Dışişleri Bakanı Davutoğlu Açıklaması

Dışişleri Bakanı Davutoğlu Açıklaması
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Ne Irak'ta ne Suriye'de Kürt kardeşlerimizin ızdırap çekmesini, baskı altında tutulmasına izin vermeyiz."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Ne Irak'ta ne

Suriye'de Kürt kardeşlerimizin ızdırap çekmesini, baskı altında tutulmasına izin

vermeyiz. Onları da bir tehdit politikası olarak karşı tarafa sunmayız" dedi.

Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında kendisine yöneltilen

soruları yanıtladı. Türkiye'yi kimsenin "başka bir ülkenin güdümüyle hareket

ettiği" iddiasıyla eleştirmeye hakkı olmadığını belirten Davutoğlu, "Türkiye

hiçbir zaman böyle bir tercih yapmadı ve yapmayacak. Bu bizim için bir tercih

değil. Hem deniyor ki çok ileri gitti, hem de deniyor ki bölgede yalnız kaldı.

Bunlara itibar edilmemeli" dedi.

Türkiye'nin insanlara Ramazan ayında dahi zulmeden, camilere saldıran bir

yönetimin arkasında durmadığına dikkati çeken Davutoğlu, Esed'in yakın

dostlarının dahi onu terk ettiğini hatırlattı.

Davutoğlu, Türkiye'nin hiçbir grupla etnik veya mezhebsel gerilim içerisinde

bir ilişki kabul etmeyeceğini belirterek, gerek İran'da gerek Irak'ta ve

Suriye'de yaşayan Kürtlerin bölge halklarıyla et ve tırnak gibi birbirleriyle iç

içe yaşadığını kaydetti.

"Biz Kürt kardeşlerimizi hiçbir şekilde tehdit olarak algılamayız. Bunu bir

tehdit sebebi de görmeyiz" diyen Davutoğlu, "Biz ne Kürtleri ne Nusayrileri ne

Hristiyanları Suriye'de bir karşı taraf ya da bir tehdit olarak görmeyiz. Ayrıca,

Kürtlerin en temel haklarının verilmesini eskiden beri savunuyoruz ve bu meseleyi

de gündemde tutuyoruz. Ne Irak'ta ne de Suriye'de Kürt kardeşlerimizin ızdırap

çekmesini, baskı altında tutulmasını izin vermeyiz. Onları da bir tehdit

politikası olarak karşı tarafa sunmayız" dedi.

Bu tür kaos dönemlerinde birçok fırsatçının, provokatörün çıktığını ifade

eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bunların Suriye halkına demokrasi getirme gibi bir derdi yoktur. Kürt

kardeşlerimiz için de bir hedefleri ve vizyonu yoktur. Suriye'nin herhangi bir

yerinde bizim sınırlarımıza yakın bölgelerde bir terörist yapılanmanın olmamasını

talep ediyoruz. Kürt kökenli kardeşlerimizi istismar eden PKK gibi bir terör

örgütü de olsa. Sınırlarımızda böyle bir yapılanmaya izin vermeyiz. Bunun

etnisiteyle, inançla, destekle bir alakası yok. Biz PKK'yı tehdit olarak kabul

ederiz. Sınırlarımızda böyle bir şeyin oluşmasına izin vermeyiz. Bu PKK'ya, terör

örgütüne karşı olan bir tutumdur. Rejimin yerleşmesine izin verdiği gruplar Kürt

de olsa başka bir grup da olsa bir süre sonra oradaki halkla çatışacaktır.

Esed'den ızdırap çekmiş Halep halkı böyle bir şeye izin verir mi?"

İster Irak'ta olsun ister Suriye'de, bir haksızlık yapıldığında bu

insanların hakkını ilk önce Türkiye'nin savunacağını belirten Davutoğlu, bazı

basın organlarında çıkan "Kuzey Suriye doğuyor" algısının yaygınlaştırılmasının

da psikolojik bir harekat olduğunu savundu.

