Okan Geçgel

Kayseri’nin kültür başkenti yürüyüşü: Bir şehir kendine ayna tutuyor

10.12.2025 12:18
Haber Detay Image

Kayseri, Anadolu'nun tam ortasında, yüzyıllardır ticaretin, üretimin ve girişimciliğin kalbi olarak anılan bir şehir. Ancak artık bu kadim kent yalnızca ekonomisiyle değil, kültür ve turizm vizyonuyla da Türkiye'nin en iddialı şehirlerinden biri hâline geliyor. Dün Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu'nda düzenlenen TÜRKSOY 2027 Türk Dünyası Kültür Başkenti bilgilendirme toplantısı, bu iddianın açık bir göstergesiydi. Toplantıya katılan Vali Gökmen Çiçek, belediye başkanları, rektörler, kamu kurumlarının temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve basın mensupları sadece bir program için bir araya gelmedi; Kayseri'nin geleceğine dair büyük bir kolektif iradenin fotoğrafını verdi. Bu iradenin merkezinde ise hiç kuşkusuz Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç'ın kararlı ve vizyoner duruşu vardı.

Dünkü toplantı, klasik bir proje tanıtım etkinliğinden çok daha fazlasıydı. Salondaki atmosfer, Kayseri'nin kendi tarihine, kendi gücüne ve kendi potansiyeline yeniden bakma çabasının sahnesi gibiydi. Başkan Büyükkılıç'ın konuşması da bu sahnenin ana eksenini oluşturdu. Özellikle "Tarihe sahip çıkıyor, tarihin zenginliğini geleceğe taşımaya özen gösteriyoruz. Biz güçlü bir adayız" cümlesi, toplantının belki de en dikkat çekici vurgusuydu. Bu cümlenin altını dolduran şey yalnızca bir kültürel hedef değil; Kayseri'nin kendisine olan inancının, özgüveninin ve iddiasının açık bir dışavurumuydu. Bir şehrin önce kendi hafızasına sahip çıkması, ardından da bu hafızayı dünyaya anlatma cesareti göstermesi gerekir. Kayseri tam da bunu yapıyor.

Kayseri'nin kadim hafızasına baktığımızda, bu iddianın boş bir slogan olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Kültepe Kaniş-Karum'da yazının Anadolu'da ilk kez kayıt altına alındığı bir toprak parçasından söz ediyoruz. Üstelik bu sadece başlangıç. Kapadokya Krallığı'nın başkentliğini yapmış, Selçuklu'dan Osmanlı'ya uzanan derin bir kültür silsilesini bağrında taşıyan bir şehir Kayseri. 7,7 milyon yıllık fosilleriyle yalnızca bir kültür kenti değil, aynı zamanda bir jeolojik hafıza merkezi. Bu şehirde tarih, yalnızca müzelerde sergilenen bir koleksiyon değil; günlük yaşamın içinde nefes alan, sokaklardan taşan bir gerçeklik. Başkan Büyükkılıç'ın "Kayseri adeta Anadolu'nun önsözü" derken tam olarak işaret ettiği şey de bu: Kayseri, Anadolu'nun tarihsel ve kültürel giriş kapılarından biri.

Elbette tarihle övünmek tek başına yeterli değil. Günümüz dünyasında, bir şehrin kendini var etmesi için modern bir vizyon ortaya koyması gerekiyor. Kayseri'nin bugün geldiği noktaya baktığımızda, bu vizyonun adım adım inşa edildiğini görmek mümkün. Erciyes Kayak Merkezi'nin bir dağdan uluslararası bir kış sporları destinasyonuna dönüşmesi kolay bir başarı değildir. Yıllar süren planlama, yatırım, altyapı çalışmaları ve uluslararası işbirlikleri gerektirir. Bugün Erciyes, yalnızca kayak için değil, dört mevsime yayılan spor ve turizm faaliyetleriyle şehrin vitrinine dönüşmüş durumda. Müzecilik ve restorasyon alanında yapılan hamleler de aynı şekilde Kayseri'nin kültürel mirasına gösterdiği saygının somut bir karşılığıdır. Kayseri'de yürütülen restorasyon projelerinin birçoğu, geçmişi geleceğe taşıyan en kıymetli örnekler arasında gösteriliyor.

