Şampiyon koşucu Oğuzhan Kaya'nın hedefi Paris Olimpiyatları!
Yeşim Mutlu
Pistlerde rüzgar estiriyor.
400 metreyi 46,04 saniyede koşuyor.
Başarı üstüne başarı kazandığı gibi U20 Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye'ye ilk kez altın madalya getiren takımın ilk koşucusu Oğuzhan Kaya.
Yağmurlu bir İstanbul gününde antrenörü Koray Imrak ve Oğuzhan Kaya ile Ataköy Atletizm Salonu'nda buluşuyoruz. Sakin sessiz bir yer ararken madalyalar, kupalar etrafımı sarıyor. Spor ve adrenalinin sonuna kadar hissedildiği bu yerde başlıyoruz sohbete.
Nasılsınız? Her şeyden önce nasıl geçti antrenman?
Koray Imrak, Oğuzhan Kaya
İyi, güzel geçti antrenman.
Oğuzhan ilk koştuğun zamanı hatırlıyor musun?
Yaramaz bir çocuktum. Sokak kültüründen geliyorum. Sokakta oyun oynarken bazı oyunlarda beni istemezlerdi. Oyunlarda hızlı olduğum için "Oğuzhan yerine keşke bir kişi eksik olsa" derlerdi. Arkadaşlarım benden şikayetçiydi. Futbol oynarken de çok hızlıydım zaten öyle keşfedildim.
Sporcu olacağın aklına gelir miydi?
2001 doğumluyum. Kendimi bildim bileli sporcu olmak istiyordum. Hayatımda bir spor olacak ama ne olacak diye düşünürdüm. Derslerimde başarılı olmama rağmen akademik kariyer yapmayı hiç düşünmedim. Hiç kötü notum da olmadı. Sporla birlikte üniversiteyide bitirdim.
Koşuya nasıl başladın? Nasıl gördün bu gücü kendinde?
Eskiden her çocuk gibi bende futbol oynuyordum. O zaman okul takımındaydım haliyle küçük çaplı. Beden eğitimi öğretmenim oyun sırasında hızlı koştuğumu keşfetti. Hocam sayesinde ortaokullar arası yarışmaya katıldım. Hiç antrenmansız olmama rağmen ilçede birincilik aldım. İstanbul genelinde bir kişi geçemedim, Türkiye finaline kalamadım. Sonrasında hocam beni Koray Hocama getirdi.
Kaç yıldır berabersiniz?
Bu sene 10 yılımız olacak.
0 zaman 13 yaşından bu yana Koray Hoca ile beraber çalışıyorsunuz.
Koray Bey hikayeniz nasıl başladı? Oğuzhan ile nasıl tanıştınız?
Antrenör olarak hayatıma devam ederken bir tanıdığım Oğuzhan'dan bahsetti. Oğuzhan'ın beden eğitimi öğretmeni yarışlara katılmasını sağlamış ve başarı elde ettiğini görmüş. Daha sonra Oğuzhan ile bir araya geldik. Sonrasında onu teste tabii tutuk ve koşma hızını gördük. Çalışmaya başladık ve bugüne kadar geldik.
O koştukça ben de koşuyorum.
Oğuzhan ile çalışırken zorlandığınız noktalar var mı?
Atletizm antrenörü olarak çalışmaya başladığımda profesyonel sporculuk hayatımı yeni bırakmıştım. Atletizm benim için yeni bir alandı. Uzun atlama branşı ile ilgilenen bir sporcuydum. 400 metre koşu çalıştırdığım ilk sporcudur. Oğuzhan ile birlikte çalışmaya başladıktan sonra kendimi bu yönde sürekli geliştirdim. Antrenörlerin en büyük özelliği sporcusuna göre çalışma üretmesidir. Biz de Oğuzhan'ın özelliklerine göre antrenman yapıyoruz. .
Sorunuza gelirsek evet ilk başta zorlandım ama şu an bunu aştığımı düşünüyorum. Oğuzhan her sene daha iyi derecede koşuyor. Demek ki doğru işler yapıyoruz. O koştukça ben de koşuyorum. Rüyalarıma bile giriyor.
Antrenör olarak sporcu olmak daha kolaymış diye düşünüyorum. Kafa olarak çok yoruluyorsunuz. Antrenörler çok fazla detayı düşünmek zorunda. Sadece antrenmanla değil her şeyle ilgileniyoruz. Psikolojik destek, aile, kız arkadaş sorunları, sakatlık, iyileşme süreci derken bir bakıyorsunuz hepsi çözülmüş.
