Haberler

Hoşgeldin kendine

Cenk Sabuncuoğlu

Cenk Sabuncuoğlu

Yazar / Yeni Yaşam Global
07.07.2021 12:34

Hoşgeldin kendine,

Korkuyorsun biliyorum. Ama korkma. Burası tanıdığın yere benziyor. Ama sadece benziyor. Bakarsan bambaşka. Yepyeni. Şimdi gözlerin acıyor buradaki ışıktan. Ciğerlerin buradaki oksijene alışık değil yanıyor. Sen her nefes aldığında batıyor dünya sana. Kalbin atacağı ritmi karıştırıyor. Zihnin tanımlamaya çalışıyor çıldırmışçasına, enerji çekiyor tüm hücrelerinden. Bildiğin yaşam yok burada, yenisi ise gözlerinin arkasında. Uzun bir yoldan geldin. Ağır ve karanlık. Yoğun ve baskın. Kilitli ve tutsak. Karmaşık ama bildik. Şimdi canın çok yanıyor ve bildiğim cehennem bilmediğim cennetten yeğdir diyorsun. Biliyorum. Ah o esaretin sarhoş eden konforu yok mu? Ne kendinin ne başkasının sorumluluğunu almana gerek olmayan, ardına bakmadan gidenlerin, sorgusuzca gelenlerin dünyası. Herkes gibi yapanların, mışlarla, mişlerle karın doyuranların krallığı. Güzel yer.

Ama madem buraya kadar geldin dayan lütfen, dayan biraz daha. Kalbin çok hızlı çarpıyor, neye dokunsan parçalanıyor un ufak, bildiğin tanımlar geçersiz, bildiğin duygular yok, renkler farklı, anlamlar yok. Çünkü gözlerin alışmadı daha, kalbin uyumlanmadı henüz, zihnin yeniyi tanımlayamadı.

İzin ver anlatayım sana. İzin ver zihnine, izin ver kalbine. Bir bakıp çıkacağım desen de olur. Sadece dinle."

Burası senin geldiğin yerin ardındaki yer. Bakarsan görürsün. Sadece gözlerinin arkasından bakanların dünyası.Burada kalpler neşe içindeyse yaşayabilir. Yoksa atamaz. Burada yalan çalışmaz. Komik olur, güleriz hep beraber. Burada manipülasyona ihtiyaç duymayız çünkü uzun iş. İsteriz karşımızdaki seve seve verir. Düşünmez kandırılıyorum mu diye. Kandıran kim? Kandırılan kim? Çok karışık. Sıkılırız bunlardan. Burada esaret için çok uğraşmak lazım, bir kere sorumluluk almanın tadına vardık mı özgürleşiveririz. O zaman bizi kilitlesen de dans ederken görürsün bizi. Burada birbirimize küsmeyiz. Küsüp terk etmekle tehdit etmeyiz.

Etsek yine komik. Gidecek bir yer yok ki her yer kendimiz. Burada yoksunluk yok çünkü zaten sahip değiliz. Burada kadın erkek başka bir şey. Birbirimizin açıklarından beslenemeyiz. Biliriz ki o tamsa ben tamım. Beraber tastamamız. Destekleriz birbirimizi. Yeni alanlar deneyimlemek için cesaretlendirir beraber öğrenmenin keyfini çıkarırız doyasıya. Öğrenmeye devam ederiz birbirimizden ama bilerek, isteyerek, seçerek.

Hatalarımız varsa yargılamadan. Hatalar burada çok eğlenceli biliyor musun? İçinde tahmin edemeyeceğin fırsatları var. Acılar da var. Biz de gelişiyoruz bu dünyada. Her yeni taç yaprak açılırken, kalbimizden hissediyoruz çıkışını, diğer yapraklarla uyumlanana kadar hissediyoruz dengesizliği. Ama yalnız değiliz burada. Sadece tek başınalığın muazzam çokluğu. Teklikten tekrar akıyoruz bütüne.

Suçlanmadan, sabırla, istediğimiz zamanda, kendi seçtiğimiz yolla.

Burası bizim dünyamız işte. Peki sen neden buradasın? Seni ne getirdi bu cesur yeni dünyaya? Neden geri dönmeye çalışıyorsun? Neden geldiğin yere dönemiyorsun peki şimdi? Küçücük bir his, belli belirsiz bir his mi seni burada tutuyor yoksa? Nedir O? Nedir sana rağmen sana sızan? O'nun yüzünden mi bunca sancı? O'na ulaşma tutkusu mu seni burada tutan? Bu sorularına cevap bulmak ister misin bizimle? Biraz kalsan, biraz yaşasan, biraz alışsan, mucizelerini paylaşsan bizimle. Çoğalsak beraber. İster misin?

Eğer istersen geçişini tamamlamak zorundasın. Buraya kadar geldiğine göre zaten buradasın.

Tek bir şey kaldı şimdi. İste ve seç. Arafta mısın? Seç bırak. Bırak kendini. Bırak.

Acıyla mı geldin buraya? Kendini daha da aç acıya, sarsın seni. Kendini suyun dibine bırakır gibi bırak içine.

Kahkahalarla mı buradasın. O kadar çok gül ki ciğerlerin sıkışsın. Yeter ki sadece o an ol. Neyse o. Tanımlamadan içine bırak.

Ooooh bu kadar.

Hoş geldin dünyana. Sadece alışman gerek biraz. Yavaş yavaş. Sabırla.
title