Mersin Üniversitesi'nde "Müze ve Sanat" Konulu Konferans
Berlin İslam Sanat Müzesi Müdürü Prof. Dr. Claus-peter Haase, Berlin İslam Sanat Müzesi'nin İslam Sanatıyla İlgili Dünya Çapında En Eski Müze Olduğunu ve Müzenin Kuruluşunun 100 Yıl Geriye Dayandığını Söyledi.
Berlin İslam Sanat Müzesi Müdürü Prof. Dr. Claus-Peter Haase, Berlin İslam Sanat Müzesi'nin İslam sanatıyla ilgili dünya çapında en eski müze olduğunu ve müzenin kuruluşunun 100 yıl geriye dayandığını söyledi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından "Barışı Kadınlar Yapar" sloganıyla düzenlenen 2. ABA ve Kleopatra Uluslararası Kadın Sanatçılar Sempozyumu devam ediyor. Sempozyum kapsamında Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi A Salonu'nda "Müze ve Sanat" konulu bir konferans gerçekleştirildi.
Konferansa MEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Berika İpekbayrak, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Konferans, Berlin İslam Sanat Müzesi Müdürü Prof. Dr. Claus-Peter Haase tarafından verildi. Prof. Dr. Haase, Berlin İslam Sanat Müzesi'nin İslam sanatıyla ilgili dünya çapında en eski müze olduğunu ve müzenin kuruluşunun 100 yıl geriye dayandığını söyledi.
Müzenin kuruluşunu sağlayan kişinin İslam sanatını, Avrupa sanatı ile eşdeğer tanıdığını ifade eden Prof. Dr. Haase, günümüzde ne Avrupa'da ne de Avrupa dışında bu anlayışın çok fazla karşılık gördüğünü belirtti.
Haase, Berlin İslam Sanat Müzesi'nin sanat-tanrı ilişkisini ve İslam sanatının ipuçlarını verdiğini ifade ederek, "3 bölümden oluşan müzenin ilk bölümü, Bergama'nın eserinin de bulunduğu bölümdür. İkinci bölümde şark sanatı, üçüncü bölüm ise İslam sanatı ile ilgili bölümdür. İslam sanatının tarihi, 1300-1400 yıl öncesine dayanıyor. Mısır, eski Akdeniz ve şark kültürünü içeriyor" dedi.
Konuşmasını fotoğraflar eşliğinde sürdüren Prof. Dr. Haase, müzenin ilk ve en büyük eserinin 2. Abdülhamit'in vermiş olduğu bir hediyenin oluşturduğunu ve bu hediyenin binanın bir cephesini oluşturduğunu kaydetti. Müzedeki bir eserin Irak'ın Samara kentinde yapılan bir kazıdan çıkarıldığını söyleyen Haase, bu kazıyla birlikte İslam sanatında salt soyut sanatıyla tanışıldığını belirtti.
Bu döneme ait olan eserlerde, bitki ve yaprak şekillerinin somut olarak görülmediğine işaret eden Haase, "Organik bir bağ var ama önceki döneme kıyasla şekiller belirgin olarak görünmüyor. Eserlerde daha çok çizgiler ve noktalar ön plandadır. Çizgi ve noktalarla birlikte alanların oluşturulması söz konusudur. Bu eserlerin arkasında derin düşünsel yorumlar yatıyor" diye konuştu.
(ÖT-MT-Y)
25.04.2007 17:20 TSİ