Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Müslüman, tüm insanların hak ve özgürlüklerini mukaddes bilir"

Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: 'Müslüman, tüm insanların hak ve özgürlüklerini mukaddes bilir'
Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Bakü'deki 'Azerbaycan Din Adamları II. Forumu'nda yaptığı konuşmada, İslam'ın herkesin hak ve özgürlüklerini koruma sorumluluğunu vurguladı. İnsanların barış ve huzur içinde yaşaması için çalışmanın önemine dikkat çeken Arpaguş, haksızlıklarla mücadele etmenin de asli bir sorumluluk olduğunu ifade etti.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Bakü'de düzenlenen "Azerbaycan Din Adamları II. Forumu"nda yaptığı konuşmada, "Müslüman, tüm insanların hak ve özgürlüklerini mukaddes bilir. Dünyadaki herkesin barış, güven ve huzur ikliminde onurlu bir hayat yaşaması için çalışmayı, inancının bir gereği kabul eder" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen "Azerbaycan Din Adamları II. Forumu"na katıldı. Başkan Arpaguş burada yaptığı konuşmada, yeryüzünde huzur ve güven ortamı sağlanmasının temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmasıyla mümkün olabileceğini belirterek, "Bu yüzden İslam, bütün insanların yaratılıştan sahip oldukları hak ve hürriyetleri din, dil, ırk, cinsiyet gibi bir ayırıma tabi tutmaksızın dokunulmaz kabul etmiş; bunlara yönelik haksız saldırılara karşı da dini, hukuki ve ahlaki müeyyideler ortaya koymuştur. Medeniyet literatürümüzde 'Zarurat-ı hamse' olarak ifade edilen; canın, aklın, malın, neslin ve dinin korunması bu kapsamdadır" dedi.

"Müslüman, insanların özgürlüklerini sınırlandıracak haksızlıkları ortadan kaldırmak için mücadele etmeyi sorumluluk olarak görür"

İslam'a gönül veren, ilahi vahye ram olan ve peygamberlerin kutlu mirasına sahip çıkan her Müslümanın, evrensel insani değerlerin en tabii savunucusu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Safi Arpaguş, "Müslüman, tüm insanların hak ve özgürlüklerini mukaddes bilir. Dünyadaki herkesin barış, güven ve huzur ikliminde onurlu bir hayat yaşaması için çalışmayı, inancının bir gereği kabul eder. Buna mukabil insanların temel hak ve özgürlüklerini sınırlandıracak haksızlıkları, baskı, tehdit, şiddet gibi olumsuzlukları ortadan kaldırmak için mücadele etmeyi de asli bir sorumluluk olarak görür" şeklinde konuştu.

"Türkistan'dan Endülüs'e uzanan bu geniş coğrafyada insanlar, İslam'ın huzur veren ikliminde yaşamışlardır"

İslam'ın yüce hakikatlerinin ve evrensel ilkelerinin hayata tatbik edildiği dönemlerde, insanlığın temel hak ve özgürlüklerini tam anlamıyla elde etmenin huzurunu yaşadığını dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, "Medeniyet tarihimiz, özellikle din ve vicdan hürriyeti hususunda, insanlığın en şahika örneklerine tanıklık etmiştir. İslam medeniyet havzasında istedikleri dini serbestçe seçme ve o dinin kurallarını uygulama konusunda hiç kimse hiçbir müdahale ve sınırlamaya maruz kalmamıştır. Türkistan'dan Endülüs'e uzanan bu geniş coğrafyada insanlar, tüm farklılıklarıyla birlikte İslam'ın huzur veren ikliminde barış ve eman içinde yaşamışlardır. Hiç şüphesiz bu, köklü medeniyet bilincinin bir tezahürüdür. Her türlü farklılığı zenginlik kabul ederek güvence altına alan devlet anlayışının bir yansımasıdır. Zira medeniyetler ve devletler, ancak temel hak ve hürriyetleri, din ve vicdan özgürlüğünü tam anlamıyla temin edebildiklerinde güven ve huzur ortamını sağlayabilirler. Birlik ve beraberlik ruhu, toplumsal dayanışma ve paylaşma kültürü, ancak böyle ortamlarda hayat bulur" ifadelerini kullandı.

"İnsanlığın huzur ve güven arayışı, her zamankinden daha güçlü ve daha belirgindir"

Başta Filistin olmak üzere dünyanın pek çok yerinde, en temel haklarından bile mahrum bırakılan milyonlarca insanın açlık, yoksulluk ve sefaletin pençesinde hayatta kalma mücadelesi verdiğine dikkati çeken Başkan Arpaguş, "Bugün insanlığın huzur ve güven arayışı, her zamankinden daha güçlü ve daha belirgindir. Böyle bir ortamda, İslam'ın hak ve adalet anlayışının, 'farklılıklara saygı' ve müsamaha yaklaşımının hayata taşınması büyük bir önem arz etmektedir. Kur'an'ın rehberliği, Peygamberimizin örnekliği ve medeniyet müktesebatımızın aydınlığında ilmi, irfanı ve hikmeti merkeze alan bir hayat tasavvuru geliştirme zarureti bulunmaktadır. Bu sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Onun için İslam ülkelerindeki dini kurum ve kuruluşların, işbirliğini geliştirmeleri ve özellikle din eğitimi ve din hizmeti alanında müşterek çalışmalar yapmaları son derece mühimdir" diye konuştu.

Forumda, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fatih Mehmet Karaca ile Bakü Din Hizmetleri Müşaviri İhsan Açık da hazır bulundu. - BAKÜ

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.