Büyük Önder Atatürk, Milli Mücadele'nin kalbi Ankara'ya 106 yıl önce adım attı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 106 yıl önce 27 Aralık'ta Heyet-i Temsiliye üyeleriyle Ankara'ya gelişi, Milli Mücadele'nin seyri açısından yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 106 yıl önce 27 Aralık'ta Heyet-i Temsiliye üyeleriyle Ankara'ya gelişi, Milli Mücadele'nin seyri açısından yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Bu kapsamda, Atatürk'ün Ankara'daki ilk durağı olan Beynam köyündeki Atatürk Evi'nde AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılınç, Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin Milli Mücadele açısından karar alma süreci ve merkez inşasının başlangıcı olduğunu söyledi.
Bu süreçle Heyet-i Temsiliye'nin merkezinin Ankara'ya taşınmış olduğunu belirten Kılınç, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilan edildiği karar yine Ankara'da alınmış oldu. Bu geliş sıradan bir şehir ziyareti gibi değil, yeni devletin kurulmasında önemli bir aşama olarak değerlendirilmelidir." dedi.
Ankara'da alınan kararların uluslararası kamuoyu tarafından da karşılık bulduğuna dikkati çeken Kılınç, "Lokal mücadelelerin merkezi hale gelmesi düzenli orduyu getirdi, düzenli ordu da Kurtuluş Savaşı'ndaki başarımızı sağladı. Paşamızın Ankara'ya gelmesi milli egemenlik düşüncesinin somutlaşmasının en önemli göstergelerinden biridir." diye konuştu.
"Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır, düsturuyla yola çıkıldı"
Atatürk Araştırma Merkezi Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hatice Güzel Mumyakmaz, Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyılı denge politikası izleyerek geçirdiğini anımsatarak, imparatorluğun çözülme sürecinde artan baskılar nedeniyle Cihan Harbi'nde Almanya'nın yanında yer aldığını ifade etti.
Mumyakmaz, Mondros Mütarekesi sonrası Yıldırım Orduları Grup Komutanlığının devredildiğini ve Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a çağrıldığını belirterek, Paşa'nın milli mukavemeti oradan örgütleme yönünde girişimlerde bulunduğunu, ancak koşulların elvermemesi üzerine mücadelenin merkezinin Anadolu'ya taşındığını söyledi.
Mumyakmaz, Mustafa Kemal Paşa'nın Osmanlı Genelkurmayı'ndaki desteğin ardından 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu'ya geçtiğini, 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Samsun'a hareket ettiğini anlattı.
Paşa'nın Samsun, Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas hattında ilerlerken İzmir'in işgali karşısında miting ve protestoları teşvik ederek halkı bilinçlendirmeye çalıştığını vurgulayan Mumyakmaz, şunları kaydetti:
"22 Haziran 1919'a geldiğimizde Amasya'da 'Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır.' düsturuyla yola çıkılmanın temeli atılmıştır. Yani Türk milleti için Milli Mücadelemiz için bir motto oluşturmuştur. İşte bu aynı zamanda bu mücadelenin meşruiyet zeminini oluşturacaktır. Yani Mustafa Kemal ve arkadaşlarına 'Sergüzeşt' diye hitap edenlere karşı milletin iradesini arkasına alan bir Mustafa Kemal'i göreceğiz biz bu süreçte."
Mumyakmaz, Erzurum Kongresi'nde temsil heyeti kararının alındığını ve bu süreçte meclisin açılmasının zorunluluk olarak görüldüğünü belirterek, "Fakat İstanbul işgal altındadır. Bu sebepten Mustafa Kemal Paşa, Şubat 1919'dan itibaren meclisin ya da milli mukavemet merkezinin yerinin Ankara olması gerektiğine kendi kanaat getirmiştir." dedi.
Paşa'nın 20. Kolorduyu Ankara'ya taşıyarak Ali Fuat Paşa'yı görevlendirdiğini aktaran Mumyakmaz, bu tercihlerin milli mukavemetin merkezi için Ankara'yı öne çıkardığını, İstanbul'da toplanan son Meclis-i Mebusan'ın 28 Ocak 1920'de Misak-ı Milli kararını almasının da bu sürecin devamı olduğunu kaydetti.
Atatürk Ankara'yı "milli duyguları yüksek bir topluluk" olarak anıyor
Doç. Dr. Hatice Güzel Mumyakmaz, Ankara'nın ulaşım ve haberleşme ağlarına yakınlığı ile demiryolu bağlantısı nedeniyle tercih edildiğini belirtti.
