Haberler

Fuat Oktay: "Türkiye-AB göç işbirliği, bu alandaki kriz ve belirsizlikler devam ettiği müddetçe sürdürülmeli ve kapsamı da genişletilmelidir"

Güncelleme:

Fuat Oktay: "Türkiye-AB göç işbirliği, bu alandaki kriz ve belirsizlikler devam ettiği müddetçe sürdürülmeli ve kapsamı da genişletilmelidir" "Türkiye'nin nasihate değil yük paylaşan paydaşlara ihtiyacı olabilir" "Ancak adil yük ve sorumluluk paylaşımı ilkesi gereğince, coğrafi yakınlık...

Fuat Oktay: "Türkiye-AB göç işbirliği, bu alandaki kriz ve belirsizlikler devam ettiği müddetçe sürdürülmeli ve kapsamı da genişletilmelidir"

"Türkiye'nin nasihate değil yük paylaşan paydaşlara ihtiyacı olabilir"

"Ancak adil yük ve sorumluluk paylaşımı ilkesi gereğince, coğrafi yakınlık hiçbir ülkeyi böylesine bir trajedinin doğrudan tek sorumlusu ya da yüklenicisi yapmaz"

Kurum: "Geçtiğimiz son 19 yılda, 81 ilimizin tamamında, şehircilik adına birikmiş tüm sorunların kesin çözümü için tarihi adımlar attık"

Oktay ile Kurum İlbank ve Yerel Yönetimler Alt Finansman Anlaşması İmza Töreni'ne katıldı

ANKARA - İlbank ve Yerel Yönetimler Alt Finansman Anlaşması İmza Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Merkezi yönetimimiz, belediyelerimiz, Kızılay gibi gurur vesilesi kuruluşlarımız ve sığınmacı konusunda tecrübe sahibi STK'larımızla Türkiye'nin nasihate ya da yönlendirmeye değil ancak samimiyetle yük paylaşan paydaşlara ihtiyacı olabilir. Altını çizerek ifade etmek isterim ki; Türkiye-AB göç işbirliği, bu alandaki kriz ve belirsizlikler devam ettiği müddetçe sürdürülmeli ve kapsamı da genişletilmelidir" ifadelerini kullandı.

İlbank ve Yerel Yönetimler Alt Finansman Anlaşması İmza Töreni, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, büyükelçiler, misyon temsilcileri, milletvekilleri ile ilgili belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Törende konuşma yapan Oktay, "Özellikle siyasi çalkantılar sebebiyle zorla yerinden edilenlerin oluşturduğu göç dalgaları, çatışma bölgelerinde bulunan devletler başta olmak üzere pek çok devletin karşı karşıya kaldığı bir sınama haline gelmiştir. Dünyadaki göçmen sayısı bugün 272 milyonu geçmiştir. ve bunun yaklaşık 82,4 milyonu zorla yerinden edilmiş insanlardan oluşmaktadır. 2'nci Dünya Savaşı'ndan bu yana en ciddi zorunlu göç dalgasının sebebi ise hemen yanı başımızdaki Suriye krizidir. 911 km uzunluğundaki Suriye sınır hattımızın doğal bir sonucu olarak terör ve zulümden kaçan 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz ise Türkiye'ye sığınmış durumdadır. Ülkemiz, asırlar boyunca başı dara düşen ya da zulme uğrayan pek çok topluluğa güvenli bir liman, şefkatli bir yuva olmuştur. Bugün de bu tarihi sorumluluğumuzu milyonlarca kardeşimizi ülkemizde güvenli şekilde barındırarak yerine getiriyoruz" şeklinde konuştu.

"AB başta olmak üzere uluslararası toplumun katkısına önem vermekteyiz"

Göç dalgasının başlangıcından bu yana ortaya koydukları etkin göç yönetimi ile sığınmacılara yönelik güvenlik, sağlık, barınma, gıda ve eğitim gibi temel hizmetlerin Türkiye tarafından en etkin şekilde sunulduğunu hatırlatan Oktay, "Ancak adil yük ve sorumluluk paylaşımı ilkesi gereğince, coğrafi yakınlık hiçbir ülkeyi böylesine bir trajedinin doğrudan tek sorumlusu ya da yüklenicisi yapmaz yapamaz. Bu açıdan, her ne kadar gerçekleştirdiğimiz harcamaların yanında sembolik kalıyor olsa da, AB başta olmak üzere uluslararası toplumun katkısına önem vermekteyiz. Bu tür katkılar yalnızca etkin ve verimli şekilde tasarlanıp kullanıldığında amacına ulaşabilir. Uzun çalışmalarla ancak imzalanan "Belediye Hizmetleri Geliştirme Projesi"nin uygulama sonuçlarını bir an önce görebilmeyi ümit ediyoruz.

"Şöyle bir geçtiğimiz 10 yıla dönüp sadece belediyelerimizin ve vatandaşlarımızın sığınmacılar için yaptıklarını anlatmaya kalksak ne bu programın vakti yeter ne de yapılanları kelimelerle ifade edebiliriz. Kilis, Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa ve Mardin başta olmak üzere ensar şehirlerimizin ensar belediyeleri; sosyal desteklerden dil kurslarına kadar ek hizmetler geliştirerek sığınmacı dostu bir yaklaşım benimsemiştir. İlk günden itibaren yereldeki gayrete ve çabaya ben de bizzat şahit oldum. Göç dalgasının başladığı o ilk günlerde insani yardım ve barınma imkanlarıyla imdada koşan belediyelerimiz zamanla kurdukları göçmen işleri şubeleri, bilgilendirme merkezleri ve sosyal yardım alanlarıyla sığınmacıların hayatlarına dokunmaya devam ettiler. Bu, Cumhurbaşkanımız liderliğinde gönül belediyeciliği olarak adlandırdığımız belediyecilik düsturumuzun da bir yansıması aslında" dedi.

