Erzurum Aşkale'de Yapılmak İstenen Ges'e, Bölge Halkı Tepkili: "Bizleri Umursamayan Bir Madencilik Anlayışına 'Hayır' Diyoruz"
Erzurum'un Aşkale ilçesinde yapılmak istenen Güneş Enerji Santrali (GES) ve Elektrik Depolama Tesisi projesine karşı bölge halkı, tarım alanlarının kamulaştırılmasına tepki göstererek protesto düzenledi. Aşkale Dernekleri Federasyonu, maden ocakları ve enerji projeleriyle daralan yaşam alanlarına dikkat çekti.
(ANKARA)- Erzurum Aşkale'nin Ocaklı ve Topalçavuş köylerinde yapılmak istenen Güneş Enerji Santrali (GES) ve Elektrik Depolama Tesisi projesine karşı bölge halkı açıklama yaptı. Açıklamada, "Bizleri umursamayan bir madencilik anlayışına 'hayır' diyoruz. Gelin kardeşler, bir olalım, var olalım, Aşkale'mizi birlikte koruyalım" denildi.
Akfen Enerji tarafından Erzurum'un Aşkale ilçesinin Ocaklı ve Topalçavuş bölgesini kapsayan Gelinkaya GES projesi için Çevre, Şehircilik ve İklimö Değişikliği Bakanlığı 10 Temmuz 2025'te "ÇED Olumlu" kararı verdi. Şirketin hazırladığı ÇED raporuna göre 44,91 hektar alanda yapılması istenen projenin inşaat süresinin 27 ayda tamamlanması planlanırken, "projenin faydalı ömrünün" 25 yıl olarak öngörüldüğü belirtildi.
Aşkale Dernekleri Federasyonu'nun çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, tarım alanlarının ve meraların şirketlere "acele kamulaştırma" kararıyla devredilmesine tepki gösterdi. Eyleme CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da katıldı. İlçe halkı yıllardır maden ocakları, taş ocakları ve çeşitli enerji projeleriyle çevrilen bölgede yaşam alanlarının giderek daraldığını belirtti. Dernek temsilcileri, tarım arazilerinin "marjinal alan" ilan edilerek şirketlere açılmak istenmesini "açık bir talan girişimi" olarak nitelendirdi.
"Köyülümüze destek olacağız"
Erzurum Aşkale Dernekleri'nin konuya ilişkin açıklamasında, şunlar kaydedildi:
"Bizleri umursamayan bir madencilik anlayışına 'hayır' diyoruz. Köyleri yaşam alanlarından çıkarıp zorunlu göçe tutmak istiyorlar. Aşkale Dernekleri Federasyonu olarak bizler, tüm üye derneklerimizle anayasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Gelin kardeşler, bir olalım, var olalım, Aşkale'mizi birlikte koruyalım. İlçemizdeki tüm siyasi partilerimizi ziyaret edeceğiz, bu birlikteliğimizle esnafımızı gezeceğiz her esnafımızdan destek ve katkı bekleyeceğiz. Adalet Sarayı'nda da yanlış verilen evrakın tekrar düzelterek köylümüze, halkımıza, destek olacağız."
Sarıbal ise bölgenin irili ufaklı maden ocakları ve HES projeleriyle yıllardır kuşatıldığını vurgulayarak, Türkiye'nin stratejik tarım ürünlerinin yetiştiği verimli toprakların şirketlere "peşkeş çekildiğini" ileri sürdü. Sarıbal, "Bir yanda ülkenin tahıl ambarını yok ediyorsunuz, diğer yanda Putin'e yalvarıp tahıl koridorundan ithalat gelsin diye bekliyorsunuz. Bir ülkenin üretimine yapılabilecek daha büyük kötülük yok" diye konuştu
"Çiftçinin arazisine çöküyorlar"
GES projesi kapsamına alınan 450 dönümlük tarım alanının dörtte üçünün hububat üretim alanı, geri kalanının ise mera olduğunu belirten Sarıbal, ilçede yaklaşık bin 500 hayvanın bulunduğunu ve bu alanların bölge için hayati önem taşıdığını belirterek, "Bu insanlar ÇKS'ye kayıtlı, İlçe Tarım Müdürlüğü'ne beyan veriyorlar, devletin verdiği desteklemeyi alıyorlar. Her yıl dekar başına 350 ile 550 kilo arasında ürün alıyorlar. Şimdi çıkıp 'burası marjinal toprak' diyerek acele kamulaştırma ilan ediyorlar. Çiftçinin arazisine çöküyorlar" dedi.
Acele kamulaştırmanın hiçbir hukuki gerekçesi olmadığını vurgulayan Sarıbal, "Burada savaş mı var, afet mi var? Neye dayanarak acele kamulaştırma yapıyorsunuz? Mera Kanunu açık, meraların ıslah edilmesi ve çiftçinin kullanımına sunulması gerekirken üretim alanları şirketlere devretmek kanuna aykırı. Bu kentin valisi ne yapıyor? Kaymakam ne yapıyor? Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü ne yapıyor? Buğday ekili araziye 'GES yapılabilir' diye imza atan bir ziraat mühendisi varsa ondan utanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Kendi topraklarımızda köleyiz"
Sarıbal, mevcut iktidarın politikaları nedeniyle üreticinin kendi toprağında bile "köleleştirildiğini" savunurken, "Kendi topraklarımızda köleyiz, taşeronuz. Bu iktidar bu anlayışıyla çiftçiyi yok sayıyor. Bu topraklar bir avuç şirketin değil, bu ülkenin üreticilerinindir. Bu haksızlığa, bu talana, bu hukuksuzluğa izin vermeyeceğiz" diye konuştu.















