Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu Açıklaması
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "11 Ekim'den beri Gazze'de ateşkes tesis edilmiş olsa dahi İsrail'in enkaza çevirdiği yerleşim yerlerinde sıkıntılar halen devam ediyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "11 Ekim'den beri Gazze'de ateşkes tesis edilmiş olsa dahi İsrail'in enkaza çevirdiği yerleşim yerlerinde sıkıntılar halen devam ediyor." dedi.
Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bu dayanışma mevsiminde Gazze'dekiler başta olmak üzere mazlumları da ihmal etmeyeceklerini ifade etti.
"11 Ekim'den beri Gazze'de ateşkes tesis edilmiş olsa dahi İsrail'in enkaza çevirdiği yerleşim yerlerinde sıkıntılar halen devam ediyor." diyen Erdoğan, havaların soğuması ve yağışların başlamasıyla birlikte Gazze halkının yükünün daha da arttığını söyledi.
Gazze'de şiddetli yağmurun etkisiyle su altında kalan çadırları, aşırı soğuk sebebiyle hipotermi geçiren bebek ve çocukları herkesin içi yanarak takip ettiğini dile getiren Erdoğan, "Mutabakata göre günlük 600 tırın Gazze'ye giriş yapması gerekiyordu. Ancak İsrail böyle insani bir meselede bile sözünü tutmuyor, insani yardım girişlerine uyduruk bahanelerle sürekli zorluk ve engel çıkarıyor. Biz bunlara rağmen Gazzeli mazlumların yanında olmaya çalışıyoruz." dedi.
Geçen hafta 1300 ton insani yardım malzemesi taşıyan 19'uncu iyilik gemisinin Mısır'ın El-Ariş Limanı'na ulaştığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin son iki yılda Gazze'ye gönderdiği yardım miktarının 105 bin tona yaklaştığını kaydetti.
Gazze halkının ilaca, yiyeceğe, giyeceğe, ısınmak için yakıta ihtiyacı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Hepsinden öte Gazze'nin umuda, dayanışmaya, manevi desteğe ihtiyacı var. İşte onun için çok dua edeceğiz. Duayla kalmayacak, mübarek üç aylarda Filistin'e yardımlarımızı daha da artıracağız. Türkiye olarak sinmeyeceğiz, susmayacağız, unutmayacağız, Gazze'yi hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız." diye konuştu.
"Dinine, diline, kökenine bakmadan, ezilene, zulme ve katliama uğrayana kapımızı açtık"
Tıpkı "Allah Allah" nidalarıyla üç kıta, yedi iklimde at koşturan kahraman ecdat gibi sadece Hakk'ın, haklının, mazlumun, mağdurun tarafında olduklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihimiz boyunca her zaman mazlumlar için bir eman yurdu olduk. Dinine, diline, kökenine bakmadan, ezilene, horlanana, zulme ve katliama uğrayana kapımızı açtık. Engizisyondan kaçan Musevilere de Nazi zulmünden kaçan Musevi bilim adamlarına da kol kanat gerdik. Kafkaslar'dan Balkanlar'a, Afrika'dan Asya'ya, bütün buralarda kimin başı sıkışmışsa hiç düşünmeden imdadına koştuk. Bu dün böyleydi, bugün böyledir, yarın da asla değişmeyecektir. Ay yıldızlı al bayrağımız, mahzun gönüllere inşirah vermeye kıyamete kadar devam edecektir. Biz bin yıllık şanlı tarihimize baktığımızda işte bunu görüyoruz. Orada adalet görüyoruz. Merhamet, şefkat, iyilik görüyoruz. Orada cesaret ve kahramanlık görüyoruz. 'Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla vermem' diyen haysiyet abidelerini görüyoruz. Kudüs-ü Şerif'i 400 sene boyunca 'La ilahe illallah, İbrahim Halilullah' lafzına uygun şekilde yönetmiş bir alicenaplık görüyoruz. İmparatorluğun sıkıntılı günlerinde Filistin'e karşı para teklif edenlere, 'Ben bir karış dahi toprak satamam zira o bana değil, milletime aittir. Onlar bu imparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar kıldılar. Onu bizden koparılmadan önce üzerine kanımızla bir kere daha kaplamayı biliriz' diyerek reddeden gurur kaynağımız bir ecdat görüyoruz. İşte biz buyuz. Biz farklı bir ülkeyiz. Çok farklı bir milletiz."
"Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz"
Erdoğan, 1071'den beri bu coğrafyada olunduğunu, bedel ödendiğini, mücadele edildiğini, can verildiğini ve can alındığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu topraklarda bin yıldır tutunmayı işte böyle başardık. Bize ömür biçenler oldu. 'Hasta adam' diyenler oldu. Harim-i ismetimize el uzatmaya cüret edenler oldu. Asrın başında Çanakkale'de, daha sonra Milli Mücadele'de, en son 15 Temmuz'da istiklal ve istikbalimize kastedenler oldu. Hepsini bozguna uğrattık. İman dolu göğsümüzle ehli salibin heveslerini kursaklarında bıraktık. Herkes bilsin ki biz dün olduğu gibi bugün de sulhu sükundan yanayız. Ama bu demek değildir ki haksızlığa rıza gösterir, zulme sessiz kalırız. Asla. Şunu burada çok açık ve net söylüyorum. İster Doğu Akdeniz'de ister Ege'de isterse başka bir yerde olsun biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz."
Erdoğan, Kıbrıs Türkü'nün hak ve çıkarlarının gasp edilmesine de müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, "Anlaşmalar yapılabilir, imzalar atılabilir, sipariş sorularla çeşitli mesajlar da verilebilir. Bunların hiçbiri bizi bağlamaz. Bizim politikamızı değiştirmez. Elinde 70 binden fazla Filistinli kardeşimizin kanı olanların hadsizliklerinin bizim nazarımızda teneke tıngırtısından farkı yoktur ve olamaz. Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Tahriklere kapılmadık, kapılmayacağız. Türkiye olarak uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalarımız çerçevesinde, tarihi tecrübelerimize ve köklü geleneğimize yakışır şekilde vakarla, basiretle, sağduyuyla, sükunetle hareket etmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
(Sürecek)