İlk başlarda tabii zorlandım. Ama şimdi daha rahatım, daha tecrübeliyim bundan sonra gelecek sporcular daha şanslı aslında
Oğuzhan' da bırakmayı mı düşünüyorsunuz yoksa yeni sporcular mı alacaksınız?
Hayır hayır asla… Oğuzhan'da o kadar çok şey öğrendim ki yeni gelenlere daha rahat çalışacağımı biliyorum. Yeni gelen bir sporcuyu yönlendirmem daha kolay olacaktır.
Birbirinizi tanıdınız, birbirinize öğrettiniz. İki tarafta öğrenci, öğretmen ilişkisine girmiş.
Sevgili Oğuzhan Koray Hoca ile çalışırken sen hiç zorlandın mı?
Benim zorlandığım bir yanı yok. Koray Hoca, bana asla uzak davranmadı. Hocadan daha çok abi, baba gibi davrandı. Ne derse ok. Yaptırdığı antrenmanları seviyorum. Hiçbir zamanda sorgulamadım. Ben de yeri çok farklı. Ailemden çok daha fazla hocamı görüyorum.
Abi kardeş ilişkisi diyebiliriz o zaman.
Koray Imrak- Kampta her zaman beraberiz. Yarışlara beraber gidiyoruz. Anne babasına anlatamadığı her şeyi bana anlatıyor. Her şeyi dengeliyoruz.
Oğuzhan, koşmayı çok sevdiğin ortada. Koşarken neler geçiyor aklından?
400 metre koştuğum için koşarken düşünme fırsatım oluyor. Koşu öncesi kendimi başarılı olmak için motive ediyorum. Koşuya başlamadan önce "Oğuzhan, boşuna antrenman yapmadın, boşuna çalışmadın. Şimdi emeğinin karşılığını alma zamanı" diye kendimi motive ediyorum. Ailemi öne koyuyorum, kendimi, sevdiklerimi düşünüyorum. Kimseyi üzmek istemiyorum.
Kendini de üzmüyorsun değil mi?
Tabii ki, elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
O an ne hissediyorsun? Yoksa sadece sonuca mı odaklısın?
Koşarken sadece sonuca odaklıyım. Koşu anı, başlangıçtan bitişe her şey çok hızlı gelişiyor. Sana bağırsalar bile o sesi duymuyorsun.
Hiçbir şey görmüyor, duymuyor musun?
Koşu anında gözüm sadece virajı dönmekte. Bitişe odaklıyım.
Koşarken herhangi olumsuz bir durum yaşadın mı? Hiç sakatlandın mı, fenalaştın mı? Tatsız bir tecrüben oldu mu?
Maalesef oldu. İlk başladığım sene 200 metrede birinci olacakken salonda düştüm. Bacağımda hala izi vardır. Avrupa şampiyonasına gitmeden önce bir ay önce sakatlandım. Arkadaşlarım Avrupa ikincisi olurken sakatlığım sebebiyle ben gidemedim.
Yeniden çok geçmiş olsun diyorum. Geride kalsın yaşadıkların. Şu an son derece sağlıklısın ve bildiğim kadarıyla hedefin olimpiyat.
Evet, hedefim Paris Olimpiyatları.
Harika!. Umarım seni ve takımını olimpiyatlarda görürüz. Paris öncesinde hazırlandığın başka yarış var mı?
En formda olmamız gereken, kazanmayı hedeflediğimiz yarış tabii ki Paris. Paris Olimpiyatları öncesinde kota alabilmemiz için Bahamalar'da yarışmamız gerekiyor. Bahamalar'da dereceye girebilirsek Paris Olimpiyatlarına katılma hakkı elde edeceğiz. Şu an en önemli yarış orası.
Hadi İnşallah Oğuzhan.. Bahamaları geçerseniz sen ve takımın Paris'te ülkemizi temsil edecek.
Haftanın kaç günü antrenman yapıyorsun? Tempon nasıl? Yarışlara nasıl hazırlanıyorsun?
Haftanın 6 günü antrenman yapıyorum. Kamp olduğu zaman günde üç antrenman yapıyorum. Yüklenme dönemi antrenmanları sezonun başında oluyor. O ağır geçiyor. O zaman sosyal hayattan da kopuyoruz.
Farklı, zor bir antrenmanım yoksa akşamları sosyalleşiyorum. Bu da bir kahve içmek oluyor sıklıkla. Bizde en iyi antrenman dinlenmek. Dinlenmeden vücut toparlayamıyor. O da diğer antrenmanları etkiliyor.
Kaç saat uyuyorsun? Beslenme düzenin nasıl?