"Ege'de, Akdeniz'de göçmenlere karşı sergilenen tavırları, insanlığın nasıl sınıfta kaldığını üzülerek izliyoruz"

Oktay, konuşmasının devamında ise Ege'de, Akdeniz'de göçmenlere karşı sergilenen tavırları, insanlığın nasıl sınıfta kaldığını üzülerek izlediklerini belirterek, "Sadece 2020 yılında Ege'de 9 bine yakın geri itme vakası yaşandığı biliniyor. Ege'de sulara gömülen sadece masum insanların güvenli yaşam hayalleri değil, binlerce masum candır. Benzer şekilde Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun akıbeti bilinmemektedir. Diğer taraftan; Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin verilerine bakıyoruz, 2020 yılında dünyada 3'üncü ülkelere yerleştirilmeyi bekleyen 1 milyon 440 bin mülteciden sadece 11 bin 150'sinin AB üyesi ülkelerde yerleştirilebildiğini gösteriyor. Hal böyleyken ne yazık ki göç konulu uluslararası toplantılarda halen ne olması gerekirler konuşuluyor ve sonuç bildirileri nasihatten öteye geçemiyor. Merkezi yönetimimiz, belediyelerimiz, Kızılay gibi gurur vesilesi kuruluşlarımız ve sığınmacı konusunda tecrübe sahibi STK'larımızla Türkiye'nin nasihate ya da yönlendirmeye değil ancak samimiyetle yük paylaşan paydaşlara ihtiyacı olabilir. Fonların yetersizliği, yavaş işleyen proje süreçleri ya da hibe yerine krediye yönelinmesi finansal desteklerin etkinliğini azaltmaktadır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki; Türkiye-AB göç işbirliği, bu alandaki kriz ve belirsizlikler devam ettiği müddetçe sürdürülmeli ve kapsamı da genişletilmelidir. Arzumuz Avrupa Birliği'nin adil yük ve sorumluluk paylaşımı çerçevesinde Suriyeliler için yasal göç yollarını açması, Gönüllü İnsani Kabul Mekanizması'nı somut taahhütlerle aktive etmesi ve yeniden yerleşme kotalarını artırmasıdır. Adil külfet paylaşımı, düzensiz göç karşısında bölgesel çözümün anahtarı olacaktır" cümlelerini kullandı.

"15 belediyemiz için, 5 Milyar 800 Milyon lira yatırım değerindeki 40 projemizi başlatıyoruz"

Törende konuşan Bakan Kurum, Atılacak imzalar ile 15 belediyenin yeni içme suyu, atık su, yağmur suyu ve katı atık projelerinin başlayacağını söyledi. Kurum, "Yürüttüğümüz her şehircilik projesinde işimizin merkezine çevreyi koyduk. Çevreye saygılı şehirler ilkesiyle büyük yatırımlar gerçekleştirdik. Akıllı şehir ve sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştırdık. Ülkemizin her yerinde; enerji verimli, iklime duyarlı, yeşil bina teknolojilerinin yoğun kullanıldığı yeni yerleşim alanları kuruyoruz. Bu noktada İller Bankamızla; şehirlerimizde 50 yıllık, 100 yıllık planlamalarla; illerimizde, ilçelerimizde, köylerimizde binlerce altyapı projesini hayata geçiriyor, şehirlerimizi daha güçlü kılıyoruz. Bugün de; 20 milyon vatandaşımızı ilgilendiren çok önemli bir adımı yerel yönetimlerimizle birlikte atıyoruz. Atacağımız imzalarla; 15 belediyemiz için, 5 Milyar 800 Milyon lira yatırım değerindeki 17 içme suyu, 18 atık su, 1 yağmursuyu ve 4 katı atık projesini, toplamda 40 projemizi başlatıyoruz. 2.5 milyon Suriyeli misafirimizin de içerisinde bulunduğu 20 milyon kardeşimize, vatandaşımıza hizmet sunacak projeleri başlatıyoruz. İnşallah tüm bu projelerimizi, işte belediye başkanlarımız burada, belediyelerimizle el ele vereceğiz ve 2 yıl içerisinde tamamlayacağız.

AB Mülteciler için Mali Yardım Fonu çerçevesinde; 2018 yılında ikinci 3 milyar avronun kullanılması kararı alındı. Bu kaynağın 380 milyon avroluk kısmı ise şu anda burada bulunan belediyelerimizin altyapı projeleri için ayrıldı. İşte bugün; Türkiye'deki mülteciler mali yardım programı kapsamında toplamda 555 milyon euro destekle; 15 yerel yönetimimiz için yaklaşık 5 milyar 800 milyon lira yatırım değerindeki 40 projeyi hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda; Dünya Bankası aracılığıyla Adana, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya ve Osmaniye'de yürütülecek 20 projeye toplam 275 milyon avro yani 2 milyar 900 milyon lira destek sağlayacağız. Ayrıca, Fransız Kalkınma Ajansı aracılığıyla da Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Mardin, Mersin ve Şanlıurfa'da yürütülecek 20 projeye 278 milyon avro yani yaklaşık 2 milyar 900 milyon lira destek vereceğiz. İnşallah bu fonla; Suriyeli kardeşlerimizi misafir eden yerel yönetimlerimizin sorunlarını azaltma çabamızı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Politika Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title