Kulp'ta, 11 Köylünün Öldürülmesi Davası

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde, 1993'te 11 köylünün öldürülmesiyle ilgili, dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün yargılanmasına devam edildi.

Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan nakledilen davanın Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasına, sanık Ertürk ve avukatları, müştekilerin avukatları ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrukulu da katıldı.

Duruşmada, bazı tanık ve şikayetçilerin beyanlarının tespiti için Kulp ve Diyarbakır mahkemelerine yazılan talimatlara cevap gelmediği tutanağa geçirildi. Ayrıca Jandarma Genel Komutanlığının, 1993'te Kulp'ta görevli personel listesini mahkemeye ilettiği açıklandı.

Müdahil avukatlarından Erkan Şenses, dosyanın hazırlık soruşturmasını yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının, Bolu 2. Tugay Komutanlığına, suç tarihlerinde Diyarbakır ve Bingöl'de operasyon yapılıp yapılmadığını, yapılmışsa katılanların isimlerini sorduğunu belirtti.

Komutanlığın ise cevabında, 1999'daki deprem sırasında boruların patlayarak, su basması nedeniyle kayıtlara ulaşılamadığı yanıtı verdiğini anlatan Şenses, mahkemeden bir naip hakim belirleyerek, gerekirse arşivlerin incelettirilip, bölgede operasyona katılan personelin tespit edilmesini ve tanık olarak dinlenmelerini istedi.

Şenses, "Zira, komutanlığın cevabı üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Bolu İl Afet Müdürlüğüne arşivlerde hasar olup olmadığını sormuş, cevapta böyle bir hasar olduğuna ilişkin kayıt bulunmadığı bildirilmiştir. Biz de gelen cevap yazısının doğru olmadığını, savcılığı yanılttığını düşünüyoruz" iddiasında bulundu.

Şenses ve kendisinden sonra söz alan müdahil avukatları, sanık Ertürk'ün, 11 kez müebbet hapisle yargılandığına dikkati çekerek, tutuklanmasını istediler.

Duruşmada, Avukat Emrullah Beytar, müvekkili Dilaver Toktaş adına müdahillik talebinde bulundu.

Beytar, talebinin gerekçesini açıklarken, müvekkilinin köyünün 10 Ekim 1993'te boşaltıldığını, babası ve üç kardeşinin 24 Ekim 1993'te eşyalarını almak üzere kamyonla köye gittiklerini, ancak bir daha dönmediklerini anlattı. Köye bir başka yoldan giden müvekkilinin annesi ile bir köylünün, "köyde askerlerin olduğunu, dumanların yükseldiğini" beyan ettiklerini savunan Beytar, sonraki günlerde köyde önce öldürülüp, ardından yakılan 5 ceset bulunduğunu söyledi.

İddianamede bu olaya değinilmediğini ifade eden Beytar, olayın, davayla bağlantılı olduğunu düşündüklerini kaydetti.

Sanık avukatları, müvekkillerinin tutuklanmasına yönelik taleplerin reddini istedi.

Cumhuriyet Savcısı Şaban Yavuz, mahkemelere yazılan talimat, Muş Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesini talep etti. Dilaver Toktaş'ın müdahillik isteminin, iddianameye konu eylemle ilgili olmadığı gerekçesiyle reddini talep eden Yavuz, Ertürk'ün tutuklanması talebinin de reddedilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, mahkeme ve başsavcılığın yanıtlarının beklenmesine karar verdi.

Dilaver Toktaş'ın katılma istemini, iddianamede buna değinilmediği, Toktaş'ın müşteki ya da mağdur olarak gösterilmediği gerekçesiyle reddeden heyet, "dosyadaki delil durumu, duruşmalara katılması ve kaçma şüphesi oluşturmaması" nedenleriyle Ertürk'ün tutuklanması talebini de reddetti.

Heyet, diğer taleplerin daha sonra değerlendirilmesini kararlaştırarak, duruşmayı erteledi.

-Ertürk'e yöneltilen suçlama

Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Alaca köyünde, 1993'te gözaltına alındıktan sonra kaybolan 11 köylünün kemikleri kazıda bulunmuş, DNA testi sonucunda kemiklerin köylülere ait olduğu kesinleşmişti.

İddianamede, sanık Ertürk'ün, bu olaya ilişkin "kasten adam öldürme" suçundan 11 kez müebbet ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "halkı silahlı isyana teşvik" suçlarından 25 yıla kadar hapsi isteniyor. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel