40. Ulusal Hematoloji Kongresi Basın Toplantısı

- Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Demir: - "Kanama durdurucu özelliği olan bitkisel kökenli bir Türk ilacının fareler üzerinde yapılan çalışmalarda kanser hücrelerini yavaşlatıcı etkisi görüldü"- "Uzun süreli uçak ya da otobüs yolculuğu yapmışsanız, şişmansanız, erkekseniz, sigara içiyorsanız, bunlar hep venöz tromboembolizm için risk faktörü"ANTALYA (AA) - Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir, kanama durdurucu özelliği olan bitkisel kökenli bir Türk ilacının fareler üzerinde yapılan çalışmalarda kanser hücrelerini yavaşlatıcı etkisinin görüldüğünü bildirdi.Türk Hematoloji Derneği tarafından 22-25 Ekim tarihleri arasında düzenlenen "40. Ulusal Hematoloji Kongresi" dolayısıyla Antalya Titanic Otel'de basın toplantısı düzenlendi.Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir, kanama durdurucu özelliği olan bitkisel kökenli bir Türk ilacı olan "Ankaferd Hemostat"ın, fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, kanser hücrelerini yavaşlatıcı etkisinin görüldüğünü söyledi. Demir, Gülhane Askeri Tıp Akademisinde yapılan bu araştırmanın "deneysel hayvan modeli" çalışması olduğunu, bunun ilaç haline getirilmesi için 15-20 yıla ihtiyaç duyulduğunu anlattı.Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal da kongrenin düzenli olarak organize edilen ve ülke çapında hematoloji konusunda gerçekleştirilen en büyük organizasyon olma özelliği taşıdığını söyledi. 16 farklı hematoloji merkezi tarafından yapılan ortak araştırmada, 60 yaş üstünde 130 hastanın sonuçlarına göre kemoterapi dışı yeni bir tedavi yöntemi ile elde edilen sonuçlara ilişkin bilgi veren Soysal, bu tedavilerin lösemi seyrinde önemli klinik düzenlemelere yol açtığını kaydetti. Soysal, standart kemoterapi tedavilerinden daha farklı daha rahat uygulanabilir, hastaların daha iyi tolere edebileceği bir tedavi yöntemi ile bu hastaların yaşam kaliteleri ile değişikliklerin izlendiğini ve olumlu sonuçların görüldüğünü belirtti.-Kemik iliğinde yarı uyumlu vericilerden nakilTürk Hematoloji Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Hale Ören de kemik iliği naklinde, tam uyumlu vericiden nakil yapılmasının ideal hedef olmakla birlikte, bazı durumlarda hastalara tam uyumlu verici bulunamadığına dikkati çekti. Bu koşullarda hastalara farklı vericilerden nakil yapılmasının önem kazandığını vurgulayan Ören, Türkiye'de de son yıllarda bu konuda başarılı çalışmalar yapıldığını ifade etti. Bu kapsamda yarı uyumlu (haploidentik) vericilerden yapılan nakillerin tam uyumlu vericilerden yapılan nakillerin sonuçları ile karşılaştırıldığı bir çalışmanın yapıldığını anlatan Ören, şunları kaydetti: "Çalışmanın sonuçlarına göre, akut lösemi tanısıyla yarı uyumlu vericilerden nakil yapılan 49 hastanın nakil sonrası verileri tam uyumlu 70 hastanın verileriyle karşılaştırıldığında, nakil sonrası sağ kalım, hastalıksız yaşam ve erken dönem hayati düzeyde komplikasyonlar açısından yarı uyumlu nakillerin diğer tam uyumlu nakillere göre istatistiksel düzeyde herhangi bir olumsuzluk taşımadığı, başarı oranlarının bu anlamda farklı olmadığı anlaşılmıştır."Ören bunun, yarı uyumlu vericilerden yapılan kemik iliği nakillerinin de başarıyla sonuçlanabileceğini gösterdiğini söyledi.-Bacaklarda oluşabilecek tromboza dikkatUluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneği Başkanı Prof. Dr. Nigel Key de halk arasında pıhtı atması olarak bilinen venöz tromboembolizmin (VTE) damarlarda gerçekleşen tıkanmalar olduğunu belirterek, bacaklarda ve pelvisteki tıkanmalardan kopan parçaların kalbe, beyne ve akciğerlere gidebildiğini ve ani ölümlere yol açabildiğini anlattı.Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir, sakatlığa ve ölümlere yol açabilen VTE'nin yüzde 70 önlenebilir bir hastalık olduğunu ifade etti. Risk faktörleri arasında genetik faktörlerin yanı sıra obezite, uzun süre hareketsiz yatmak, uzun süreli seyahatler, ortopedik ve genel cerrahinin büyük ameliyatları ve sigara kullanımının bulunduğunu belirten Demir, şu değerlendirmelerde bulundu: "Örneğin uzun süreli uçak ya da otobüs yolculuğu yapmışsanız, şişmansanız, erkekseniz, sigara içiyorsanız, 3 günden uzun süre hastanede yatış varsa, kanser gibi hastalık varsa, bunlar hep VTE için risk faktörü ama bu sadece bir riskle ortaya çıkmıyor, bir ve birden fazla risk faktörü biraraya gelirse ortaya çıkıyor. Bunun için yaşam stilini değiştirmek gerekiyor. Uzun yolculuklarda her 1-2 saatte bir ayağa kalkılması ve yürünmesi, seyahat esnasında alkol alınmaması, dar kıyafetler giyilmemesi, baskı oluşturmayan rahat giysilerin tercih edilmesi, sıvı kaybının önlenmesi öneriliyor," .

Muzaffer Demir Antalya Ören Güncel Haberler