Haberler

    Aşk 101 nasıl bir dizi oldu? Ünlü oyuncular merak edilenleri anlattı

    Netflix'in ilk Türkiye gençlik dizisi Aşk 101, bugün izleyici karşısına çıktı. 90'ların sonunda geçen ve okula devam edebilmek için en sevdikleri öğretmenlerini okulda tutmak üzere plan yapan 17 yaşında bir grup asi gencin hikayesini konu alan dizide başrolleri paylaşan Kubilay Aka, Selahattin Paşalı ve Mert Yazıcıoğlu, BirGün'den Işıl Çalışkan'a konuştu

    İŞTE GENÇ YILDIZLARIN AÇIKLAMALARI...

    -En baştan başlayalım. Aşk 101'le yollarınız nasıl kesişti?

    Kubilay Aka : Çukur devam ediyordu yanlış hatırlamıyorsam. Nisan veya mayıs aylarıydı. İlk duyduğum an çok eğleneceğimizi anlamıştım.

    Selahattin Paşalı: Bütün oyuncular gibi audition aracılığıyla kesişti. Yönetmen seçmelerinden de geçince kendimi işin içinde buldum ve süreç başlamış oldu.

    Mert Yazıcıoğlu: Aşk 101' senaryosunu ilk okuduğumda çok beğendim ve işe bir şeyler katabileceğimi düşündüm. İşin içinde olmak istedim. Sağ olsun sevgili yönetmenimiz Ahmet Katıksız da deneme çekimlerimi izleyip benimle aynı fikirde olduğunu söyleyince çalışmalarımıza başladık.



    SORGULAYICI DERİNLİĞİ HOŞUMA GİTTİ

    -Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz? Cazip yanı ne oldu sizin için?

    Kubilay Aka: Birçok gençlik işi yapıldı hemen hemen hepsi de çok başarılıydı. Ben bizim sadece genç izleyicilerimiz olacağını düşünmüyorum. Herkese bir şeyler anımsatacak, anımsattığı her şeyde de bir ortak dert paylaşmış olacağız. Herkes kendinden bir parça bulacak. Diğerlerinden farkı 90'lar rüzgarıyla birlikte izleyiciyle çok şey paylaşacak olmamız. Bana da bu yüzden çok cazip geldi. İnsanlara bazı duygular yaşatabilmek, kendini sorgulatabilmek harika bir his.

    Selahattin Paşalı: En cazip yanı, dizinin dünyanın en büyük dijital platformu için çekilecek olmasıydı. Senaryoyu okuduğumda hikayenin alt metninde 'size dayatılanı kabul edecek, sisteme uyacak mısınız yoksa her şeye rağmen kendiniz mi olacaksınız' gibi sorgulayıcı bir derinliği olması hoşuma gitti. Bir de düşünüldüğüm karakterin oynanması keyifli ve malzemeli olması da ayrıca cazip kıldı.



    -Dizideki karakterlerinizden bahseder misiniz?

    Kubilay Aka: Kerem çok yetenekli bir basketbol oyuncusu, okul takımının da kaptanı. Fakat karanlık bir tarafı var, öfkesini kontrol edemiyor. Onu daha iyi tanıdıkça, öfke probleminin sadece bir tesadüf olmadığını ve aslında merhametli ve adaleti savunan bir tarafı olduğunu görüyoruz. Parlak çocuk olsa da üzerinde büyük bir baskı var. Bir kıza karşı duygu beslemeye başladığında aşkı güçlendikçe öfkesi azalıyor. Kerem'de seyirciye göstermek istediğimiz tipik bir kabadayının aksine erkeklerin şiddetle ilişkisi... Erkekler neden genç yaşta şiddete maruz kalıyorlar ve bu nasıl onların kimliğinin bir parçası haline geliyor.

    Selahattin Paşalı: Osman bütün motivasyonu para kazanmak olan, yaşıtlarına göre ticari zekası gelişmiş ve iş hayatında başarılı bir öğrenci. Okul düzeninin içinde kendi sistemini kurmuş biri. Girişimci ve özgüvenli kişiliğinin yanında her şeyi para kazanma fırsatına çevirebilen bir karakter.

    Mert Yazıcıoğlu: Dizide Sinan karakterini canlandırıyorum. Sinan lise çağında hayattan umudunu kesmiş, ailesi tarafından ihmal edilmiş, yalnız bir çocuk. Karakter ile ilgili geri kalan kısmını izleyicinin izleyip kendi yorumlaması beni daha çok mutlu eder.



    GENÇLİK DİZİSİ DEĞİL

    -Aşk 101'i diğer gençlik dizilerinden ayıran yanı nedir?

