.' 'Cumhuriyet Halk Partisi seçmenini üzmeyin' diyor. Dolayısıyla her seçimde, her seçimde Cumhuriyet Halk Partili seçmeni hayal kırıklığına uğratmaya eğer bu şekilde davranırsanız devam edersiniz. O nedenle yargı bağımsızlığı ve çerçevesi içerisinde yargı işini yapar" ifadelerini kullandı.
'EĞİTİM KALİTESİNİ ARTIRMAMIZ LAZIM'
Hukuk fakültelerinin eğitim kalitelerinin yükseltilmesi gerektiğini dile getiren Bakan Tunç, "Eğitim kalitesini artırmamız lazım. Bu noktada aldığımız tedbirler var. Kontenjanları 14 binden 10 binlere düşürdük. Dikey geçiş, ikinci öğretimi kaldırdık ve ilk 100 bine girme şartı da getirdik. Hukuk mesleklerine giriş sınavı önemli bir uygulama, bunun daha etkin hale getirilebilmesiyle ilgili çalışmalarımız var. Yine hakim, savcı yardımcılığı sistemine geçerek artık adaylığı ortadan kaldırdık, 3 yıl süren bir kürsü öncesi usta-çırak ilişkisi içerisinde bir tecrübe kazanımıyla göreve başlayacaklar; bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.
'İDARE VE GÖZLEM KURULLARIYLA İLGİLİ, 'OLUMLU DEĞERLENDİRİLMİYOR' ELEŞTİRİLERİ DOĞRU DEĞİL'
Bakan Tunç, DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar'a cevaben, "Sayın Şenyaşar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin cezaevlerinde tutsak yoktur, hükümlü ve tutuklular vardır; bunu düzeltmekte fayda var. Tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerindeki şartları kanunlara, yönetmeliklere göre yürütülmektedir. 'İdare ve gözlem kurulları neden olumsuz karar veriyor?' şeklinde birtakım eleştiriler yapıldı. Yani siz bunu sürekli söylüyorsunuz ama burada gerçek durum bu mu diye bir bakıyoruz. 'Neden olumlu değerlendirilmiyor?' diyorsunuz, bunu sürekli tekrarlıyorsunuz. Adli suçlarda denetimli serbestlik değerlendirmesi olumlu yüzde 97,71; koşullu salıverme değerlendirmesi yüzde 88,68. Terör suçlarında açık cezaevine ayrılma değerlendirmesi yüzde 91,55; denetimli serbestliğe ayrılma yüzde 94,21; koşullu salıverme değerlendirmesi de yüzde 54,7 yani burada, 'Olumlu değerlendirilmiyor' şeklindeki eleştiriler doğru değil. Tabii ki burada 6 ayda bir idare ve gözlem kurulu hükümlünün durumuna göre bu tür değerlendirmeleri yapıyor. Uygulamadan kaynaklanan problemler varsa bu konuda uygulamanın daha etkin hale getirilebilmesiyle ilgili olarak da her zaman biz bu konulara açığız" dedi.
