"Bugün sanki bütün Suriye sınırında da Kürtlerin yaşadığı bir bölge olduğu

korkusu yaşatılmaya çalışılıyor" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bunu gereksiz bir korkunun unsuru haline getiriyorlar. Bayrak çekildiği

iddia edilen bölgede çok az sayıda Kürt var. Kamışlı ve Haseki'deki Hatay'a

sınırda Kürtlerin yaşadığı alanlar bir süreklilik arz etmiyor. Yayladığı'nın

karşısında tamamiyle Türkmenler yaşıyor. Halep Türkleri de Kobani bölgesinde

yaşıyor. Dolayısıyla böyle bir dönemde kullandığımız kavramlara dikkat ederek,

herhangi bir şekilde bir grup kardeşimizin yüreğine korku salmamız doğru değil.

Bütün bu kuzey sınırının bu bölgenin kalbi Halep şehridir. Halap şehrinin çoğrafi

yapısına da baktığınızda yüzde 80'i Arap, yüzde 10 civarı Kürt ve geri kalanı da

Türkmen ve Hristiyan bir nüfus var.

Şimdiden bayrak çekmeler bize karşı bir tahrik değil Arap nüfusuna da bir

tahrik. Birileri bunun üzerinden Suriye'de çatışma oluşturmak istiyor. Bunu

engellemek için hemen harekete geçtik. Bunlar fırsatçı gruplar. Bu oradaki Kürk

kardeşlerimiz için de iyi bir durum değil. Bu, oradaki Arap ve Kürt

kardeşlerimizi de birbirine düşürecek bir yapıdır. Onun için geçiş sürecinin bir

an önce tamamlanmasını istiyoruz."

- İsrail ile ilişkiler-

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin Mavi Marmara olayıyla ilgili olarak

İsrail'den özür ve tazminat gibi taleplerinin devam ettiğini belirtti. Bunların

yerine getirilmesi durumunda İsrail ile yeni sürecin başlayabileceğini dile

getiren Davutoğlu, son dönemde İsrail hükümetinin basın aracılığıyla gönderdiği

sempatik mesajlarla sorunun çözülemeyeceğini kaydetti.

Davutoğlu, Mavi Marmara gemisindeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının

İsrail tarafından katledildiğini hatırlattı ve Türkiye'nin Suriye ile

ilişkilerinin İsrail ile bağlantılandırılamayacağını söyledi.

-Rohingya Müslümanları-

Davutoğlu, Myanmar'daki Arakan (Rakhine) eyaletindeki Rohingya Müslümanların

yaşadığı sıkıntılar hakkındaki bir soru üzerine de, Myanmar'da yakın zamanda

başlayan reform sürecinden herkesin ümitlendiğini, Rohingya Müslümanları için de

yeni bir sürecin başlayacağı konusunda umutların arttığını söyledi.

Davutoğlu, Türkiye'nin 5 ay önce Myanmar'a yeni bir büyükelçi atadığını

hatırlatarak, yeni büyükelçiden Birinci Dünya Savaşı sırasında bu bölgede şehit

olan Türkler'in mezarlarını bulmasını istediklerini ve Arakan Müslümanlarının

sıkıntılarıyla ilgilenmesini istediklerini söyledi.

Mezarların bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, Arakanlı Müslümanların

sorunlarıyla ilgili olarak da girişimlerin başladığını duyurdu.

Davutoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı ile bir girişim başlattıklarını, ayrıca

kendisinin de Myanmar Dışişleri Bakanı'na hem şehitlik hem Arakanlı Müslümanlar

konusunda mektup yazarak, uluslararası yardımın ulaştırılmasını istediklerini

bildirdi.

Ayrıca Bangladeş Dışişleri Bakanı ile de görüştüğünü dile getiren Davutoğlu,

Myanmarlı muhatabıyla bugün tekrar bir telefon görüşmesi yapacağını belirtti.

Davutoğlu, bölgede çatışmaların bir süre önce durduğunu ancak gergin ortamın

devam ettiğini söyledi ve acil insani yardım ihtiyacının altını çizdi.

Muhabir : Murat Demirci-Tuğrul Çam

Yayıncı : Ogün Duru - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel
title