    Kubilay Aka: Genel olarak sadece gençler değil, herkesin bazı duyguları hissedeceği, eğleneceği, duygulanacağı ve birçok duyguyu aynı anda hissedeceği bir iş olması en güzel yanlarından sadece bir tanesi bence.

    Selahattin Paşalı: Platform, minutaj, senaryo uzunluğu gibi faktörleri ayrı tutarsak, dizinin kendi derdinin diğer işlerden ayıran özelliği olduğunu düşünüyorum. Aslında konvansiyonel bir hikaye ancak derininde daha isyankar, daha varoluşsal ve sorgulatıcı bir içeriğe sahip olduğunu düşünüyorum.

    Mert Yazıcıoğlu: Aşk 101'i diğer gençlik dizilerinden ayıran şey onun bir gençlik dizisi olmaması. Ben Aşk 101'in sadece genç insanlara değil, o dönemi özleyen ve o dönem lise okumuş kişilerin de kendinden bir şey bulacaklarını düşünüyorum.



    -Bir sahnede karakterlerden biri 'insan aşık olmak için dünyaya gelir' diyor. Siz aşkı nasıl konumlandırıyorsunuz?

    Kubilay Aka: Dünyaya aşık olmak için gelmiyoruz bence. Aşık olduğumuz kişiyi dünyamız haline getiriyoruz. Ben ise kalbimle birlikte dünyayı ellerine vermeyi tercih ederim.

    Selahattin Paşalı: Ben de aşkın tanımını bulmaya çalışanlardanım ondan pek konumlandıramıyorum. Konumlandırdığım şey aşk mı ya da konumlandırdığım yer kalp mi bilemiyorum.

    Mert Yazıcıoğlu: O zaman ben de size Sinan'dan bir replikle cevap vereyim. "Beni karıştırmayın" (Gülüyor)

    -Lise zamanlarınıza dönmek nasıl?

    Kubilay Aka: Çok eğlenceliydi. Uzun zaman sonra üniforma giyip kravatı şöyle bir aşağıya indirip okul bahçesinde biraz basketbol oynadıktan sonra gömleğin pantolondan dışarı çıkması çok keyifliydi.

    Selahattin Paşalı: Okuldan, üniformadan, sınıflardan ne kadar hoşlanmadığımı tekrar hatırladım. Şu anki mesleğimin sınavı duyguları ne kadar iyi karşıya geçirebildiğim üzerine. Ne kadar iyiyim bilmiyorum ancak kağıtlı kalemli bir sınava girmediğim için nasıl mutlu olduğumu anlatamam.

    Mert Yazıcıoğlu: Lise zamanı hep güzeldir. Kendinizi keşfettiğiniz, yeteneklerinizin farkına vardığınız dönem... O döneme dönünce üstünden ne kadar çok sene geçtiğini ve o zamanlardaki gibi özgür olma hissini özlediğimi fark ettim. Keşke şimdiki gibi düşünüp o dönemi tekrar yaşayabilseydim.



    TUTSAK BİR DÖNEMDEYİZ

    -Koronavirüs salgınıyla birlikte sektör durma noktasına geldi. Neler yapıyorsunuz?

    Kubilay Aka: Evet zor bir süreç. Koca bir set ekibi evlerinde bekliyor. Bu da birçok şeyden fedakarlık etmek oluyor. İyi ki varlar. Ben de bu süreci evde geçiriyorum. Spor yapıyorum. Yapmayı ertelediğim ne varsa yapıyorum, aslında okuyamadığım kitaplar, izleyemediğim filmler biraz müzik gibi olumsuzluklardan olumlu bir şeyler çıkarıp mutlu olmaya çabalıyorum.

    Selahattin Paşalı: Bodrum'a ailemin yanına geldim. Burada daha güvenli hissediyorum. Uzun bir dönemdeyiz, ben de isyan kısmını atlatıp kabullenme sürecine doğru yaklaştığım bir dönemdeyim. Herkes ne yapıyorsa üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yapıyorumdur. Pozitif yanını düşünürsek çok uzun zamandır ailemle bu kadar fazla vakit geçirmemiştim, keyfini çıkarmaya çalışıyorum.

    Mert Yazıcıoğlu: Dünya olarak durağan ve tutsak bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi iyi değerlendirip isteyip de vakit bulamadığımız şeyleri yapmalıyız diye düşünüyorum. Ben de diğer herkes gibi izlemeye vakit bulamadığım filmleri izliyorum, kitap okuyorum, oyun oynuyorum. Bu dönemin bir an önce bitmesi için dua ediyorum. Hastalara acil şifalar. Lütfen evde kalın.



    Kaynak: Snob Magazin / Magazin

    Kubilay Aka Paşalı Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title