CHP Gaziantep İl Başkanı Açar'dan Suboğazı'nda Arıtma Tesisi Tepkisi: "Vicdanınız İzin Vermeyecek"

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP Gaziantep İl Başkanı Vakkas Açar, Şehitkamil ilçesine bağlı Suboğazı Köyü’nde kurulması planlanan su arıtma tesisi ile tarım arazilerinin istimlak edilmesine karşı çıkan ve projenin iptal edilmesini talep eden köy halkı ile buluştu. Açar, “Bizler sizin mesajınızı aldık, ilgili kişilere aktardık. ‘Orayı mutlaka gidip kendi gözlerinizle görmelisiniz, o zaman karar vermelisiniz. Kendi gözlerinizle gördüğünüzde vicdanınız asla o verimli toprakların o 100 yıllık emeğinin üzerine arıtma tesisi yapmasına izin vermeyecektir’ dedik” diye konuştu.

(GAZİANTEP) - CHP Gaziantep İl Başkanı Vakkas Açar, Şehitkamil ilçesine bağlı Suboğazı Köyü'nde kurulması planlanan su arıtma tesisi ile tarım arazilerinin istimlak edilmesine karşı çıkan ve projenin iptal edilmesini talep eden köy halkı ile buluştu. Açar, "Bizler sizin mesajınızı aldık, ilgili kişilere aktardık. 'Orayı mutlaka gidip kendi gözlerinizle görmelisiniz, o zaman karar vermelisiniz. Kendi gözlerinizle gördüğünüzde vicdanınız asla o verimli toprakların o 100 yıllık emeğinin üzerine arıtma tesisi yapmasına izin vermeyecektir' dedik" diye konuştu.

Mahalle ziyaretlerine devam eden CHP Gaziantep İl Başkanı Açar, sorunları yerinde dinleyerek partisinin çözüm önerilerini anlatıyor. Bu kapsamda Açar, CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, Şehitkamil İlçe Başkanı Hurşit Yıldırım ile il ve ilçe yöneticileri ile birlikte Suboğazı Mahallesi'nde vatandaşlarla bir araya geldi.

Açar, köyde kurulması planlanan su arıtma tesisi ile tarım arazilerinin istimlak edilerek, verimli topraklarının yok edilmesine karşı çıkan ve projenin iptal edilmesini talep eden köy halkı ile bir araya geldi.

Sorunlarına çözüm üretmek ve kendilerini dinlemek için gelen CHP il ve ilçe yöneticilerine teşekkür eden köy halkı, yıllardır emek vererek yetiştirdikleri fıstık ağaçlarının kesilmesinin doğaya ve geleceğe ihanet olduğunu, verimli toprakların, suyun bol olduğu bir bölgede su arıtma tesisi için kullanılmak istenmesinin yanlış olduğunu, bu arazinin yerine yakınlardaki hazine arazisinin kullanılabileceğini belirtti.

Sorunları dinledikten sonra köy halkına hitap eden Açar, şunları söyledi:

"Bugün, bundan yıllar önce yaşadığımız, dünyanın en soğuk günü olarak ilan ettiğimiz ve Sarıkamış'ta 90 bin şehit verdiğimiz bir gün. Sizlerin huzurunda o şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.  Buraya ilk geldiğimizde yine burada sizlerle bir sohbet ettik. Bir sorundan bahsettiniz. Yıllardır emekle büyüttüğünüz, atanızdan, dedenizden sizlere miras kalan bahçelerinizin, tarlanızın bir arıtma tesisine verileceği, oraya bir arıtma tesisi kurulacağını ancak bunun size karşı karşı yapılmış bir haksızlık olduğunu söylediniz. Sizlerle birlikte alana gittik, 50 yıllık, 100 yıllık fıstık ağaçlarını hep birlikte gördük. Orası oldukça verimli topraklar.

Bunun yanı sıra bir de su fakiri olan şehrimizde hemen 5 metre altında su zenginliği olan bir alanın biraz ilerisinde hiç tarıma elverişli olmayan, birazcık kod farkından dolayı orayı kullanmayıp emeği yok sayanlara bir mesaj göndermiştiniz. Bizler sizin o mesajınızı aldık, ilgili kişilere aktardık. 'Orayı mutlaka gidip kendi gözlerinizle görmelisiniz, o zaman karar vermelisiniz. Kendi gözlerinizle gördüğünüzde vicdanınız asla o verimli toprakların o 100 yıllık emeğinin üzerine arıtma tesisi yapmasına izin vermeyecektir' dedik.

Sizlerle birlikte bu süreç sonuna kadar takipçisi olacağız. Çünkü bizim görevimiz Suboğazı'ndaki fıstık ağaçlarının sahiplerinin emeğinin yok sayılmasına, Yavuzeli'ndeki hayvancılıkla uğraşan insanların mera alanlarının bir avuç zengine peşkeş çekilmesine ve diğer mağdurların tüm ihtiyaç sahiplerinin, tüm biz buradayız, bize de yetişin diyenlerin sesi, onların gözü, onların emrinde olmaktır. Bunun için aday olduk ve şimdi de sizlerin huzurundayız.

Çünkü, bu ülke öyle kıymetli bir ülke ki kendi küllerinden doğmuş. Bizler o soğukta 90 bin evladını şehit vermiş ecdadın torunlarıyız. O ecdadın bize bırakmış olduğu bir ülkedir bu topraklar. Bu ülkeye sahip çıkmamız lazım. Hep birlikte, dağına, taşına, toprağına, ağacına, suyuna, her şeyine sahip çıkmak zorundayız. Bizim görevimiz, ne zamanki bu ülkede son bir çocuk yatağa aç girmiyorsa o zaman bizim görevimiz tamam demektir."

Kaynak: ANKA / Yerel