Topkapı Sarayı'ndaki 'Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi' ziyarete açıldı: İlk etapta 250 çini sergileniyor

TOPKAPI Sarayı'nda Harem Bölümü'nde yer alan Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı.
TOPKAPI Sarayı'nda Harem Bölümü'nde yer alan Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı. 3 yıl boyunca devam eden çalışmalarda padişahın kullandığı dairelerle haremi birbirine bağlayan geçiş güzergahındaki Mabeyn Yolu olarak bilinen alan, Çini Sanat Galerisi olarak düzenlendi. Çalışmalar kapsamında 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapılırken, 800 farklı desen envantere alındı. Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik.Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyılla 19. yüzyıl arasını kapsıyor." dedi.
Milli Saraylar Başkanlığı'na bağlı Topkapı Sarayı'nın Harem Bölümü'nde yer alan Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi'nde 3 yıldır devam eden hazırlık çalışmaları tamamlandı. Topkapı Sarayı'nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir öneme sahip olan Mabeyn Yolu, kapsamlı hazırlık sürecinin ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı.
9 BİN 486 LA BELGELEME
Topkapı Sarayı çinilerinin önemli bir bölümü, 2018'e kadar Harem'de dağınık şekilde depolarda saklanıyordu. Milli Saraylar, 2 bini aşkın kasada muhafaza edilen çinileri, Aziziye yapılarında kurduğu 2 depoya taşıyarak saklama alanını 700 metrekareye çıkardı. 2021'de kurulan Çini Restorasyon Atölyesiyle tasnif ve belgeleme çalışmaları başlatıldı. 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı; 800 farklı desen envantere alındı. Çini galerisi seçkisi de bu çalışmaların sonucunda oluşturuldu. Restorasyon ihtiyaçları için depolarda eşleşen parçaların tespiti ise sürüyor.Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi'nde 16. yüzyılın İznik merkezli klasik üslubunun yanı sıra, 17. yüzyıldaki çeşitlilik ve 18. yüzyılda Avrupa etkilerinin belirginleştiği Kütahya üretimine kadar uzanan yeni dönemi görmen mümkün. Çinilerde lale, karanfil, sümbül, hatai gibi motiflerle dönemsel manzara ve figüratif sahneler de yer alıyor.
'GEÇİŞ GÜZERGAHINI ÇİNİ GALERİSİ OLARAK DÜZENLEDİK'
Çalışmalardan bahseden Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Burası görmüş olduğunuz gibi Topkapı Sarayı'nın gizemli kalmış köşelerinden bir tanesi. Aslında sarayın tarihi içerisinde çok önemli yeri olan bir nokta. Burası Mabeyn Yolu olarak bilinen, padişahın özel kullandığı dairelerle haremi birbirine bağlayan çok önemli bir koridor; ama daha sonraki yüzyıllarda kullanım dışında kalmış ve uzun yıllar unutulmuş bir mekandı. Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik. Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Buradaki çinilerden kastımız dekoratif olarak mekanlarda kullanılmış olan çinileri kapsıyor. Bu noktada Topkapı Sarayı oldukça zengin bir çini koleksiyonuna sahip. İnşaa edildiği dönemlerde ve 16. yüzyıldaki yeniden yapılanmasında Türk çini sanatının en zirve dönemi olduğu düşünülürse bu çeşitlilik daha iyi anlaşılabilir. Bu noktada İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Bununla birlikte daha sonraki yüzyıllarda devreye giren Kütahya çiniciliğinin çok özel örnekleri de var. Bunlarla ilgili daha sonraki yüzyıllarda kullanım gereği bazı mekanlardan kaldırılmış çiniler depolarımızda bulunuyordu. Bu çinileri ziyaretçilerin görme şansı pek fazla bulunmuyordu. Bu galeride bu çinileri bir bütün halinde, bir seçki halinde ziyaretçiyle buluşturmayı hedefledik; çünkü sarayın tarihinin ve koleksiyonlarının bu önemli parçası görülmeden bu sarayı bir bütün olarak anlamak çok mümkün olmayacaktı. Yer olarak buranın seçilmesinin önemi de buradan kaynaklanıyor. İçinde bulunduğumuz Mabeyn Yolu'nda, duvarda görmüş olduğunuz uzun bir yazı dizisi var. Burada Osman Gazi'den Sultan 2'inci Selim'e kadar yaşamış olan Osmanlı sultanlarının isimleri bir bütün halinde, dolayısıyla bir 16. yüzyıl çinisinde yazılmış olduğunu görüyoruz. Bütün bu boyutlarıyla ziyaretçilerimize, özellikle Harem bölümüyle Mabeyn'i biraraya bağlayan bu önemli noktada böyle bir galeriyi kazandırmış olmaktan dolayı fevkalade mutluyuz" dedi.
'ÇALIŞMALAR 3 YILIMIZI ALDI'
Dr. Yasin Yıldız, "Restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürüyor. Mabeyn'deki padişah daireleriyle ilgili çalışmalarımızda da sona geldik. Padişahın kullanmış olduğu oda, aynalı oda, Valide Sultan Dairesi; bunların hepsi yakın zamanda ziyarete hazır hale gelecek. Burayı haremle bağlayan, bu içinde bulunmuş olduğumuz galeri haline dönüştürdüğümüz koridor ise bugünden itibaren ziyaretçiler tarafından gezilebilecek. Çalışmaların bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldığını söyleyebilirim" ifadelerini kullandı.
'NAHVİ'NİN ÇİNİLERE İŞLENEN ÇOK ÖNEMLİ BİR KASİDESİ VAR'
Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Belki eser sayısından önce arkada, özellikle giriş bölümünde Nahvi'nin yazmış olduğu ve 19. yüzyıl çinilerine işlenen çok önemli bir kaside var. Bu koleksiyonumuzun çok müstesna bir parçası. Bir bütün halinde burada sergileyebiliyoruz; çok sayıda çiniden oluşuyor. Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyılla 19. yüzyıl arasını kapsıyor. Dolayısıyla 19. yüzyıla varması nedeniyle bunların içinde bir miktar saraya ithal çinilerin geldiği dönemi de kapsadığını düşünürsek aslında Osmanlı Sarayı'nda kullanılmış olan bir bütün çini geleneğini, burada yerli olsun yabancı olsun göstermiş oluyoruz" diye konuştu.















