TRT'den CHP'li Bulut'a 1 TL'lik Manevi Tazminat Davası... Bulut: TRT'nin İtibarını Düşürenler, TRT'yi Sarayın Borazanı Yapanlardır
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, TRT yönetiminin kendisine 1 TL'lik manevi tazminat davası açmasına tepki gösterdi. Bulut, bu durumun eleştiriye kapalı bir yaklaşımı yansıttığını ifade etti ve TRT'nin kamu yayıncısı olması gereği tarafsızlık ve eleştiriye açık olmasının önemini vurguladı.
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki eleştirileri nedeniyle TRT yönetiminin 1 TL'lik manevi tazminat davası açtığını belirterek, "Bu dava ne TRT'nin itibarını kurtarır ne de gerçeği örter. Aksine, eleştiriden bu kadar rahatsız olunması, söylenenlerin ne kadar yerinde olduğunun bir başka kanıtıdır. TRT'nin itibarını düşürenler, TRT'yi sarayın borazanı yapanlardır" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada; TRT yönetiminin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda TRT'ye yönelik eleştirilerinden dolayı kurumu "küçük düşürdüğü, aşağıladığı ve olumsuz algı oluşturmasını sağladığı" gerekçesiyle 1 TL'lik manevi tazminat davası açtığını açıkladı.
Davaya tepki gösteren Bulut, şunları kaydetti:
"TRT incinmiş… Saray'ın borazanlığını yapan TRT yönetimi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yönelttiğim eleştirilerden dolayı 'kurumu küçük düşürdüğüm, aşağıladığım ve olumsuz algı oluşmasını sağladığım' gerekçesiyle bana 1 TL'lik manevi tazminat davası açmış. Ne demişim? 'TRT, Atatürk'ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım'da eğlence programı yayınlayarak saygısızlığın ötesinde ahlaksızlık yapıyor. Ölen Suudi Kralı olsaydı Halk TV veya Sözcü TV böyle bir eğlence programı yapsaydı acaba RTÜK ne yapardı?' Bu sözlerin neresinde hakaret var? Neresinde aşağılama var? Burada yapılan, kamu kaynaklarıyla yayın yapan bir devlet kurumunun, Cumhuriyetin kurucusuna karşı takındığı tavrı sorgulamaktır.
TRT, herhangi bir özel kanal değildir; 86 milyonun vergileriyle ayakta duran, Anayasa ve yasalar gereği tarafsız olması gereken bir kamu yayıncısıdır. Kamu yayıncısı olmanın doğal sonucu da eleştiriye açık olmaktır. 10 Kasım, bu ülkenin ortak hafızasıdır. Milyonlarca insanın saygı duruşunda bulunduğu bir günde eğlence programı yayınlamak, tercihtir; bu tercihi eleştirmek ise benim en doğal hakkımdır. Asıl sorgulanması gereken, bu eleştiriyi dile getirenlerin değil, bu tercihi normalleştirmeye çalışanların tavrıdır. Üstelik RTÜK'ün muhalif kanallara karşı sergilediği çifte standart herkesin malumudur. Aynı durum muhalif bir kanal için söz konusu olsaydı, bugün tartıştığımız şey 1 TL'lik bir dava değil, ekran karartma ve ağır cezalar olurdu.
Ben de tam olarak bu ikiyüzlülüğü ve adaletsizliği işaret ettim. Kısacası, bu dava ne TRT'nin itibarını kurtarır ne de gerçeği örter. Aksine, eleştiriden bu kadar rahatsız olunması, söylenenlerin ne kadar yerinde olduğunun bir başka kanıtıdır. Benim görevim susmak değil, konuşmaktır; sorgulamaktır; halk adına hesap sormaktır. TRT'nin itibarını düşürenler, TRT'yi Saray'ın borazanı yapanlardır..."