Günlük rutinim sabah erken kalkıyorum. 8-8,5 gibi. Kahvaltıma dikkat ediyorum. Hafif bir kahvaltı sonrası idmana geliyorum. 10.30'da antrenman başlıyor. Antrenman sonrası öğle yemeği. Öğle yemeği sonrası dinlenme, aile. Çift antrenman yapacaksak extra dinleniyorum.
Tek antrenman olan günlerde yakın çevremle kahve içiyoruz. Bunu iyi ayarlamam gerekiyor. O da çok sık olmuyor.
Kendini nasıl ödüllendiriyorsun?
Cumartesi günü antrenman sonrası gezmek eğlenmek benim için.
Kız arkadaşa yer yok mu hayatında?
Yakın çevrede kahve içmek derken aslında ondan bahsediyorum. Tabii ki kız arkadaşım olacak. Kız arkadaşımın olmaması anormal olur :) Problem o zaman başlar.
İster erkek, ister kız arkadaş buluşması olsun. Bunu da iyi ayarlamam lazım. Her gün değilde haftada bir ya da iki gün işte…Hafif antrenman ya da dinlenme haftasındaysam o zaman rahatlıkla dışarı çıkabilir, kahve içebilirim.
O zaman seni anlayacak biriyle birlikte olman lazım ki bu tempoyu kaldırsın. Ya da sporcu olacak ki sporcu sporcunun halinden anlasın.
Kız arkadaşımın beni anlaması ve psikolojik olarak desteklemesi lazım.
Bu yıl senin zamanın
Kaç madalyan var?
Sayamam, çok var. 2016'dan bu yana yarışıyorum. Birçok ulusal ve uluslararası başarı ve madalya kazandım. Benim için sayı önemli değil, önemli olan Paris'e gitmek. 4x4 bayrak takımı olarak gitme şansımız çok yüksek.
Galatasaray Spor Kulübü ve Milli Takımı temsil ediyorsun. Hayatımda daha iyi olsun dediğin neler var?
Destek vermek isteyenlere burada seslenmek isterim. Bana her alanda destek olabilirler. Galatasaray Spor Kulübü lisanslı sporcusuyum. Bana destek veriyorlar ama Atletizm futbol gibi gündemde değil. Bu sebeple ihtiyacım olan her alanda; sağlıktan, masaja, ayakkabıdan, ekipmana, kamp konaklama yerinden ulaşım sponsorluğuna ihtiyaç duyuyorum. Sponsorlarım sayesinde hedefe daha kolay ulaşabiliyorum.
Koray Imrak- Türkiye'de başarı gelmeden sponsor desteği az! Oğuzhan bu konuda rüştünü çoktan ispatladı. Kendi cebimizden çok kampa gittik. Bundan da gocunmuyoruz ama belirli bir seviyeden sonra biz de yetişemiyoruz. Sonuçta herkesin desteğe ihtiyacı var. Mesela extra kampa gitmeyi çok istiyoruz. Bize kamp desteği verebilecek oteller olsa ne güzel olur.
Paris Olimpiyatlarına gitme dışında en büyük hayalin ne desem?
Olimpiyatı söylerdim. Ama onun dışında dediğiniz için benim için olimpiyatta madalya almak derim.
Kendine ve sporu hayatına almak isteyenlere ne söylemek istersin?
Aynanın karşısında kendimle konuşuyorum. "Oğuzhan, bu kadar emek veriyorsun şimdi bu emeklerin karşılığını alma zamanı. Bu yıl senin zamanın" diyorum. Her zaman kendimi yükseltiyorum. Benim yerimde olmak isteyen çok insan var. Her zaman zirvede olmak istiyorum. Kaybetmeyi sevmiyorum.
Spora başlamak isteyen kardeşlerim acaba diye asla düşünmeyin. "Başarılı olabilir miyim? Okulla birlikte devam edebilir miyim" diye düşünebilirsiniz. Asla pes etmeyin. Kendinize inandığınız zaman başarının yarısı, antrenmanla da diğer yarısı geliyor. Başarılı sporcuysan okullar sizi destekliyor. Spor bütün kapıları açabilir, güzel bir gelecek sunabilir. Ne olursa olsun hiçbir zaman sporu bırakmayın.
Sohbetimiz sonrası Oğuzhan Kaya'nın rüzgar gibi estiği atletizm salonunda fotoğraflarını çekerek vedalaşıyorum. Dışarıda yağmur hızını kesmezken içimden sporcuların hızı artsın ve hayalleri gerçek olsun diyerek ayrılıyorum.
Yeşim Mutlu