Eğitim Sen: TBMM'deki Çocuk İstismarı Skandalı Denetimsizlik, Liyakatsizlik ve Cezasızlık Düzeninin Sonucu
Eğitim Sen, TBMM lokantasında stajyer öğrencilerin cinsel istismara uğramasını 'denetimsizlik ve cezasızlık kültürü' olarak nitelendirerek gerçek sorumluların ortaya çıkarılmasını talep etti. Açıklamada, çocukların güvenliğinin önemli olduğu vurgulandı.
(ANKARA) - Eğitim Sen, TBMM lokantasında stajyer öğrencilerin personel tarafından cinsel istismara uğramasının devlet kurumlarında süregelen "denetimsizlik, liyakatsizlik ve cezasızlık kültürünün" bir sonucu olduğunu belirtti, gerçek sorumluların açığa çıkarılmasını istedi.
Sendikadan yapılan açıklamada, TBMM gibi ülkenin en üst kamu kurumunda küçük yaştaki öğrencilerin istismar edilmesinin "bireysel bir sapkınlık değil, çocukların korunma hakkının sistematik biçimde ihmal edildiği bir yönetim anlayışının sonucu" olduğu ifade edildi.
TBMM Genel Sekreterliği'nin açıklamasında ilk şikayet dilekçesinin 19 Kasım 2025'te ulaştığının belirtilmesine karşın idari soruşturmanın ancak haberlerin ardından hızlanmasının "kamu kurumlarında olayların üzerini örtme eğiliminin kökleştiğinin göstergesi" olduğu vurgulanan açıklamada, "Eğer medya bu skandalı gündeme taşımamış olsaydı, istismarın üzeri sessizlikle kapatılacaktı" denildi.
"Staj sistemi çocuk emeğini sömürüyor"
Mevcut staj sisteminin çocuk emeği sömürüsüne ve istismar riskine açık olduğu belirtilen açıklamada, okul yönetimleri ve ilgili bakanlıkların yeterli denetim yapmadığı kaydedildi. Açıklamada, stajyer çocukların ucuz iş gücü gibi görüldüğü ve psikososyal destekten yoksun bırakıldığı ifade edildi.
Olayın "birkaç personelin suçu" olarak gösterilmesine izin verilmeyeceği kaydedilen açıklamada, TBMM dahil tüm kamu kurumları için stajyer öğrencilerin çalıştığı alanların derhal denetlenmesi, eğitim süreçleri boyunca çocukların güvenliğinin ve psikolojik desteklerinin sağlanması, liyakatsiz görevlendirmelerin ve torpilli kadrolaşmanın sona erdirilmesi, istismara karışan ya da sessiz kalan tüm yöneticiler hakkında adli ve idari işlem başlatılması istendi.
"Çocukların güvenliği toplumsal sorumluluktur"
Açıklama, "Çocukların istismar edildiği bir ülkede hiçbir kamu kurumu ve hiçbir yönetici sorumluluktan muaf değildir. Gerçek adalet, cezasızlığın bittiği ve liyakatin egemen olduğu bir düzende mümkündür" ifadeleriyle son buldu.












