Haberler

Tosya'da Üzüm Bağbozumu Tarla Günü Etkinliği Yapıldı

Güncelleme:

Vali Erdoğan Bektaş,i Tosya'da üzüme balın düştüğü gün olarak kabul edilen Bağbozumu Tarla Günü açılışını gerçekleştirdi.

Valimiz Sayın Erdoğan Bektaş Tosya' da bulunan üzüm bağlarını gezerek yetkililerden bilgi aldı.

Tosya Çiftler Köyü Bağbozumu Tarla Günü Programına Valimiz Sayın Erdoğan Bektaş, Tosya Kaymakamı Mehmet Türköz, Tosya Belediye Başkanı Kazım Şahin, Tosya Ak Parti İlçe Başkanı Naci Küçükmorkoç, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Osman Yaman ve halk katıldı.

Valimiz Sayın Erdoğan Bektaş konuşmasında; "Sevgili köylülerimiz, Kastamonu'dan ve çevre köylerden gelen misafirlerimiz, Doğrusu Kastamonu'da Bağ Bozumu çok tanıdık bir kavram değil. Bu köyümüzde gerek yaprağı ile, gerek meyvesiyle üzümcülüğün ağır bastığı köyümüzde bir bağ bozumu töreninde beraber olmaktan mutluluğu ifade ediyor, hepinize tekrar hoş geldiniz diyorum.

Yeni Dünya'da yaşıyoruz. Bu Dünya'nın gerçekleri var, muhtarımız şöyle diyor , "Biz bu köyde doğduk, büyüdük ama yaşayamadık, dışarı gittik gurbetçi olduk ve emekli olduk tekrar bu köye geri döndük. Daha başka arkadaşlarımızda dönecekler. Biz bağlarımızı bıraktığımız yerden ele aldık ayağa kaldırmaya çalışıyoruz.. Şehirde mi yaşayacağız, köyde mi yaşayacağız, bağcılık mı yapacağız, memurluk mu yapacağız, işçilik mi yapacağız, sanayicilik mi yapacağız

Zaman çok hızlı geçiyor ve çok hızlı değişiklikler yaşıyoruz. 300 nüfuslu bir köy, bu köyde okulumuzu açık tutamıyoruz, niye? yeteri kadar çocuğumuz yok. Bağcılık yapalım diyoruz devletin desteği olmayınca onu da başaramıyoruz. Devletin desteği olsa başarabilecek miyiz onu da bilemiyoruz. Çünkü yeni dünya'da markalar, pazarlar, toplu üretim, toplu yaşama ve toplu tüketim, sanayileşme, süpermarketler var.

Çoğumuz şehirlerde yaşıyoruz, gerçeği bu mevsimde biraz buralardayız ama, hayatımızın çoğunu şehirlerde geçiriyoruz ve süpermarketlerden alışveriş yapıyoruz. Alışveriş yaparken aldığımız ürünlerin markasına bakıyoruz. Tanımadığımız bilmediğimiz markaları almıyoruz. Dolayısıyla bize markasını tanıtabilenlerin ürünleri satılıyor. Biz burada ne yapıyoruz? Bağcılık yapacağız, yani üzüm üreteceğiz. Bu üzümü satabilirsek, para kazanabilirsek köyde yaşayabiliriz, belki çocuklarımızda yaşar, belki okulu geri açarız. Bunun için yetiştirdiğimiz üzümünde markalaşması marketlere girmesi lazım. Tosya pazarına gidiyoruz önce, biraz fazla olunca üzüm bakıyoruz bu pazarda bu bitmeyecek Ilgaz'a gidelim, Çankırı'ya gidelim, Kastamonu'ya gidelim komşu pazarlarda bu üzümü satmağa çalışıyoruz. Çevrede de fazla üzüm bağı olmayınca şimdilik idare ediyoruz. Kim idare ediyor? Köyde yaşayan bir kaç emekli arkadaşımız. Eğer o emekli maaşı olmasa ne yapacağız, bunu da bilmiyoruz. "

