Türkolog Prof. Dr. Şinasi Tekin, vefatının 21. yılında Eyüpsultan'da anıldı

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Ömrünü Türkoloji araştırmalarına ve çalışmalarına adayan ilim adamı ve Türkolog, Prof. Dr. Şinasi Tekin, vefatının 21. yıldönümünde Eyüpsultan'da rahmetle yad edildi.

Ömrünü Türkoloji araştırmalarına ve çalışmalarına adayan ilim adamı ve Türkolog, Prof. Dr. Şinasi Tekin, vefatının 21. yıldönümünde Eyüpsultan'da rahmetle yad edildi.

Fikirleri ve eserleriyle Türk dili ve edebiyatına önemli katkılarda bulunan Tekin'in Edirnekapı Mezarlığı'ndaki kabrine "Eyüpsultan'ın Ebedi Sakinleri" kapsamında sevenleri tarafından ziyarette bulunuldu, burada dualar edildi ve Kur'an-ı Kerim okundu.

Ziyaretin ardından Eyüpsultan'daki Yeni Dünya Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen söyleşiyi, gazeteci yazar Mehmet Nuri Yardım yönetti.

Yardım, ömrünü Türkoloji'ye Türk edebiyatına adamış, binlerce gence Osmanlı Türkçesini öğretmiş olan Şinasi Tekin'in 2004 yılında vefat ettiğini aradan geçen 21 yıla rağmen unutulmamış olmasının önemli olduğunu kaydetti.

"Dergisinde Özbekçe, Kazakça makaleler yayınladı"

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Türk Dili Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin, Şinasi Tekin'in akademik hayatına, kaleme aldığı makaleler ile eserlerine ilişkin bilgiler vererek yaptığı hizmetleri ve çalışmalarını anlattı.

Şinasi Tekin ile 1980'de Süleymaniye Kütüphanesinde tanıştığını belirten Kaçalin, "Daha önce eserlerini almıştım ve tanışmak istiyordum. Bilahare Kültür Bakanlığı'nın Ankara'daki bir toplantısında da fotoğrafımız oldu." dedi.

Tekin'in kendi alanında yaptığı çalışmaların önemini vurgulayan Kaçalin, "Batılılar, Doğu dillerini veya Türkçeyi esas bir dil görmüyorlar. 'İngilizce, Fransızca, Almanca olacak, Rusça da olabilir' diyorlar. Şinasi hoca Amerika'da çıkardığı dergisinde Özbekçe, Kazakça makaleler yayınladı. Bu çok mühimdi, büyük bir kırılmaydı." değerlendirmesini yaptı.

Batılı düşüncenin Türkçeyi Türkiye dışına taşımak ve milliyetçilik duygusuyla farklı gruplar oluşturmak için çalıştıklarını ifade eden Kaçalin, "Bu düşünce, Anadolu'yu seven, Anadolu'yu yurt tutanları da Orta Asya'ya göçe zorluyor. Şinasi hocanın çalışma mantığı bu değildi. 'Türkiye'de bunları bilen az, hep yabancılar biliyor. Biz de bilelim. Biz niye bilmiyoruz? Bizden birisi de bilsin diye' diyordu, hocanın bakışı buydu. Diğerlerini unutturalım, onun yerine bunu ikame edelim değil, bu eksiğimizi tamamlayalım gözlüğüyle bakıyordu." şeklinde konuştu.

"Türkiye'de olmayan bir çalışma alanını ülkemize taşıdı"

Prof. Dr. Fuat Sezgin'in Carl Brockelmann'ın Arap Edebiyatı tarihini tekrar yeniden ele alma düşüncesiyle çalışmalarını yürüttüğünü hatırlatan Kaçalin, "Şinasi Tekin hocanın, Fuat Sezgin'e benzerliği Türkiye'de olmayan bir çalışma alanını ülkemize taşımasıydı." görüşünü paylaştı.

Brockelmann'in gelenek bakımından Katip Çelebi'nin devamı olmak gibi bir iş üstlendiğine işaret eden Kaçalin, Fuat Sezgin'in de Suriye, Hindistan, Mısır ve Türkiye kütüphanelerinde önemli çalışmalar yaptığını, Şinasi Tekin'in de Türkoloji alanında önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini anlattı.

Prof. Dr. Kaçalin, "Türkoloji alanında yurt dışına açılacağınız zaman, kendisine itimat edeceğini, ikinci sınıf veya haince bir bilgi sunmaz diyeceğiniz bir müellif yoktu. Şinasi Tekin işte buydu. Başkalarının kanaatle veya kasıtla söyledikleri bazı şeyleri eledi. Doğruysa aktardı ama doğru değilse düzeltti veyahut istikamet başka yerlere kayıyorduysa, istikametini çizgisinde tuttu. Ekmeğini yediği millete hizmet eden bir davranış sergiledi. Bu bakımdan tek kalemdi." diye konuştu.

Şinasi Tekin hakkında

Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Karagözköyü'nde 28 Eylül 1933'te dünyaya gelen Şinasi Tekin, 1950'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde başladığı öğrenimini, beşinci dönemden itibaren Almanya'da sürdürdü.

Münster ve Hamburg üniversitelerinde eğitim gören Tekin, Franz Taeschner ve Annemarie von Gabain gibi Türkologlar'ın öğrencisi oldu. Mainz İlimler Akademisi'ndeki Uygurca yazmaların kataloglanması çalışmalarına katılan ünlü Türkolog, doktorasını Gabain'in yanında Eski Uygur Türkçesi üzerine yaptıktan sonra Türkiye'ye döndü.

Bir süre Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde çalışan, ardından Mehmet Kaplan ile gittiği yeni açılan Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi'nde asistan olarak görevlendirildi.

Doçentliğini 1961, profesörlüğünü 1964'te alan Tekin, aldığı davet üzerine 1965'ten itibaren görev aldığı Harvard Üniversitesi Yakındoğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü'nde, ders verme ve bilimsel araştırma faaliyetlerinin yanı sıra Sources of Oriental Languages and Literatures serisini yayımlamaya başladı.

Uzun süre mesai arkadaşlığı yaptığı Gönül Alpay ile 1976'da evlenen Tekin, 1977'de Journal of Turkish Studies/Türklük Bilgisi Araştırmaları (TUBA) dergisini önce Fahir İz, daha sonra da Gönül Alpay'ın katkılarıyla çıkardı.

Otuz yıla yakın bir süre Tekin'in editörlüğünde yayımlanan dergide yüzlerce makale, kitap tanıtımı ve eleştiri Türkçe olarak yayınlandı. Bu dergi ve yayım serisi aracılığıyla Türkçeyi Batı dünyasında Türkoloji'nin yayın dillerinden biri haline getirmeyi başaran Tekin'in makaleleri Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, Atatürk Üniversitesi Yıllığı, Türk Kültürü, Türk Yurdu ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi'nde de yayınlandı.

Koç Üniversitesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle Harvard Üniversitesi'nde bir Osmanlıca yaz okulu açtı. Bu program gereğince 1997'den itibaren her yıl Ayvalık'ın Cunda adasında lisans üstü öğrencilerine Osmanlıca ve Türk kültürü dersleri verdi.

Eski Türkçe ve Uygur dönemiyle ilgili metinler, tıpkıbasımlar yayımlayan, makalelerinde bu dönemin Türk dili ve kültürü üzerinde duran Prof. Dr. Şinasi Tekin, 16 Eylül 2004'te vefat ederek İstanbul Edirnekapı Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Kaynak: AA / Ahmet Esad Şani - Güncel