Kentin geleceğini planlayan Turizm Master Planı ise belki de bu sürecin en stratejik adımı. Turizm artık tesadüflere bırakılabilecek bir alan değil; bilimsel, veri odaklı, sürdürülebilir bir yönetim gerektiriyor. Kayseri bu konuda diğer birçok şehrin önüne geçmiş durumda. Gastronomi alanında yapılan çalışmalar da Kayseri mutfağının yalnızca mantı, pastırma ve sucuktan ibaret olmadığını; aslında çok geniş bir kültürel zenginliği barındırdığını gözler önüne seriyor. Bu zenginlik, kültür başkentliği sürecinde şehrin en güçlü vitrinlerinden biri olacak gibi duruyor.

Dünkü toplantının önemli yanlarından biri de Kayseri'nin kurumları arasında oluşan uyum ve dayanışma tablosuydu. Türkiye'de kurumların ortak bir amaç doğrultusunda aynı masaya oturması her zaman kolay olmaz. Ancak Vali Gökmen Çiçek'in açık desteği, belediye başkanlarının sürece dahil olması, üniversitelerin, kaymakamlıkların, STK'ların ve yerel basının aynı çatı altında buluşması, Kayseri adına oldukça kıymetli bir birlik fotoğrafı ortaya çıkardı. Vali Çiçek'in "Fedakârca bu konuyu gündeme getiren, mücadele veren büyükşehir belediye başkanını alkışlıyorum" sözleri, bu birlikteliğin altını güçlendiren önemli bir mesaj olarak dikkat çekti. Bir şehrin büyük hedeflere yürüyebilmesi için sadece projeler değil, aynı zamanda güçlü bir işbirliği ruhu gerekir. Kayseri bu ruhu göstermiş durumda.

Ancak bu süreç sadece bir başvuru dosyasıyla sınırlı değil. Tam tersine, Kayseri'nin önümüzdeki dönemde büyük bir seferberlik yaşayacağı anlaşılıyor. Sanat sergileri, kültürel şölenler, konserler, akademik paneller, spor festivalleri, kış spor etkinlikleri, uluslararası toplantılar, Dede Korkut ve Nasrettin Hoca temalı çalışmalar, gastronomi buluşmaları… Şehrin dört bir yanında, yıl boyunca sürecek etkinliklerle Kayseri'nin kültürel hafızası yalnızca yerel halka değil, Türk dünyasına ve uluslararası kamuoyuna anlatılacak. Bu yaklaşım, kültür başkentliği unvanını yalnızca bir tabela olmaktan çıkarıp, şehre yayılan bir enerjiye dönüştürebilir.

Elbette bu süreçte en kritik soru şu: Kayseri hazır mı? Hazır olmak yalnızca fiziki mekânlarla, etkinlik programlarıyla ölçülmez. Hazır olmak, bir şehrin kendi hikâyesine sahip çıkmasıyla, kendi insanının bu sürece inanmasıyla ölçülür. Kayseri'de dün gördüğümüz tabloya bakılırsa, bu inanç giderek güçleniyor. #2027kulturbaskentikayseri etiketi, sosyal medyada bir kampanyadan çok daha fazlasını temsil ediyor; bir farkındalığı, bir aidiyet duygusunu ve bir kolektif yürüyüşü simgeliyor.

Sonuç olarak, Kayseri'nin TÜRKSOY 2027 Türk Dünyası Kültür Başkenti adaylığı sıradan bir başvuru değil; bir şehrin kendisine ayna tuttuğu, geçmişini yeniden gördüğü, geleceğini yeniden yazmaya niyet ettiği bir yolculuktur. Bu yolculukta Kayseri'nin yalnızca güçlü bir aday olduğunu söylemek yetmez; Kayseri zaten bu unvanı hak ettiği bir kültürel derinliğe ve modern vizyona sahip. Büyükkılıç'ın sözleriyle bitirelim: "Biz güçlü bir adayız." Evet, Kayseri hem geçmişiyle hem vizyonuyla hem de birlik ruhuyla güçlü bir aday. Belki de 2027, bu güçlü adaylığın tarih sahnesine yeni bir imza attığı yıl olacak. Kayseri buna hazır; soru artık Türkiye ve Türk dünyasının buna hazır olup olmadığıdır.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Tüm Yazıları

title