Haberler

YÖK, Vakıf Üniversitelerine Yaklaşıyor

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Devlet Üniversiteleri Rektörlerinden Umduğunu Bulamayınca Vakıf Üniversiteleri Rektörleri ile İletişime Geçti.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, devlet üniversiteleri rektörlerinden umduğunu bulamayınca vakıf üniversiteleri rektörleri ile iletişime geçti.

Bunun ilk adamı da geçtiğimiz günlerde atıldı. Başkan ilk kez geldiği İstanbul’da Sabancı Üniversitesi’nde yapılan toplantıya katıldı. Bazı YÖK üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda 20 üniversitenin 18’nin rektörü ve 2’sinin de rektör yardımcısı ile görüştü. 

 

Toplantı basına kapalıydı. Konu, vakıf üniversitelerinin sorunları idi. Toplantı yaklaşık 5 saat sürdü. Finansman, kontenjan ve istihdam sorunları bol bol konuşuldu.

YÖK Başkanı önümüzdeki günlerde de bu üniversitelerin mütevelli heyeti başkanları ile biraraya gelecek. Yani, devlet üniversitelerinde bulamadığı sıcaklığı, vakıf üniversitelerinde arayacak. Rektörler yoluyla aldığı sıcak teması, bu şekilde sürdürecek.

Bütün bu görüşmeler olurken, geçtiğimiz günlerde Prof.Dr. Ömer Faruk Batırel ile de bir araya geldi. Batırel, 2004-2007 yılları arasında YÖK’te vakıf üniversiteleri komisyon başkanlığı yapan bir isim. 7 yıl da Marmara Üniversitesi Rektörlüğü yaptı. Vakıf üniversitelerinin mevzuatını, sorunlarını yakından takip eden ve çözüm arayan iyi bir isim.

Prof.Dr. Batırel, Türkiye’de bulunan 31 vakıf üniversitesinin kuruluş yasalarının henüz şekillenmediğini, ek yasalarla bugüne kadar gelindiğini, öncelikle yasalarının hazırlanması gerektiğini söylüyor. Üniversitelerarası kurulda sorunlar tartışılırken farklı mali ve idari özerkliği olan devlet ve vakıf üniversitelerinin ayrı ayrı ele alınması gerektiği düşüncesinde. Hatta, Batırel vakıf üniversitelerini temsil eden YÖK’e bağlı bir kurul olmasından yana.

Önümüzdeki günlerde YÖK, vakıf üniversitelerinin birçok isteğine olumlu cevap verecek gibi. Devlet üniversitelerinden görmediği sıcaklığı vakıf üniversitelerinden gören YÖK’ün bu ilgiyi karşılıksız bırakmayacağı düşüncesindeyim.

Maçka Akif Tuncel Lisesi’ne yine göz dikildi

Teşvikiye Caddesi’nde geçerken muhteşem binası ile herkesin dikkatini çeker Maçka Akif Tuncel Okulları. Böylesine değerli bir yerde, tarihi binası olması okulu bir türlü rahat ettirmez. Son yıllarda herkes bu okula gözünü dikti. Ele geçirmek için çok farklı yöntemlere başvuruluyor. Bir ara birileri otel yapmak istedi, mezunların direnişi ile karşı karşıya geldi. Bugünlerde yine birilerinin iştahını kabartmış olmalı ki, mezunlar yine ayakta. İşte, Maçka Akif Tuncel Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği’nin isyanı:

"Okulumuz Maçka Akif Tuncel Endüstriyel Okulları, 1945 yılından bu yana İstanbul Teşvikiye’deki tarihi binasında ülkemize teknik eleman yetiştiriyor. Bir çok mezunu ülkemiz adına bir çok başarıya imza attı. Bulunduğu konum ve öğrenci profili göz önüne alındığında toplumsal barış ve kültürel gelişime yaptığı katkı tahmin edileceğinden çok büyük. Göç alan ilimizde yoğun göç bölgelerinden gelen öğrencilere İstanbul merkezinde eğitim imkanı sunmuş ve bu nedenle birçok gencin hayatında önemli hedef değişiklikleri sağlamıştır.

Fakat son dönemde yeri itibarı ile farklı grupların hedef listesine alındı. Otel, müze, şirket merkezi olacağı gibi söylentiler yayıldı. Tüm tarihi binalar gibi okulumuz binasını da değerli kılan ruhudur. Okulumuz binasını alıp müze yapmak istemek bile garip bir yaklaşımdır. Bu durum Topkapı müzesinin içindeki değerli tarihi malzemeyi farklı bir binaya taşıyıp müze binasını otel yaparak daha fazla gelir elde etmeye çalışmaktan farksızdır. Binanın tarihi olması ve konumu başka bir amaçla kullanıldığında daha değerli olacağı anlamına gelmez.

Okulumuzun yetiştirdiği mezunlar ülkemize okulumuzun bina değerinin en az 500 katı fazla maddi ve manevi kazanımlar sağlamıştır ve sağlayacaktır. Bu göz önüne alınmadan ve bu tip merkezdeki tarihi binalarda eğitim yapan okulların ülkemize kattıkları göz önünde bulundurulmadan sadece para için el değiştirmesini yanlış buluyoruz.

Okulumuz binasının satılması, kiralanması ya da farklı amaç için kullanılması yerine geliştirilmesi, bakılması ve sahip çıkılması gerektiği inancındayız. Batı ülkelerinin övündükleri 400-500 yıllık lise binaları ya da okul binaları gibi çocuklarımız ve torunlarımızın bu tip değerlerle övünebilmelerini hedefliyoruz.

Bu nedenle bize göz diken grupları ve bakanlığımızı tüm öğrenci, mensup ve mezunlarımız adına bu tedirginliği ortadan kaldırmak üzere açıklamaya davet ediyoruz. Tüm kamuoyunu okulumuz ve okulumuz durumunda olan diğer okulların eğitim amacı dışında kullanılmaması yönünde desteğe davet ediyoruz."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Eğitim

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title