25 Kuruşa Şoför Mahalli

SEDA SAYAN'A GÜVENİYORSUNUZ AMA SEDA SAYAN ARTIK İZLEYİCİSİNDEN UTANIYOR.

Ününü borçlu olduğu magazinden de utanıyor. Entel izleyici istiyor

Ona güveniyorsunuuuz,

Ona inanıyorsunuuuz,

Sadece onu izliyorsunuuuz...

Sabahların Sultanı; Seda Sayaaaaan...

İstanbul'da 1970 ve 80'li yıllarda Sevgi Birliği adlı bir grup vardı. Grup, parapsikoloji ile yani hipnotizma, manyetizma, ruh çağırma gibi işlerle uğraşırdı. Hipnotizma ile zayıflama seansları da vardı. Gidenler bilir. Gözler kapalıdır. Röntgen mütehassısı doktor tok sesiyle size emreder, 'Bu mideyeee, baklava, börek, çörek, girmiyoooor. Bu mideyeee ıspanak giriyooor. Yeşil salata giriyoooor. Kereviz ve enginar giriyooor.. Bu mideye makarna, pilav girerse elimden gelen şifa perileri bu mideyi kavuruyoooor'.

Diyetisyenlerin, adım başı olmadığı, hatta bilinmediği dönemlerde vakti ve parası çok olanlar, Dr. Kayserilioğlu'na giderdi. Ondan medet umanlar kısa sürede onu çok zengin ettiler.

Program başlarken yapılan, Seda Sayan anonsu beni o günlere götürdü. İzleyicileri hipnotize etmenin bir yolu mu bu? Arka ses, 'Ona güveniyorsunuuuz', 'Ona inanıyorsunuuuz', 'Sadece onu izliyorsunuuuz' diyor. Bu arada, kimler arasında yapıldığını bilmediğim bir anketten 'En Güvenilir Kişi' Seda Sayan çıkmış. Niye? Güvenebilmek bu kadar kolay mıdır?

HER YOL MÜBAH

En büyük güven sorununu politikacılarımızla yaşıyoruz. Oy isterken verilen sözlerin yerine getirildiğini gören olmuş mudur? Yine de 'Hamilelik üç aya indirilecek' demedikleri kaldı bir tek.

Semt pazarından aldığımız domateslerin altından çürükler çıkınca çıldırmıyor muyuz? Programlarında aldatan ya da aldanan eşleri konuk edip, 'Aaa çok ayıp ama!' diyenlerin aynı şeyleri kendilerinin de yaşadıklarını bilmiyor muyuz?

Hatta bu piyasada üne ve paraya kavuşmadan önce, 'Başarıya giden her yol mübahtır' diyenleri, sonradan inkar etseler de bilmez miyiz hiç?

Biz biliriz, halk da çok iyi bilir. Ama o kadar çaresizdir ve hasrettir ki güvenmeye 'Babana bile güvenmeyeceksin' sözünün sahibi bu millet, sonunda tutup Seda Sayan'a güvenoyu verir işte böyle... Ona 'Yetiş bacım' der.

Seda Sayan da her sabah, bu güveni şöyle tazeler. 'Bacım, derdi olana derman dağıtırım. Hepiniz bana güveniyorsunuz, ben bir firmanın ürününe iyidir diyorsam, bilirsiniz ki onu Seda denemiştir ve o ürün gerçekten iyidir'. Bu da,

'Heeeey firmalar, bakın bana güveniyorlar, hadi bakalım verin ürün tanıtımlarınızı bana, reklamlarınızda beni kullanın, ben de biraz daha para kazanayım' demenin tek yoludur.

Peki ama, Seda Sayan'a güvenoyu veren arkadaşım sorarım sana;

Mikrofonsuz konuştunuz diye avaz avaz size bağıran kim?

Sorularınızı beğenmezse, 'Aklın nerde be senin, iyice dinlesene. Sus! Ver şu mikrofonu' diye azarlayan kim?

Telefondaki minibüsçü mağduru kadın izleyiciye 'Sus ve önce dinlemeyi öğren, yanlış söyledin, bu bir magazin programı değil' diye dayılanan kim?

'Koca her yerde bulunur, ama kardeş bulunmaz' sözünü alkışladığınız için, ağzını yamultarak 'Ne var şimdi alkışlayacak' diye kontrolü kaybedip, haykıran kim?

Aynı gün, 'Kaliteli olun, böyle yaptığınız için bu programı aşağılıyorlar, sizin yüzünüzden beni de aşağılıyorlar' sözlerini gözlerinizin içine baka baka söylemedi mi?

Siz Seda Sayan'a güveniyorsunuz ama, Seda Sayan artık, izleyicisinden utanıyor. Ününü borçlu olduğu magazinden de utanıyor. Şarkılarını dinleyen minibüs şoförleriyle prim yapmaya çalışırken, televizyonda entel izleyici istiyor. Stüdyo izleyicisinin, konuklarına evrim teorisini sormasını bekliyor.

Güvenilir olmanın ilk adımı, kendini zor olsa da, acı olsa da kabullenmektir. Hem 25 kuruş verip hem de şoför mahalli istenmez ki...

YAŞLILIK ÜZERİNE...

2 Ekim 'Yaşlılar Günü' idi. Sağlıklı ve güvenli bir yaşlılık dileğiyle, birkaç özlü sözü sizlerle paylaşmak istedim.

İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.

Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler.

Kaç yaşında olduğunu bilmesen, kaç yaşında olurdun?

Haberler