Haberler

"Kendi Kültürünüzü Anlamak İçin Osmanlıca Öğrenin"

Güncelleme:

Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde konuşan kültür tarihçisi Dursun Gürlek, "Gençleri kendi kültürümüzü araştırmaları için Osmanlıca öğrenmeye davet ediyorum." dedi.

Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde konuşan kültür tarihçisi Dursun Gürlek, "Gençleri kendi kültürümüzü araştırmaları için Osmanlıca öğrenmeye davet ediyorum" dedi.

Türkiye Diyanet Vakfı'nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.'nin katkılarıyla gerçekleşen 32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı'nda günlük toplantılar devam ediyor. 14 Temmuz Pazar günü fuar ziyaretçi akınına uğrarken yazarlar da okuyucuları ile buluştu kitaplarını imzaladı. Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)'in katkılarıyla gerçekleşen Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde ise bir sohbet üstadı olarak da tanınan kültür tarihçisi Dursun Gürlek konuşmacıydı.

Kalabalık bir dinleyici grubuna seslenen Dursun Gürlek, " İstanbul'un merkezi" dediği Beyazıt semtinden başlayarak şehrin sırlarını, sır olmuşlarını, efsane isimlerini, eserlerini ve hikayelerini anlattığı bir saatlik unutulmaz bir yolculuğa çıkarttı. Bu sohbetlerin Bayezid-i Veli'nin huzurunda yapıldığını hatırlatan Gürlek, sohbetinin önemli bir kısmını da İkinci Bayezid'a ayırdı. Takdim konuşmasını Fuar Basın Danışmanı ve ESKADER Yönetim Kurulu Üyesi Elif Sönmezışık'ın yaptığı sohbette Osmanlı medeniyetini yaşatan şahsiyetlere ve eserlerine de sık sık yer veren Dursun Gürlek, eski Ramazanlarda yapılan Huzur Sohbetleri hakkında bilgiler ve nükteler aktardı.

"İSTANBUL'UN ORTASI BAYEZİD"

Konuşmasına Bayezid-i Veli'nin huzurunda olmaktan çok memnun olduğunu söyleyerek başlayan Dursun Gürlek, " İstanbul'a geleli kırk sene oldu. Kırk yıldır Bayezid-i Veli'yi ziyaret ederim. İstanbul'un en önemli semti ve ortasıdır Bayezid ve buranın velisi, delisi, kedisi hiçbir zaman eksik olmaz." dedi.

Beyazıt Meydanı'nın çok önemli ve bilhassa Ramazan'da daha güzelleştiğini anlatan Gürlek, Konstantiniye döneminde Forum Taori (Boğa Meydanı) adıyla anıldığını ve işkence mekanı olarak kullanıldığını belirterek insanların zalimliğini anlatan etkili bir misal olduğunu dile getirdi. Gürlek, İstanbul'un fetihten sonra ise Mekke gibi, Medine gibi, Kudüs gibi mukaddes bir şehir olduğunu kaydetti.

Beyazıt meydanına ismini veren Sultan İkinci Beyezid'den de bahseden Gürlek, şunları söyledi:

"Otuz altı Osmanlı padişahı içinde 'Veli' diye anılan tek padişah. Adını yanlış telaffuz etmeyelim. 'Beyazıt' demeyelim. Çünkü mana farkı var. 'Neden Endülüs-Emevi Devleti yıkılırken Osmanlı onlara müdahale etmemiş, onları o sıkıntıdan kurtarmamış?' diye soranlar oluyor. Bu padişaha Cenab-ı Hak ona çetin bir imtihan verdi. Öz kardeşi Cem Sultan gailesi ile çok meşgul olduğu ve coğrafya itibariyle aradaki mesafe çok uzun olduğu için Osmanlı Endülüs'e pek yardım edemedi. Ama Kemal Reis komutasında gönderilen Osmanlı donanması, Hıristiyan kuvvetlerine epey zarar verdi. İstanbul şehrini alan Fatih ise şehri ihya ve imar eden İkinci Bayezid'dir. Çünkü Fatih'in ömrü kısaydı ve şehrin imarı ve inşasıyla ilgilenmeye vakit bulamadı. Bayezid-i Veli'nin ömrü uzundur ve zamanında savaşlar az olduğu ve sulh padişahı olduğu için bütün himmetini İstanbul'un imarına, inşasına ve iskanına verdi. Maalesef tarihlerimizde Bayezid-i Veli hakkında yalan yanlış şeyler söyleniyor. Bilhassa Ziya Nur Bey'in tarihini okursanız bu padişahı bir nebze anlamış olursunuz. Türbesini ziyaret etmediyseniz, ediniz; orada tek başına yatar. Zira üç Osmanlı padişahı türbesinde tek yatar. Fatih Sultan Mehmed, oğlu Bayezid-i Veli, onun oğlu Yavuz Sultan Selim. Bu padişahlar çok sırlı insanlar."

OSMANLICAYA DAVET

"Televizyonlarımızda, belediyelerde kültür müesseselerinde çok güzel Osmanlıca dersler veriliyor, sohbetler yapılıyor. Türk milleti sözlü kültürden, sohbetten hoşlanır, şifahi bir millettir. İyi bir konuşmayı gözünü kırpmadan iki saat dinleyebilir." diyen Dursun Gürlek, Osmanlıca bilmemenin büyük eksiklik olduğunun da altını çizdi. Gençleri kendi kültürümüzü araştırmaları için Osmanlıca öğrenmeye davet eden Gürlek, "Şu kütüphanelerdeki kitapları, hazineleri Osmanlıca bilmeden okumak mümkün değil. Bayezid Devlet Kütüphanesi'ni görüyorsunuz. İstanbul'un ilk resmi kütüphanesi. İkinci Abdülhamid döneminde padişah bizzat kendisi açtı. On binlerce matbu ve yazma eser var içinde. Acaba kaçta kaçımız onları merak ediyor" ifadelerini kullandı. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Dursun Gürlek Cem Sultan İstanbul Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title