2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a, "Ankara Ulus’ta tek kişilik odalarda kalan emeklilerle ilgili haberi okudunuz mu?" diye sordu. Bakan Göktaş, "Biz gittik oraya, gittik. Belki başka nedenlerle orada kalıyorlardır" yanıtını verdi.
(TBMM) - Dem Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a, "Ankara Ulus'ta tek kişilik odalarda kalan emeklilerle ilgili haberi okudunuz mu?" diye sordu. Bakan Göktaş, "Biz gittik oraya, gittik" yanıtını vererek, "Belki başka nedenlerle orada kalıyorlardır" ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl'ün başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Görüşmeler sırasında grupları bulunan siyasi partilerin konuşmalarının tamamlanması ve Bakanların sunumlarının ardından Grup Başkanvekilleri söz aldı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, iki bakanın konuşmalarını "can kulağıyla" dinlediklerini ancak toplumun temel sorunlarına çözüm üretecek somut bir ifade duyamadıklarını söyledi. Hükümetin eleştirilere "şişirilmiş rakamlar ve çarpıştırılmış istatistiklerle" yanıt verdiğini söyleyen Koçyiğit, "tencere dibin kara seninki benden kara" yaklaşımının sorunları çözmediğini dile getirdi.
"Çocuklar siyasetüstüdür, çocukları korumak herkesin sorumluluğudur"
Koçyiğit, TBMM'de stajyer kız çocuklarının cinsel istismara uğradığı iddialarına ilişkin şunları kaydetti:
"Sayın Bakan, bir Aile Bakanlığı değil, bir kadın bakanlığına bizim ihtiyacımız var, adında kadın olan bir kadın bakanlığına ihtiyacımız var. Çocuklar için bir çocuk bakanlığına ihtiyacımız var. Bakın, Meclis'teyiz, bu Meclis'in çatısı altında çocuklar istismara ya da cinsel tacize uğradılar. Yani dilimiz bile dönmüyor söylerken gerçekten acı çekiyoruz. Burada bulunuyoruz, 7/24 mesai yapıyoruz ama bizim bulunduğumuz bir ortamda çocukları koruyamadık. Bu bir anlayış sorunudur, bu aynı zamanda bir zihniyet sorunudur, bu aynı zamanda bir mekanizma yoksunluğu sorundur. 'Bu çocuklar kime emanet, bu çocukları niye koruyamıyoruz?' sorusunu herkesin kendine sorması gerekiyor. Çocuklar siyaset üstüdür, çocukları korumak herkesin sorumluluğudur, ebeveynlerin olduğu kadar siyasetçilerin, toplumun da bir sorumluluğudur ama bu konuda hiç adım atılmadığını görüyoruz."
Koçyiğit, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'nı kadına yönelik şiddet verilerinin açıklanmamasını nedeniyle eleştirdi. Koçyiğit, İçişleri Bakanlığı'nın şiddet istatistiklerini gizlediğini savunarak, kamuoyunun bu verilere erişemediğini söyledi. Bianet'in verilerine dikkat çeken Koçyiğit, son dokuz ayda 224 kadının öldürüldüğünü, 347 kadının ölümünün şüpheli olduğunu belirterek, "Rojin'i biliyoruz, Gülistan Doku'yu biliyoruz, 'Aile Bakanlığı olarak siz bütün bu süreçleri neresindesiniz" diye sordu.
Bakan Göktaş: Ulus'taki otellere gittik
DEM Partili Koçyiğit, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a, "Ankara Ulus'ta tek kişilik odalarda kalan emeklilerle ilgili haberi okudunuz mu?" diye sordu. Göktaş ise, "Biz gittik oraya, gittik" yanıtını verdi.
Bunun üzerine Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:
"Ha, gittiniz, çok iyi yapmışsınız. Ben size soruyorum: 'Niye insanlar tek kişilik odalarda kalıyorlar? Niye evde kalmıyorlar? Niye bir emekli ev kiralayamıyor? Niye başkasının emeklisi gelip Türkiye'de Kapadokya'yı, orayı burayı geziyor da bizim emeklimiz daha kendisine bir ev kiralayamıyor?' sorusunu kendinize sormuyor musunuz?"
Bakan Göktaş ise, "Belki başka nedenlerle orada kalıyorlardır" şeklinde yanıt verdi.
MESEM uygulamasında ölen çocukları hatırlatan Koçyiğit, şöyle konuştu:
"MESEM'de 17 işçi çocuk, işçileştirilmiş çocuk yaşamını yitirmiş, Sayın Bakan hiçbir şey olmamış gibi konuşuyor. Bakın, meslek lisesi başka bir şey. Ben meslek lisesi mezunuyum, yatılı okumuş bir öğrencim; bana kimse meslek lisesini anlatmasın, kimse katsayı zulmünü anlatmasın, ben onun mağduru olan bir öğrenciyim aynı zamanda ama bugün yeni bir dönemdeysek, yeni bir çağdaysak artık bize yeni bir şey söylemesi gerekiyor mevcut Milli Eğitim Bakanının kendisi ama çıkmış, bize okul, fabrika dönemini anlatıyor. Artık OSGB'lerin içerisine, sanayi bölgelerinin içerisine okullar yapılıyor ve çocuklar sadece bir gün okula gidip dört gün boyunca o işçiliklerde, o fabrikalarda, atölyelerde çalışıyorlar. Bakanlık buna ne diyor? 'Biz de ara eleman üretiyoruz, meslek edindiriyoruz, ceplerine de harçlık koyuyoruz.' Ee, sömürmüyor musun? Sömürüyorsun. Kim para kazanıyor? Patronlar. Kim para kazanıyor? Oradaki OSB'ler. Kim para kazanıyor? Okul yönetimleri. O işçi küçücük çocukların
emekleriyle ürettiklerini pazarlıyorlar ve artı değer elde ediyorlar. Böyle bir sistem, böyle bir sömürü çarkı olabilir mi?"
















