Rektörler, YÖK Başkanı Özcanı İstifaya Davet Etti

Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Üniversitelerarası Kurul Toplantısı Sonrasında Rektörler, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı İstifaya Davet Etti. Rektörler, YÖK Başkanı Özcan'ın Bu Çağrıya Uymaması Halinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Özcan'ı Görevden Almasını Talep Etti.

Üniversitelerarası Kurul Toplantısı sonrasında rektörler, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı istifaya davet etti. Rektörler, YÖK Başkanı Özcan'ın bu çağrıya uymaması halinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Özcan'ı görevden almasını talep etti.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde gerçekleştirilen ÜAK toplantısı sona erdi. Toplantı sonrasında oybirliğiyle alınan kararlar bir bildiriyle yayınlandı. Bildiriyi ÜAK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın okudu. ÜAK'ın daha önce 1 Şubat tarihinde aldığı kararla üniversitelerde başörtüsü serbestliğini sağlayan Anayasa değişikliğinin laiklik ilkesini zedeleyeceği, sürecin uygulamaya esas olacak kanuni düzenleme tamamlanmadan değişikliklerin uygulamaya konulmasının üniversitede kargaşa ortamına neden olacağı uyarısında bulunduklarını hatırlatan Akaydın, "Geçen zaman içinde maalesef endişe ettiğimiz hususlar yaşanmaya başlanmış ve az sayıda da olsa bazı üniversitelerimizde türbanın hukuken serbest olduğu sanılarak uygulama yapılmış, bu ortamdan yararlanılarak hatta kanunların suç saydığı ve bölücü örgütün kullandığı bazı renk ve giysilerle üniversitelere girilmeye teşebbüs edilmiştir. Ülkemizin en çok birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olması gereken bu günlerde şehitlerimizin acısını paylaşıp, dayanışmamızı göstermemiz gerekirken bu konuyu tekrar görüşmek zorunda kalmamız da kaygımızı bir kez daha artırmıştır" dedi.

Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişiklik ve bunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmasının ardından YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın rektörlere gönderdiği yazının üniversitelerin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmasına yol açtığını savunan Akaydın, "Bu yazı doğrultusunda türbanlı öğrenciler, bugüne kadar bütün üniversitelerde sürdürülen uygulamanın aksine az sayıda bazı üniversitelerde yerleşkelere alınmışlardır. Üniversitelerimizdeki kurallara uygun ve uyumlu uygulamanın aksine bir örnek teşkil eden bu durum, beraberinde üniversitelerimizde mevcut olan sorunları aynı şekilde anlama, çözme ve bu kuralları birlikte ve aynı şekilde uygulama anlayışını sarsarak bir kargaşaya yol açmış bulunmaktadır. Çok nadir görülen somut düzenlemeler dışında milletvekili yemini metninde olduğu gibi veya Milli Güvenlik Kurulu'nun kimlerden oluşacağını belirten hükümler, Anayasa kuralları soyut hükümler öngörürler. Soyut Anayasa hükümlerinin ışığında ve çizdiği çerçeve içinde kalmak koşuluyla uygulanacak kurallar ayrıntılı olarak kanunla belirlenir. Anayasa'nın 42. maddesinde yapılan son değişikliğinde, bir genel çerçevede çizdiği ve buna uygun bir düzenlemenin kanunla yapılması gerektiğine kuşku yoktur. 42. maddede yer alan 'bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir' ifadesinin başka bir şekilde anlaşılması mümkün değildir. Anılan Anayasa değişikliğinin onaylanması hakkındaki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı yazısında, 'bazı vatandaşlarımızın endişelerinin de anlayışla karşılanmasında ve bu endişelerin giderek düzenlemelerin hayata geçirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır' denilmektedir. Bu ifadede sözü edilen düzenlemenin kanunla yapılması gereken bir düzenleme olduğuna ve 42. maddede sözü edilen kanun olduğuna kuşku yoktur. Aynı şekilde 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesinde değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifi gerekçesinde de böyle bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu açıkça belirtilmektedir" diye konuştu.

Akaydın, Anayasa buyruğu ve hukuki düzenleme karşısında sözü edilen sınırların kanunla belirlenmesi yerine, YÖK Başkanı'nın anayasal ve yasal dayanağını göstermeden kendisinde olmayan yetkileri kullanarak rektörler ve üniversitelerin yetkili kurullarını suç işlemeye teşvik ettiğini ve yazılı baskı uyguladığını öne sürerek, "Toplumumuzun estetik anlayışını yansıtmak, bir hakkın kötüye kullanılmasını izin vermemeye kimin nasıl belirleyebileceği veya teşhis edebileceği belli olmayan şekilde kimlikleri teşhis edebilme gibi son derece sübjektif ve kişiden kişiye değişecek ölçüler ileri sürülerek anılan Anayasa değişikliğinin doğrudan uygulanması gerektiğini söyleyebilmenin hukuki temeli olamaz. Olsa olsa bir siyasi değerlendirme veya beklentiye cevap verme olabilir. Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin gerekçelerinin de bu hükümlerin doğrudan doğruya uygulanmasını zorunlu kılması bir yana, uygulanması gerektiği yönündeki görüşlerin dayanağı olamaz. Bu gerekçeler konuyu kanunla düzenleyecek olan kanun koyucuya ışık tutabilir. Bu nedenle, YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesinin bu madde hakkında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği yasama, yürütme, yargı organları gerçek ve tüzel kişileri bağladığı Anayasa'nın bir başka hükmünde açıkça yer alan karar doğrultusunda uygulanmaya devam edilmesi bir hukuki zorunluluktur" dedi.

YÖK Başkanı'nın basın ve kamuoyu önünde rektörlere yönelik olarak sık sık soruşturmadan, sicil amirliğinden söz ederek onlara baskı yapmaya çalışmasının başkan olduğundan bu yana başta YÖK olmak üzere tüm yükseköğretim kurumlarında uyumlu ve verimli bir çalışma ortamı yaratma yerine yeni sorunlar yarattığını vurgulayan Akaydın, YÖK Başkanı Özcan'ın göreve geldiği günlerde ifade ettiği özgürlük ortamının tam tersine merkeziyetçi ve otoriter bir durumun ortaya çıkmasına sebep olması ve 'cumhuriyetin temel nitelikleri, kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasına gerekçe gösterilemez' ifadelerinin Türk üniversitelerini temel edemez konuma geldiğini ve istifaya davet ettiklerini kaydetti. Akaydın, şunları söyledi:

"Sayın Yükseköğretim Kurulu Başkanı bu davete uymadığı takdirde Sayın Cumhurbaşkanımıza üniversitelerimizin içinde düşürüldüğü kaosun daha da büyümemesi ve Yükseköğretim Kurulu'nda hukukun üstünlüğünün geçerli kılınması için kendisini görevden almasını az ederiz." (DUY-CC-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel