TÜM KATEGORİLER
Kürk Mantolu Madonna" Red'le Ankara'da
Vodafone Red'in katkılarıyla tiyatroda sahnelenen, Sabahattin Ali'nin romanı "Kürk Mantolu Madonna", 6-7 Şubat ve 3-4 Nisan'da Ankara'da MEB Şura Salonu'nda tiyatroseverlerle buluşacak.
Vodafone Red'in katkılarıyla tiyatroda sahnelenen, Sabahattin Ali'nin romanı "Kürk Mantolu Madonna", 6-7 Şubat ve 3-4 Nisan'da Ankara'da MEB Şura Salonu'nda tiyatroseverlerle buluşacak.
Vodafone'dan yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de ilk kez Vodafone Red'in katkılarıyla tiyatroda sahnelenen, Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" eseri, İstanbul'dan sonra diğer illeri de geziyor.
Türkiye'nin ilk dijital tiyatro oyunu olan "Kürk Mantolu Madonna", 6-7 Şubat ve 3-4 Nisan'da Ankara'da MEB Şura Salonu'nda sahnelenecek.
Ankara'daki gösterilerde biletler Vodafone Red'lilere yüzde 10 indirimle sunulacak. Biletler Biletix üzerinden alınabilecek.
En yeni dijital sahneleme teknikleri kullanılıyor
Engin Alkan tarafından sahneye uyarlanan ve yönetilen oyunun yapımcılığını Tuba Ünsal ve Nisan Ceren Göknel, "To Be House of Production" ismiyle üstlendi.
Maria Puder rolünde de Tuba Ünsal'ın göründüğü oyunda, Raif Bey'in gençliğini Alper Saldıran, olgunluk dönemini Menderes Samancılar canlandırırken, Sercan Badur yazarın kendisini portreliyor.
"Veda" şarkısı söz ve müziğinin Sezen Aksu'ya ait olduğu oyunun, sahne ve ışık tasarımını Cem Yılmazer üstlenirken, oyundaki Maria Puder otoportresinde ise çağdaş ressamlardan Ahmet Güneştekin imzası yer alıyor.
"Kürk Mantolu Madonna"nın dekor yerleşimi fiziksel değil, en yeni dijital sahneleme teknikleri kullanılarak yapılıyor. Dekorun temel unsurları arasında platformlar, projeksiyon perdeleri ve oyun için özel olarak tasarlanan video art görüntüleri yer alırken, yansıtma, mapping ve ses-ışık oyunları gibi dijital ortamlardan da yararlanılıyor.
Platonik bir aşk hikayesi
Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımlanan "Kürk Mantolu Madonna" romanında Maria Puder ve Raif Efendi arasındaki aşk anlatılıyor.
Romanda, 20'li yaşlarında babasının isteği üzerine gittiği Berlin'de, sanata olan ilgisi sayesinde bir sanat galerisini ziyaret eden Raif Efendi, buradaki tablolar arasında bir sanatçının otoportresini görüyor ve tablodaki kadına platonik olarak aşık oluyor.
Raif Efendi, sanatçı Maria Puder'e ait olan ve kendisinde daha önce hiç hissetmediği duygular uyandıran bu portrenin, Andrea Del Sarto tarafından yapılmış "Madonna delle Arpie" isimli portredeki Madonna'ya benzediğini düşünüyor.
