Erzurum: 1.dadaş Film Festivali
- Erzurum Tarihini Araştırma Derneği Başkanı Dr. Ali Kurt, 1.dadaş Film Festivali'nin Kapanış Gününde Düzenlenen Seminerde Yaptığı Konuşmada, Tarihi Belgelere Göre, Türkiye'de Sinemada İlk Sansürün Erzurum'da Uygulandığının Anlaşıldığını Söyledi.
- Erzurum Tarihini Araştırma Derneği Başkanı Dr. Ali Kurt, 1.Dadaş Film Festivali'nin kapanış gününde düzenlenen seminerde yaptığı konuşmada, tarihi belgelere göre, Türkiye'de sinemada ilk sansürün Erzurum'da uygulandığının anlaşıldığını söyledi.
İletişim Fakültesi salonunda düzenlenen seminerde konuşan Dr.Ali Kurt, popüler kültürün dinamik parçası olan sinemanın toplumların aydınlanmasındaki rolünün inkar edilemeyeceğini belirterek, son yıllarda bu sanat dalına yeniden dönüş olduğunu söyledi. Dr.Kurt "Daha iyi anlayabilmek için tarihini bilme çabalarında artış görülüyor. Sinemalar, sadece eğlence yeri olarak görülmemeli. Bilim, kültür, sanat ve yeniliklerin yayılması için önemli mecralardan biridir sinema. Havuzbaşı'nda halkevi, geçmişte önemli salonlardan biri. Cumhuriyet Caddesi'ne girerek ilerliyoruz. Sağda polisevi; binanın bodrumundaki, orduevi iken asker şahıslara ve yakınlarına açık olan sinema salonu şimdi başka görevler üstlenmiş. Arkasında Göl (sonra Zafer) sineması. İlerlediğimizde sağda Dadaş (yanan Saray'ın yerinde) sineması. Şimdi Site Dadaş iş merkezinin bulunduğu yerdeki Saray Sinemasını hayal meyal, ancak daha fazla yanışını hatırlıyoruz. Yangın gününün telaşı gözümüzün önüne geliyor. Site Dadaş'ın yıllar süren inşası. Burası seksen yıldır sinema olarak hizmet vermekte. Büyük sinema idi, 800 koltuk kapasitesiyle, tüm Ortadoğu'nun en büyük kışlık sineması, diye bilinirdi. Yakutiye parkında Doğu Sineması'na geldiğimizde, kalabalıkla karşılaşırdık. Sinemacı Refik önemliydi. Eski belediye binasının arkasına geldiğimizde Güneş sineması, Arı Sineması, Gürpınar sineması, Gazi sineması… En güzeli yazlık sinemalar, ama şehir soğuk ne yazık ki...Erzurum'da 2 sinema adı altında 5 salon var sadece. Koltuk sayıları toplam bin 100 civarında. Sinema, sadece sinema salonu demek değildir. Bir kültürdür. Geri kalmış yörelerin geliştirilmesi çabalarına eğlence gibi görünen katkıdır. Bir acı ilacın güzel renkli, hoş kokulu albenisi, yüksek kaplaması gibi…" diye konuştu.
Şehrin yaşlılarından Erzurum'da ilk sinemanın 1913 yılında bir Tiflisli tarafından açıldığını duyduğunu kaydeden Kurt , daha sonra şu bilgileri verdi: "Bunun kanıtını Dursunoğlu tarafından yazılan yazıda; "Balkan harbinin facialı neticesile Birinci Umumi Harbin uğursuz başlangıcı arasında ikimiz bir müessesede birleşmiştik. 'Albayrak' matbaasında ben idare memuru olmuştum, o mürettip. … Yemekleri bir arada yer, evlerimize birlikte döner, o zamanki Erzurum'un açılan ilk sinemasına haftada iki gece beraberce giderdik. Ziya Gökalp'in henüz başlayan Türkçülüğü ikimizin de can evine yerleşmişti. Dumanı burnunda milliyetçi idik. Yine bir gece sinemaya gitmiştik. 'Viyana muhasarası' gösteriliyordu. Filmde ya bilgisizlikten, yahut da kasitten gelme sakatlıklar ve hatta töhmetler vardı. Sinirlendik ve birbirimize dertleştik. Filmin men'ine o sırada çocuk kudretimizin yetmeyeceğine inandığımız, hissi millimizi tatmin yolunda bir şey de yapmak istediğimiz için protesto makamında sinema binasını terk etmeği ve meseleyi icab eden makamlara ulaştırmayı kararlaştırdık. Filmin gösterilmemesi emri vilayet makamından Ermeni sinemasının komiteci patronuna tebliğ edildiği zaman duyduğumuz şahsi ve milli gururun ölçüsünü hala tayin edemem." denilmektedir. Sinemada ilk sansürün Erzurum'da mı uygulandığı anlaşılıyor."
(İRT-İRT-Y)