Ankara halkının işgal baskısına rağmen direnişe destek verdiğini vurgulayan Mumyakmaz, Mustafa Kemal Paşa'nın Nutuk'ta Ankara'yı "milli duyguları yüksek bir topluluk" olarak övgüyle andığını hatırlattı.
Mumyakmaz, Ankara'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti merkezinin kurulmasıyla birlikte halkın yokluk içinde dahi maddi destek sağladığını, bu dayanışmanın şehri Milli Mücadele'nin güvenli merkezi haline getirdiğini kaydetti.
"Ankaralılar Mustafa Kemal Paşa'yı bağrına basmıştır"
Mumyakmaz, Mustafa Kemal Paşa'nın 18 Aralık'ta Kayseri-Kırşehir hattı üzerinden hareket ederek Hacıbektaş'ta Alevi-Bektaşi topluluğuyla görüştüğünü ve desteğini aldığını, ardından Mucur ve Kırşehir güzergahıyla 27 Aralık'ta Ankara'ya ulaştığını aktardı.
Hacı Bayram Veli Türbesi'nin ziyaret edildiğini ve dualarla şehre girildiğini aktaran Mumyakmaz, "Ankaralılar Mustafa Kemal Paşa'yı kendisinin cümleleriyle 'bağrına basmıştır', Seymen alayları, mektepli gençler, köylerden kağnılarla gelmiş gençler, şehrin ileri gelenleri, büyük topluluklar halinde Mustafa Kemal Paşa'yı karşıladı. Dikmen sırtlarında, Çankaya sırtlarında karşıladı. Bir taraftan ezanlar ve salalar okunmaktaydı." dedi.
Mumyakmaz, Paşa'yı karşılayanlar arasında Rıfat Börekçi, Ali Fuat Paşa, Ankara Valisi ve Ankara Müftüsü'nün de yer aldığını, halkın ise "hoş geldiniz" ve "yaşa varol" nidalarıyla karşıladığını kaydetti.
"Ankara yokluklar içerisinde yeniden kurulmaya namzet bir şehir"
Mumyakmaz, Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya varmadan önce Beynam'da bir gece konakladığı Muhtar Veli Çavuş'un evine ilişkin de "Baktığımızda mütevazı bir Anadolu kasabasının mütevazı şartları içerisinde olduğumuzu görüyoruz. Mustafa Kemal Paşa'nın ve arkadaşlarının o dönemki mücadelesinin ne kadar kıymetli ve anlamlı olduğunu bir daha görmemize sebep oldu" şeklinde konuştu.
İstanbul'un imparatorluk merkezi olmasına karşın yokluk içindeki Ankara'nın yeni devletin kuruluşuna aday bir şehir olarak öne çıktığını dile getiren Mumyakmaz, Cumhuriyet sonrasında imar ve kurumlaşma adımlarıyla bu tercihin somutlaştığını belirtti.
Milli Mücadele'nin "milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır" anlayışıyla yürüdüğünü söyleyen Mumyakmaz, Meclisin açılmasıyla "hakimiyet bilakaydu şart milletindir" ilkesinin benimsendiğini ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun bu egemenliği hukuki zemine taşıdığını ifade etti.
"Bu gücü Ankaralılardan aldım"
Mumyakmaz, Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin halk iradesine dayalı bir mücadeleyi somutlaştırdığını ifade ederek, "Mustafa Kemal Paşa tıpkı Ankara'ya geldiğinde Ankaralıların onu bağrına bastığı gibi, 'Bu gücü Ankaralılardan aldım' diyerek mücadelesinin dayanağının millet iradesi olduğunu ifade etmiştir. Milli Mücadele'nin özü de milletin karar ve iradesidir." dedi.
Milli Mücadele'nin kurumsallaşmasına da değinen Mumyakmaz, "Ankara'da bunun için çalışan basın yayın organları da vardır. Onu destekleyen kuruluşlar vardır. Anadolu Ajansının açılması Ankara'da olacaktır. Hakimiyet-i Milliye'nin yayımlanması Ankara'da olacaktır. Bunlar bize Atatürk'ün Ankara'ya gelişi sonrasında verilmiş hediyelerdir. " diye konuştu.