Evet bunları niçin söylüyorum, yaptığımız işi iyice ölçüp biçmemiz gerekiyor arkadaşlar. Ben İsviçre'de Bağlar gördüm, 50 km, 100 km gidiyorsunuz, bağların arasında ne bir çöp, ne bir yabani bitki görebiliyorsunuz, nede bağ alanlarının sonunu görebiliyorsunuz. Bizde bağcılık yapıyoruz, ne yapıyoruz? Bir dönüm, üç dönüm, beş dönüm bilemiyorum 10 dönüm bağı olan sayılıdır, olsa bile onun işçiliğinin hakkından gelemeyiz. Yani eninin boyunun arkasını iyice hesap ederek iş yapmazsak olmuyor.

Sürdürürlük diye bir şey var. Sürdürülemez hale geliyor. Sanayi işini en iyi Tosyalılar bilir. Organize Sanayide kapı üretiyorlar. Az paralarla sürdürebiliyorlar ama Türkiye'nin %30'una kapı satıyorlar. Biz bu işi bağcılıkta da yapabilirsek emek vermeye, destek vermeye değer. Özellikle Tosya bölgesi, Hanönü bölgesi güneşi Kastamonu'dan daha çok olan yörelerimizde bağcılığın bir imkanı, bir potansiyeli var. Ama ufacık arazilerle, ufacık imkanlarla o emeklilerimizin gücüyle bu işi başarmak biraz zor. Buraları büyütmek zorundayız, genç iş gücünü ve makine iş gücünü de devreye almak zorundayız. Bir daha düşünerek, bir daha ölçerek, bir daha biçerek ve hesap edilerek göz önüne almamız lazım. Tosya pirinci değince insanlar alayım diyor. Çünkü Tosya pirinci kalitesini, özgünlüğünü ispatlamış. Bu işi Bağcılıkta da yapabilirsek, ne ala hep beraber bu yükün altına girelim ve bu işi sırtlayalım. Fakat geleceğin kavramlarıyla düşünmeye, çalışmaya alışmalıyız. Yoksa bocalar dururuz, sonuç alamayız, sonuç almamız lazım.

Mesela bu köyün 15 bin dönüm 1500 Hektar arazisi var diyelim 100 dönüm bir bağı olsa bir ailenin her türlü masrafını karşılar mı? Çocukları okutur mu? Faturaları ödedir mi? İnternet faturalarını ödetir mi? Muhtarın zamanında bu faturalar yoktu, kaldı ki elektrik faturası da yoktu, Ama artık bu faturaların hepsi var. O zaman 15 bin dönüm 100'er dönüme böldüğümüzde 1500 tane çiftlik kurulur burada, 100 dönümlük bağ çiftliği. Her çiftlikte 4 tane sigortalı insan çalışır. Arkadaşlar işte yeni dünya bu. Buralarda satamazsınız, komşuda satamazsınız mecburen marketlere girmeniz lazım. Buralarda kafa yorarak yardımlaşalım ve bizde elimizden geleni yapalım arkadaşlar. Ben bu güzel misafir misafirperverliğiniz için, bu güzel ortam için hepinize çok çok teşekkür ediyorum, bol kazançlı bereketli faaliyetler ve çalışmalar diliyorum" dedi

Tosya Kaymakamı Mehmet Türköz konuşmasında;

"Bağbozumunda en önemli etken yardımlaşma dayanışma, komşuluk hakkı, sevgi, saygı, hoşgörü ve eğlenceyle bu coşkuyu inşallah Tosya'mıza Çifter köyü ve diğer köylerde başlamaya çalışırız. Bu yıl ilk adımını attık umarız ileriki yıllarda da diğer köylerimizde de bu işe başlarız. Biz bu tür etkinlikleri halkın hizmeti, hizmetin halkla buluşturan etkinlikler olarak görüyoruz. Ben bu Tosya'da ki bu kamu hizmetlerine katkı sağlayan Sayın Valimiz Erdoğan Bektaş'a , bütün kamu kurumu yöneticileri arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum bu Bağbozumu etkinliğimizin de Tosya'mıza hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Erdoğan Bektaş Kazım Şahin Kastamonu Tosya Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title